MHP lideri Bahçeli'den yüzde 50+1 ve Merkez Bankası çıkışı
MHP lideri Devlet Bahçeli, yüzde 50+1 tartışması hakkında, "Bu konuyu tartışmaya açmak yönetim sistemine karşı güvensizliği körükleyecektir" dedi. Merkez Bankası'nın bağımsızlığının da tartışılması gerektiğini söyleyen MHP lideri, "Merkez Bankası'nın bağımsızlığı konusunu tartışmaya açmak hem demokrasi hem milli iradenin gereğidir. IMF ve faiz lobisinin oyunlarıyla daha fazla mesafe alamayız. Özerk ve bağımsız kurumlar milli iradenin üzerinde olamaz" dedi,
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, "MHP yek vücuttur, MHP milliyetçilik fikrinin son teşkilatıdır. Bizde sabır, akıl, şuur, iman, denge ve ihtiyat yer almaktadır. Türk milletini istismar ve sömürü çarkında öğütmek isteyen çevrelerle meselemiz vardır" dedi. MHP lideri, "Demokratik milli devletlerde ortalama bir politik uzaklaşma arayışının temeli nasıl yaşayacağı, nasıl yönetileceği, hangi hakları talep edeceği gibi çağdaş beklentilerdir. Bir siyasi parti olarak bizim görevimiz tereddütleri kaynağında gidermektir. İnsanın maruz kaldığı her sorun siyasetin sahasına girmek mecburiyetindedir. MHP, içinde milletin olmadığı, insanımızın refahının gözetilmediği hiçbir hedefi kabul etmeyecektir" diye konuştu.
Kim Türk milletinin hasmıysa bizim de sonuna kadar hasmımızdır. Hasımların kimler olduğunu bilmek mecburiyetindeyiz. Bizim tarafımız demokrasidir, Türk milletidir, mağdurlardır. Cumhur İttifakı'nı doğru anlatan ve sahip çıkacak Türkiye sevdalıları var olacaktır" ifadelerini kullandı.
"ATANAMAYAN ÖĞRETMEN SORUNU ÇÖZÜLMELİ"
24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutlayan Bahçeli, "Atanamayan öğretmen sonu kapanmalıdır, bu olaya neşter vurulmalıdır. Kalifiye ve iyi motive olmuş öğretmen olmadan diğer şeylerin hiçbir anlamı olmayacaktır" dedi.
"ZİLLET İTTİFAKI..."
"Doğru bildiklerimizi, gördüklerimizi, inandığımız değerleri birileri güceniyor, kızıyor diye söylemekten çekinmeyeceğiz" diye sözlerini sürdüren Bahçeli, "Türk siyasetini saran bir ahlak erozyonu vardır, bunun kaynağı zillette buluşanlardır. Zillet ittifakı her türlü tefrikadan haz almaktadır. Türkiye'ye karşı nerede cephe açılmışsa hepsi içindedir. Hırslarına, egolarına, küçük heveslerine yönelen zillet partileri iflah olmaz meseleleri vardır. Kılıçdaroğlu geçen hafta bir Yunan gazetesine demeç vermiş, yine çuvallamış. Türk askerine hayır diyen, terör örgütüne evet diyen yozlaşmış bir zihniyetin savaştan anladığı nedir? Mavi Vatan'daki dik duruşumuz, Irak, Suriye ve Libya'daki varlığımız uykularını mı kaçırmıştır? Bu partinin bir grup başkanvekili 'HDP'nin PKK ile ilişkini görmedim' diyecek kadar gerçeklerden kopmuştur. Bu siyasi bedbaht 'Demirtaş ve Kavala'nın tutukluluğunu doğru bulmuyoruz' açıklamayla bu partinin kimler elinde un ufak olduğunu göstermiştir. CHP yönetiminin teröristlerle ve Sorosçularla iç içe geçmesi kendi partilerine ihanettir" dedi.
YÜZDE 50+1 TARTIŞMASI
Bahçeli şunları söyledi:
"İP'in başkanı Türkiye'nin farklı mahallelere bölündüğünü söylüyor. Bu dil zillettir, zararlıdır. Türkiye birdir, bütündür. Bölünen mahalleler değil, zilletin ta kendisidir. İP Başkanı yüzde 50+1 şahsıma sorulmasını istemiş. Gazete ve televizyonlarda bu tartışma devam etmektedir. Cumhurbaşkanının iki turlu seçimden doğrudan halk tarafından ve yüzde 50+1 oyla seçilme kuralı anayasa değişikliği ile kabul edilmiştir. Bu unsur getirildiğinde anayasada parlamenter sistem öngörülmekteydi. Dünyada cumhurbaşkanı veya devlet başkanını seçen 99 ülkede geçerli oyların yüzde 50+1'ini alması anayasal norm olarak kabul edilmiştir. Cumhurbaşkanı ya da devlet başkanının halk tarafından seçilmesinde ikinci unsur yüzde 40+1 denilen sistemdir. Bu sistem Bolivya, Kosta Rika, Arjantin'de geçerlidir. Cumhurbaşkanını halkın seçtiği tüm ülkelerde oyların salt çoğunluğu ile seçilmesi temel kaidedir. Bu konuyu tartışmaya açmak yönetim sistemine karşı güvensizliği körükleyecektir. Bu masum bir talep değildir. Bize göre Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi lehine söylenebilecek argüman yüzde 50+1 için partiler arası uzlaşmayı artırmasıdır. Bundan geri adım atma anlamına gelen yüzde 40+1 başkalarının değirmenine su taşımaktır."
"MERKEZ BANKASI BAĞIMSIZLIĞI TARTIŞMAYA AÇILMALI"
Ekonomiye ilişkin mesajlar veren Bahçeli, "Türkiye tarihi bir eşiktedir. Siyaseti ekonomiden, ekonomiyi siyasetten ayır göremeyiz. Enflasyon makroekonomik bir büyüklüktür.
Yüksek enflasyonun uzun vadede paranın değer kaybına yol açması doğal olarak beklenmektedir. Enflasyon ve faizden etkilenen dövizin ne yönde hareket ettiğinin analizi ihtiyaçtır. Yüksek enflasyon-faiz-kur açmazı karşımıza çıkmaktadır. Enflasyonun kaynağında yüksek faiz kararı uygulamak daha sıkı para politikası ekonomi üzerindeki daraltıcı etkiyi körüklemektedir. Yüksek faiz ekonomideki toparlanmayı etkilemekte kalmamakta, üretim kapasitesini de kısıtlamaktadır.
"BU KEZ BAŞARAMAYACAKLAR"
Türkiye bir karar vermek ve bunu uygulamak için bir irade ortaya koymak durumuyla karşı karşıyadır.
Enflasyon ile mücadele arz yönlü yaklaşımın da içinde olduğu bir politikayla başarılacak. Ekonomik güvenliğimiz için başka yol kalmamıştır. Enflasyon ile mücadele değil, öncelikli konu politika uygulamasındaki belirsizliğin ortadan kaldırılmasıdır. Kararlı ve istikrarlı para politikası uygulanması ve kamu maliyesi yaklaşımına ihtiyaç duyduğumuz göz ardı edilemez.
Türkiye faizden kurtulmalıdır. Faiz geleceğimizden çalmaktır. Bize göre ekonomi politikası doğrudur, bittik, tükendik demek felaket tellallığıdır. Geldiğimiz bu aşamada yeni yönetim sistemi kapsamında Merkez Bankası'nın bağımsızlığı konusunu tartışmaya açmak hem demokrasi hem milli iradenin gereğidir. IMF ve faiz lobisinin oyunlarıyla daha fazla mesafe alamayız. Özerk ve bağımsız kurumlar milli iradenin üzerinde olamaz. Erken seçim falan yoktur. Seçim 2023 yılının haziran ayında yapılacaktır. Seçim diyenler bozgun siyasetinin tarafındadır. Seçim demek kime hizmettir, nasıl bir siyaset anlayışıdır? Ekonomik sıkıntıları biliyoruz. Bu kez başaramayacaklar."