Ayasofya Camii hakkında bilinmeyen gerçekler nelerdir?
Tarih boyunca birçok imparatorluğa ev sahipliği yapan, hem Hristiyanlar hem de Müslümanlar için önemli bir mabed olan Ayasofya Camii, ilk yapıldığı günden bugüne kadar ayakta kalmayı başarmış eşsiz bir eser olma özelliğini koruyor. Peki Ayasofya ile ilgili fazla bilinmeyen şaşırtıcı bilgiler nelerdir? İşte detaylar...
ABONE OLRoma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu gibi büyük devletlerin döneminde var olmuş ve hâlâ sapasağlam ayakta duran, günümüzde ise cami olarak kullanılan Ayasofya Camii ile ilgili bu bilgileri öğrenince şaşıracaksınız!
Ayasofya'nın ilk yapımı, Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından 537 yılında tamamlanmıştır. Bu, büyük bir inşaat projesiydi ve Ayasofya, o dönemdeki en büyük kilise olarak inşa edilmiştir.
1453 yılında İstanbul'un Osmanlılar tarafından fethedilmesinden sonra Fatih Sultan Mehmed tarafından camiye dönüştürülmüştür.
Fetihle birlikte camiye dönüştürülen ve 481 yıl cami olarak hizmet veren Ayasofya, 1930’lu yıllarda restorasyon çalışmalarının başlamasıyla halka kapatılmıştır. Ardından, 24 Kasım 1934 tarihli bir Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye dönüştürülmüştür. Danıştay, 10 Temmuz 2020'de söz konusu Bakanlar Kurulu kararını iptal etmiştir. Hemen ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzası ile yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Ayasofya yeniden ibadete açılmıştır.
Ayasofya'nın inşaatı, Bizans İmparatoru I. Justinianus'un yönetiminde başlamıştı ve 537 yılında tamamlandı. İnşaat için yaklaşık 10.000 işçi çalıştı. İmparator, bu yapıyı sadece dini bir amaçla değil, aynı zamanda Roma İmparatorluğu'nun kudretini simgelemek için de inşa ettirmiştir.
Yalnızca İmparator ve mahiyeti tarafından kullanıldığı için İmparator Kapısı olarak adlandırılan kapı, Ayasofya’da iç narteksten ana mekana geçişi sağlıyor. Ayasofya’nın bu en büyük kapısı ve meşe ağacından yapılmış, 7 metre yüksekliğinde, bronz çerçeveli. 6. yüzyıla tarihlenen kapının kanatlarının üzeri tunç levhalarla kaplı. Doğu Roma kaynaklarında, Nuh’un Gemisi’nin tahtalarından yapılmış olduğu iddia ediliyor. Üzerindeki mozaik, Ayasofya’nın ilk gün ışığına çıkarılan mozaiği.
Güney galerinin orta kısmında, mermer korkulukların üzerinde, 9. yüzyıla ait olduğu anlaşılan bir Viking yazısı yer alıyor. Bu yazıda “Halvdan buradaydı.” yazıyor. Yazıyı, Doğu Roma’da orduda paralı asker olarak çalışan bir Viking askerinin yazdığı düşünülüyor.