Aslında Mısır değil Yunan kökenliydi! Tarihin en gizemli kraliçesi: Antik dünyanın güçlü kadın figürü Kleopatra hakkında 10 ilginç gerçek!

Kleopatra, tarihin en büyük kadın figürlerinden biri olarak anılsa da, onun hakkında bildiklerimiz gerçekten yeterli mi? Antik Mısır'ın son kraliçesi hakkında pek bilinmeyen ve sizi şaşkın bırakacak 10 gerçeği keşfedin!

Kleopatra, genellikle Mısır'la özdeşleştirilse de aslında Yunan kökenliydi. MÖ 323 yılında ölen Büyük İskender'in generallerinden Ptolemaios'un soyundan geliyordu. Makedon kökenli Ptolemaios Hanedanı, Mısır'ı yönetiyordu, ancak Kleopatra bu hanedanın içinde Mısırca öğrenen ve halkıyla aynı dili konuşan ilk liderlerden biriydi.

Kleopatra'nın zekâsı sadece siyasi hamleleriyle değil, aynı zamanda dil yeteneğiyle de öne çıkıyordu. Tarihçilere göre en az 9 dili akıcı bir şekilde konuşabiliyordu. Bunlar arasında Yunanca, Latince, Mısırca, Aramice ve Farsça gibi diller bulunuyordu. Bu sayede çevirmen kullanmadan farklı medeniyetlerle doğrudan iletişim kurabiliyordu.

Kleopatra, Mısır halkının sevgisini kazanmak için kendini çoğu zaman bir tanrıça olarak tanıttı. Özellikle Mısırlıların en önemli tanrıçalarından biri olan İsis ile kendisini özdeşleştirerek, kutsal bir lider olarak algılanmayı sağladı.

Kleopatra'nın Jül Sezar ve Marcus Antonius ile olan ilişkileri sanıldığı gibi şehvet ya da romantizme dayalı değil, tamamen stratejik çıkarlar üzerine kuruluydu. Roma ile ittifak kurarak tahtını güvence altına almak istiyordu. Her iki ilişki de büyük siyasi kazançlar sağlamıştı.

Kleopatra hakkında yaygın inanışlardan biri olağanüstü güzelliğe sahip olduğudur. Ancak, antik döneme ait paralar ve betimlemeler onun klasik güzellik standartlarına pek uymadığını gösteriyor. Asıl etkileyici yanı, zeki ve ikna edici konuşma tarzı, politik becerileri ve karizmatik kişiliğiydi.

Mısır'la Roma arasındaki savaşlarda Kleopatra, özel yapılmış büyük ve görkemli gemiler kullandı. Actium Savaşı'nda Antonius ile birlikte Roma'ya karşı savaşan donanması, dönemin en büyüklerinden biriydi.

Kleopatra, resmî mektuplarını genellikle kâtiplere yazdırmak yerine kendisi yazmayı tercih ederdi. Onun el yazısı, zamanın diplomatik belgelerinde bile fark edilir özgünlükteydi.

Kleopatra'nın Roma ile olan ilişkileri sadece ittifak kurmakla sınırlı değildi. Onun büyük hayallerinden biri de Roma'yı ele geçirerek Mısır'la birleştirmekti. Ancak bu planı, Marcus Antonius'un Actium Savaşı'ndaki yenilgisiyle son buldu.