AK Parti'li Çelik'ten CHP'ye 'YAŞ' tepkisi: Açıklamalar nifak siyasetinin neticesi
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Ömer Çelik, CHP'nin Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarına yönelik eleştirilerine tepki göstererek, Yüksek Askeri Şura kararlarıyla ilgili yaptıkları açıklamalar tamamen nifak siyasetinin neticesidir dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarına eleştirilere ilişkin, "Bunu sorgulamaya çalışan CHP milletvekilinin, bunu sorgulayacak bir kapasitesi, yeteneği var mıdır? Yok. Sadece spekülasyon üretmek için geleneksel olarak sık sık yaptıkları şekilde orduya dönük olarak birtakım negatif mesajlar vermek bağlamında bunu yapıyorlar." dedi.
Çelik, AK Parti Adana İl Başkanlığını ziyaretinde İl Başkanı Mehmet Ay ve bazı yöneticiler ve partililerce karşılandı.
Parti binası girişinde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Çelik, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
YAŞ kararlarıyla ilgili eleştirilere değinen Çelik, söylenen sözlerin hiçbir geçerliliğinin olmadığını ifade etti.
Ömer Çelik, eleştirilerle ilgili şöyle konuştu:
"Bir milletvekili çıkmış YAŞ kararlarında 'liyakat ölçüsünün kullanılmadığını, başka ölçülerin kullanıldığını' ifade etmiş. Tabii bu Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili bunu neye göre söylüyor, neye göre liyakat ölçüsü kullanılmamış, kendisinin bu konudaki değerlendirme yapabilmek için kıstası nedir, bununla ilgili ortada bir şey yok. Ondan sonra Sayın Cumhurbaşkanı'mızın devletin başı olarak kendisine anayasa tarafından verilmiş görevler ve yetkileri gereği çeşitli süreçlerin içerisinde doğal olarak, devletin başı olarak bulunmasını bir eleştiri konusu yapıyor. Daha sonra, şöyle bir ifade kullanıyorlar, 'Birliklerden gelen liyakatla ilgili değerlendirmeler yukarıda dikkate alınmıyor' diye. Yani sanki bu kişi bütün raporları görüyor, bütün raporları gördüğü gibi bütün toplantılara katılıyor gibisinden bir tutum ortaya koyuyor. Bunların hepsi YAŞ kararlarından sadece bir bilgisizlik neticesinden yapılan değerlendirmeler. Büyük ihtimalle de bu kararlardan rahatsız olan birileri tutmuş bunlara bir not vermiş, onlar da o notu dillendiriyorlar. Ondan sonra 'odalarında gizlice şunları yapanlar' diyerekten fitne üretmeye, birilerini tehdit etmeye çalışıyor. Bu yine tipik Cumhuriyet Halk Partisi'nden yansıyan her vesileyle toplumun belli bir kesimini tehdit etme politikasının nasıl devam ettiğini bir kere daha gösteriyor."
"AÇIKLAMALAR BİR NİFAK SİYASETİNİN NETİCESİ"
Çelik, Milli Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı liyakatinin da sorgulanmaya çalışıldığını aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunu sorgulamaya çalışan CHP milletvekilinin, bunu sorgulayacak bir kapasitesi, yeteneği var mıdır? Yok. Sadece spekülasyon üretmek için geleneksel olarak sık sık yaptıkları şekilde orduya dönük olarak birtakım negatif mesajlar vermek bağlamında bunu yapıyorlar. Bu süre içerisinde Suriye'de, Doğu Akdeniz'e, Libya'da, Türk Silahlı Kuvvetleri terörle mücadelede tarihinin en büyük başarılarını ortaya koydu. Yine, Azeri kardeşlerimizin ikinci Karabağ Savaşı'nda ordumuzun verdiği desteğin ne kadar kıymetli ve stratejik olduğu bir kere daha burada görüldü. Bütün bu başarılar ortadayken tutup da böyle liyakat veya ehliyet sorgulaması yapmaya çalışmak sadece nifak sokma arayışıdır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın içinde olduğu süreçlerde, devletin başı olarak yetkilerini kullanmasını sorgulama konusu yapmanın, ne anayasal düzenden ne de demokratik geleneklerden haberdar olunmadığını gösterdiğini vurgulayan Çelik, "Bunların bu YAŞ kararlarıyla ilgili yaptıkları bu açıklamalar, tamamen bir nifak siyasetinin neticesidir. Başka bir şey değildir." dedi.
"OPERASYON HAZIRLIĞINDA BUNU DİLE GETİRMEK SORUMSUZLUK"
Çelik, yakın zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriye'de, "Bir gece ansızın gelebiliriz" mottosuyla ortaya koyduğu bir irade olduğunu anımsatarak, şunları ifade etti:
"Bütün bunlar söz konusuyken, bu şekilde takdir edilmiş ve şimdiye kadarki başarılar da ortada. Bunu sanki ordudaki diğer liyakatli komutanların engellenmesi şeklinde sunmaya çalışmak ya da bunu ordunun düzenine dönük olarak negatif bir müdahale olarak adlandırmaya çalışmak saçma sapan bir şey. Hem de bunu terörle mücadele bağlamında Suriye ile ilgili bir operasyon hazırlığı yapılırken dile getirmek sorumsuzluktan başka bir şey değil. Biz bunu siyasi hayatımızın çok uzun zamanları boyunca gördük. Sürekli buradan bir vesayet üretmeye çalıştılar. Asıl şunu söylemek isterim; geçmişte bunların anayasa hukuku profesörü de olan bir milletvekilleri vardı, bu milletvekili bir gün çıktı 'Ordunun siyasete müdahale etmemesini' eleştirerek 'Ordu kağıttan bir kaplanmış' gibisinden bir açıklama yaptı. Yani, siyasete müdahale etmeyen, anayasal düzene, demokratik kurallara bağlı kalan bir orduyu 'Kağıttan kaplanmış' diyecek kadar aşağılayarak ileri gidiyorlar. Hani bugünlerde bir şey yürütüyorlar ya 'helalleşme' adı altında, asıl işledikleri bu cürümlerle, söyledikleri bu sözlerle kendi kendilerine bir helalleşmeleri lazım. Sürekli olarak siyasetle, milletin iradesiyle bir askeri vesayet, yargı vesayeti üzerinden hesaplaşmaya çalışmayı bir gelenek haline getirmişler. Bunun dozu azalsa da müdahalelerin aralığı azalsa da maalesef bu huy değişmiyor."
İSRAİL'İN GAZZE'YE SALDIRISINA TEPKİ
Ömer Çelik, bir gazetecinin İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına ilişkin soruyu da yanıtladı.
Saldırıyı şiddetli kınayan Çelik, saldırıda çocukların ve kadınların öldüğü bir sonucun ortaya çıktığını anımsattı.
Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet dileyen Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu saldırı bizim şimdiye kadar olduğu gibi şiddetle kınadığımız saldırılardan bir tanesidir. Uluslararası toplumun buna müdahale etmesi, İsrail'in de bu saldırıları bir an evvel durdurması gerekir. Buradan çıkacak bir şiddet döngüsünün hiç kimseye bir faydası olmayacaktır. Daha büyük sıkıntılar meydana getirecektir. Barışla ilgili idealleri daha uzağa atacaktır. Bu saldırıyı kınarken aynı zamanda da uluslararası toplumu göreve çağırıyoruz, bu saldırıların durdurulması için."
"ALEVİ CANLARIMIZA YAPILAN HER SALDIRI BİZE YAPILMIŞTIR"
Bir gazetecinin, Alevi Vakıfları Federasyonu İkinci Başkanı ve Kartal Cemevi Başkanı Selami Sarıtaş'ın saldırıya uğrasına ilişkin sorusu üzerine Çelik, bu saldırının aynı provokasyon zincirinin bir devamı olarak gözüktüğünü belirtti.
Selami Sarıtaş'ın, Türkiye'ye bağlı, ülke insanını çok seven, birlik ve dirlik için sürekli gayret gösteren bir kişi olduğunu ifade eden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biraz önce kendisiyle görüştüm, geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Şundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın; Alevi canlarımıza yapılan her saldırı bize yapılmıştır. Ayrımız gayrımız yoktur. Bugün Alevi dernekleri, vakıfları çok güzel bir açıklama yaptılar; 'Gelin cemevlerine, Alevi canlarımıza yapılan saldırılar gibi bütün nefret suçlarına karşı hep beraber bir tavır koyalım' dediler. Tabii ki hep beraber bir tavır koyuyoruz, hele de Muharrem ayında, birinci gününde Alevi canlarımız lokmalarını paylaşmaya hazırlanırken bu saldırı cemevlerine gerçekleşti."
Konuya ilişkin soruşturma kapsamında ilgili birimlerin üzerine düşen görevi yaptığını vurgulayan Çelik, olayın bütün boyutlarıyla açığa çıkarılacağını ifade etti.
Ömer Çelik, bu provokasyonun da engelleneceğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Bunu yapmaya çalışanların bu elinde patlayacak. O Alevi vakıfların, derneklerin yayımladığı bildiride Hünkar Hacı Bektaş Veli'nin sözünü anarak, bir, beraber, iri ve diri olmaktan bahsediyorlar, bu çağrıyı yapıyorlar. Biz de bu çağrıya 'Eyvallah' diyoruz. Başımızın üstünde yeri var. Lokmalarını paylaşan canlarımıza buradan bir kere daha sevgilerimizi ve saygılarımızı iletiyoruz. Bu yapılan saldırıların hepsinin kendimize, birliğimize, dirliğimize yapıldığını ifade ediyorum. Bir kere daha Selami Bey'e geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Selami Bey ile birlikte birlik, dirilik, memleket sevdası, ayrılık gayrılık davası gütmeme konusunda biriz ve beraberiz."