Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar Bilgi

Tarih, sanat, mimari ve duyguların birleştiği şehir: Paris’in “Aşk Şehri” unvanı tesadüf değil. Peki bu romantik kimlik nasıl oluştu?

PARİS NEDEN “AŞK ŞEHRİ” OLARAK ANILIYOR?

Paris’in “Aşk Şehri” olarak anılmasının temelleri, 18. ve 19. yüzyıllarda atıldı. Bu dönemlerde Paris, sanatın, edebiyatın ve müziğin merkezi haline geldi. Romantizm akımının doğduğu bu yıllarda, aşk temalı şiirler, tablolar ve müzikler Paris’te üretildi ve yayıldı.

Victor Hugo’nun Notre-Dame’ın Kamburu, Alexandre Dumas’nın Kamelyalı Kadını ve Édith Piaf’ın şarkıları, Paris’in romantik kimliğini besleyen kültürel miraslardan sadece birkaçıdır.

Özellikle Fransız edebiyatında aşk, tutku ve melankoli iç içe geçerek, şehrin sokaklarına sinmiş bir duygusal atmosfer yarattı. Aşk sadece bireysel bir duygu değil, toplumsal bir estetik değer olarak da Paris’te yüceltildi.

MİMARİSİ VE ATMOSFERİYLE DUYGULARA HİTAP EDEN BİR ŞEHİR

Paris’in mimarisi, dar ve taş kaldırımlı sokakları, balkonlu binaları ve tarihi köprüleri, romantik duyguları tetikleyen bir estetiğe sahip. Seine Nehri boyunca uzanan köprülerde yürüyen çiftler, Montmartre Tepesi'nde gün batımını izleyen aşıklar ya da sokak kafelerinde el ele oturan sevgililer… Tüm bu manzaralar, Paris’i sadece gezilecek bir yer değil, yaşanacak bir his haline getiriyor.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ