Esra Şaşmaz İle Masal Zamanı: Mızmız Sinek
Bir ilkbahar sabahıydı her tarafta çiçekler açmaya başlamış. Etrafı mis gibi kokular sarmıştı. Bu güzel diyarda yaşayan birçok sinek ailesi vardı. Ama onlar arasında öyle bir sinek vardı ki, hiçbir şeyi beğenmez, her şeye itiraz eder ve her şeyden şikayet ederdi
Mızmız Sinek
Annesi ondan bir şeyler ister. O ise “Ben yapamam.” derdi. Annesinin yuvaya getirdiği yiyecekleri beğenmez şikayet ederdi. O sineğin her şeye itiraz etmesi ailesiyle birlikte çevredeki diğer sinekleri de rahatsız ederdi. O yüzden onu tanıyan herkes ona mızmız sinek diye hitap ederdi.
Günler bu şekilde geçip giderken, mızmız sineğin ailesi onu bu huyundan vazgeçirmek için her ne yaptıysa da o bu huyundan vazgeçmemişti. Her şeye itiraz etmeye ve beğenmemeye devam etmişti.
Yaz mevsiminin sonlarına doğru, tüm sinekler sıcak yerlere göç etmek için hazırlık yapmaya başlamıştı. Mızmız olduğu kadar tembel de olan sinek, ailesine hiç yardım etmiyor, şikayet etmeye devam ediyordu.
Ailesi her ne kadar da ona bir şeyler öğretmek için gayret gösterse de mızmız sinek, şikayet etme huyundan bir türlü vazgeçmiyordu.
Yaz mevsiminin bitmesine kısa bir süre kala, hazırlıklarını bitiren sinekler, grup grup sıcak diyarlara gitmek üzere yola çıktılar.
Mızmız sineğin ailesi de hazırlıklarını bitirdikten sonra ertesi gün yola çıkmaya karar vermişti. Sabah olunca yola çıkacakları esnada mızmız sinek “Siz gidin ben gelmeyeceğim.”
Annesi “Ama yavrum, burada kalırsan soğuktan donarsın.”
“Merak etmeyin bizim yuvamız sıcacık, bana hiçbir şey olmaz.” dedi.
Ailesi ne derse desin inadı tutan mızmız sinek bir türlü ikna olmayarak ailesiyle birlikte gitmedi. Mızmız sineğin kendileriyle gitmeyeceğini anlayan ailesi kalırlarsa donacaklarını bildiklerinden diğer yavrularını da yanlarına alarak sıcak ülkelere doğru uçmuşlar.
Yuvada yalnız kalan mızmız sinek, kendisine karışan olmadığından, kendince keyifli günler geçiriyordu. Bu keyfi, kendisine yiyecek bir şeyler getiren olmayınca ve havanın birazcık soğumasıyla birlikte yok olmuştu. Çünkü ailesinin ona söyledikleri birer birer gerçekleşiyordu.
Mızmız sinek orada kalmaya devam ederse donacağını anladığından, ertesi gün sabah erkenden kalkar kalkmaz sıcak diyarlara gitmek üzere yola çıkmış. Ama hem hangi yöne gideceğini bilmiyordu. Hemde o kadar çok üşüyordu ki, güçlükle uçabiliyordu.
Bir süre ortada dolanan mızmız sinek öğlene doğru bir grup kelebek ile karşılaşmış. Hemen kelebeklerin yanına giderek onlara “Nereye gidiyorsunuz.” diye sormuş.
Bir kelebek “Sıcak diyarlara gidiyoruz.” demiş, çok sevinen mızmız sinek “Beni de kendinle götürebilir misin, soğuktan uçacak takatim kalmadı.” demiş.
Kelebek “Tabi ki götürürüm. Hadi sırtıma sıkıca tutun.” diyerek onuda kendisiyle birlikte sıcak ülkelere götürmüş.
Kelebeğin yardımıyla sıcak diyarlara donmadan ulaşan mızmız sinek kelebeğe teşekkür ettikten sonra ailesini aramaya başlamış. Kısa bir sürede ailesini bulmuş.
Hemen annesinin yanına giderek “Annecim, sizden özür diliyorum. Sizin varlığınızın kıymetini bilemedim. Her söylediğinizde haklı olduğunuzu anladım.” dedi.
Annesi yavrusunun yaptığı hataların farkına vardığını anlayınca çok sevindi. Hemen yavrusuna sarılarak bir güzel onun karnını doyurdu.
O günden sonra mızmız sinek hiçbir şeye itiraz etmedi ve ailesinin söylediklerini yapan çalışkan ve akıllı bir sinek oldu.