Avrupa'da ABD mallarını boykot akımı: ChatGPT yerine Le Chat, Coca Cola yerine Mole Cola
ABD Başkanı Trump'ın göreve gelmesiyle, ABD-AB ilişkileri uzun zamandır olmadığı kadar gergin bir dönemde. Trump'ın Avrupa'ya yönelik gümrük tarifesi tehditleri ve "AB, ABD'yi mahvetmek için kuruldu" söylemi tansiyonu yükseltirken, buna karşılık AB misilleme yapacağını ve ekonomik birlikteliğini koruyacağını vurguladı. Avrupa'da halk arasında 'Made in Europe' kampanyası ve ABD ürünlerine boykot dalgası hızla yayıldı. Boykotun etkileri Tesla gibi ABD devlerinin satışlarında düşüşe yol açarken, bu ekonomik savaşın nasıl şekilleneceği belirsiz. Haberturk.com Ekonomi Editörü İrem Kuşoğlu Görgü'nün haberi
ABONE OLABD Başkanı Donald Trump'ın göreve gelmesiyle birlikte ABD ile AB arasındaki ilişkiler uzun zamandır hiç olmadığı kadar kopma noktasına geldi.
İlk olarak Trump göreve gelmesiyle birlikte 'tarife' kozunu Avrupa ülkelerinde de kullanma kararı aldı. Trump açıklamasında "AB ile sorunlarımız var çünkü bize gümrük tarifesi uyguluyorlar. Biz de onlara karşılıklı gümrük tarifeleri uygulayacağız" derken Avrupa birliği 'hiç olmadığı kadar birleştik' diyerek misillemeden çekinmeyeceğini vurguladı. Hatta bunun için ilk olarak ABD'nin önde gelen ürünleri viski ve Harley Davidson motorları ile Silikon Vadisi'nin teknoloji devlerinin hedef alınacağını öne sürdü.
Bu süreçte ABD Başkanı Trump'ın diğer ülkelerle gerilimleri kısıtlı tutarken, özellikle Avrupa'ya uygulanacak tarifeler konusunda net mesajlar vermesi son olarak ise "Bir karar verdik, çok yakında açıklayacağız ve genel anlamda yüzde 25 olacak. Avrupa Birliği, ABD'yi mahvetmek için kuruldu ama şimdi ben başkanım" demesi tansiyonun dinmemesine sebep oldu.
Peki ABD Başkanı Trump'ın "Avrupa Birliği, ABD'yi mahvetmek için kuruldu" söz ne kadar doğru? Bunun için öncelikle Avrupa Birliği'nin kuruluşunun hikayesine kısaca bakmak gerekiyor. Aslında Avrupa Birliği'nin adımları Trump'ın açıklamalarının aksine, Avrupa'nın ekonomik olarak yeniden inşası için ABD tarafından başlatılan Marshall Planı'na kadar uzanıyor.
1948'de yürürlüğe giren Marshall Planı, Avrupa ülkelerine mali destek sağlayarak ekonomik toparlanmayı hızlandırmayı ve aynı zamanda komünizmin yayılmasını engellemeyi hedefledi. ABD, bu planla sadece ekonomik yardımda bulunmakla kalmadı, aynı zamanda Avrupa ile güçlü ticari ve politik bağlar kurarak Batı Bloku'nun bir noktada da lideri haline geldi.
Marshall Planı'nın bir sonucu olarak, Avrupa ülkeleri arasında işbirliği ve entegrasyon ihtiyacı doğdu. Bu, 1951'de Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu'nun (AKÇT) kurulmasına ve de ardından 1957'de Avrupa Ekonomik Topluluğu'na (AET) dönüştü. Zamanla bu entegrasyon daha da genişledi ve siyasi boyuta vardı. 1993'te Maastricht Antlaşması ile Avrupa Birliği (AB) resmen kuruldu. AB, ekonomik bir ortaklıktan çıkarak siyasi bir birlik haline geldi ve ortak para birimi Euro'yu benimsedi.