Bir milletin sessiz çığlığı: Sednaya Cezaevi’nin derinlerinde kayıp hayatlar
Suriye'nin en karanlık yüzlerinden biri olan Sednaya Cezaevi, Hafız Esad ve ardından Beşşar Esad rejiminin baskıcı ve insanlık dışı politikalarının bir sembolü haline geldi. Bu cezaevi, sadece duvarlarının ardında değil, yerin altında üç kat daha derine inen bir "ölüm labirenti" olarak bilinir. Siyasi muhaliflerin, rejimin hedef aldığı masum insanların ve hatta sadece yanlış bir zamanda yanlış bir yerde bulunan bireylerin işkence gördüğü bu yer, bir ulusun vicdanında derin yaralar açtı.
ABONE OLSednaya Cezaevi’nin kapısından adım attığınızda, bir insanlık trajedisinin ortasına düşersiniz. Havasız ve karanlık koğuşlarda tutulan insanların yaşadığı koşullar, hiçbir insana reva görülemeyecek kadar korkunçtur.
Duvarlarda, buraya bir daha çıkamayacağını bilen tutukluların el yazıları vardır. Not edilen tarihler, isimler ve kısa mesajlar, rejimin vahşetinin sessiz tanıklarıdır.
Cezaevinin içinde, ışık görmeyen hücreler ve insani yaşam koşullarının sağlanmadığı dar alanlar yer alıyor. Yemek olarak, verilen plastik kaplarda yalnızca bir öğün sunulan gıdalar var. Tuvalet ve banyo olmayan hücrelerde, insanlar tüm temel ihtiyaçlarını aynı yerde karşılamak zorunda bırakılıyor.
Kadınların ve çocukların tutulduğu koğuşlardan gelen hikayeler ise insanın vicdanını sarsacak boyutta. Anneler, çocuklarının burada dünyaya getirildiğini ve rejimin askerleri tarafından sistematik tecavüze uğradığını anlatıyor.