FBI ile Türk KŞB’yi buluşturan olay: Sarai Sierra cinayeti
Amerikalı Sarai Sierra cinayeti 2013 yılına damga vurmuş olaylardan biriydi. 7 Ocak'ta İstanbul'a gelmiş ve dönmeden bir gün önce kayıplara karışmıştı. Önce FBI sessizce aradı. Sierra'yı bulamayan FBI, soluğu Türk emniyetinde aldı. Bu olay Türk KŞB ile Amerikan FBI'yını buluşturan nokta oldu. Dünya basınında yer edinen Sierra olayının çözülmesi yöntemi Hollywood filmlerini geride bıraktı. Kimsenin ummadığı bir kişi tarafından öldürülen Sierra'nın izi için, üzerindeki kırmızı renkli kıyafetten yola çıkıldı. Kimi zaman nokta halinde görüntülenen 10 kırmızı giyimli kişiden ayırt edilerek son görüntüsü elde edildi. Kilit isim makinisti bulan polis, olayı çözdü. Sierra'nın ortaya çıkan sır gezileri, acaba CIA ajanı mıydı gibi birçok soru işaretiyle gündemde yer aldı. Türlü türlü senaryoların yazıldığı Sarai Sierra dosyasına bakan ekiplerin arasında emekli polis memuru Eşref Şahin de vardı. Sarai Sierra olayı nasıl çözüldü? Ajan mıydı? Şahin tüm bu detayları bir bir anlattı. Habertürk muhabiri Mustafa Şekeroğlu'nun hazırladığı kriminal dosya haberi...
Yıl 2012’nin sonları… Namıdiğer "En büyük tepe" Gayrettepe'de Asayiş Şube Müdürlüğü’nün hemen girişinde sağ tarafta bulunan Kayıp Şahıslar Büro Amirliği’nin tabelası yenileniyordu.
Asılan tabelada kocaman ‘KŞB’ yazısı ve üzerinde bir kartal figürü dikkat çekiyordu. Tabeladaki amblem ışıklı ve gösterişliydi. Bu, Kayıp Şahıslar Büro'nun kısaltılmış yeni amblemini ve ismini oluşturuyordu. Büro amiri ‘Kurt’ lakaplı emniyet amiri Oktay Kapsız, bu göreve yeni gelmişti ve atıl olan bu büroyu ayaklandırmak istiyordu.
Farklı bir hava yaratmak ve ekipteki memur arkadaşlarını ateşlemek için de “Amerika’da FBI, Rusya’da KGB, İstanbul’da KŞB” sloganını ortaya atmıştı. Ve sonraki günlerde Kayıplar Büro Amirliği, emniyet teşkilatında son lakabı alan ‘Kurt’ Oktay’ın ekipleri, yaptıkları çalışmalarla tüm dikkatleri üzerine çekecekti.
2013 OCAK...
Yeni yıla girilmişti. 2013 Ocak ayı, çok üzücü geçiyordu. Ünlü duayen gazeteci Mehmet Ali Brand, şarkıcı Şenay Yuzbaşıoğlu, deprem dede’ lakaplı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara ve sanatçı Ferdi Özbeğen’in ölüm haberleri ocak ayında peş peşe geldi. İstanbul’un asayişine gelince de hiç iyi gitmiyordu.
FBI VE KŞB BULUŞTU
26 Ocak Cumartesi günü takım elbiseli şık giyimli birkaç kişi Asayiş Şube Müdürlüğü’ne geldi. İçeri girip tam da “KŞB” yazılı tabela önünde durarak zile bastılar. Kapı açılıp emniyet amiri Oktay Kapsız’ın odasına giren bu kişiler, ‘Amerika’da FBI, Rusya’da KGB, İstanbul’da KŞB’ sloganının tarihi buluşmasına tanıklık edecektiler. Çünkü gelenler Amerikalı FBI ekipleri ve konsolosluk görevlisiydi. Ve yardıma ihtiyaçları vardı. FBI ile KŞB’nin Gayrettepe’de ilk buluşmalarıydı.
SARAI SIERRA KAYIP
Görevliler ‘Kurt’ lakaplı amir Kapsız’a neden geldiklerini anlattıklarında, Türkiye ve Amerika’da aylarca konuşulacak bir olayın başlangıcının ilk görüşmesi ortaya çıkıyordu. 7 Ocak günü Türkiye’ye gezmek için gelen 33 yaşındaki Amerika vatandaşı Sarai Sierra adlı kadın 22 Ocak günü dönmesi gerekirken kayıplara karışmıştı.
FBI BİRKAÇ GÜN ARAMIŞ
Gündemi sarsan bu kayıp olayı için Oktay amir KŞB’nin birçok önemli ekiplerini görevlendirdi. Bu görevlilerden biri de Eşref Şahin’di. Şahin, deneyimli ve örnek bir polis memuruydu. Sarai Sierra için çalışma başlattıklarını anlatan Şahin, FBI’nın birkaç gün önce Sultanahmet’te genç kadını aradıklarını söyledi. Şahin “Bize kayıp başvurusu gelmeden Sierra’nın kaldığı düşünülen yerlere gidip bakmış FBI. Bulamayınca kayıp başvurusu ile bize başvurdular. Kocası ulaşamamış. Kocasının şikayet başvurusu konsolosluk aracıyla bize geldi.” dedi.
KİMLERLE GÖRÜŞTÜ
Kayıp başvurusu yapılan Amerikalı olunca, soruşturmanın seyrinin bambaşka olduğunu söyleyen Şahin “Tabi önce Sarai Sierra kimdi? Buraya neden gelmişti? Kimlerle görüştü? Nerede kalıyordu? En son kiminle görüştü. Tüm bu soruları araştırmaya başladık. Sierra fotoğraf çekmeyi seven biriydi. Kocasının anlattığına göre 13 günlük bir turistlik gezi için Türkiye’ye gelmişti. Ve İstanbul’u çok merak ettiği için tarihi yerlerin fotoğraflarını çekerek Instagram sayfasına koyuyordu. Sierra’nın Beyoğlu’nda bir oda kiraladığını tespit ettik. Odayı kiralık veren Y.Y.’yi aldık sorguladık. Doğruydu 222 euroya 13 günlüğüne kiralamıştı. Sierra’nın Instagram üzerinden başka biriyle görüştüğünü tespit ettik. T.Y.’ydi onu da aldık sorguya çektik.”
SIERRA'NIN SIR GEZİLERİ
Olay çok büyüyordu. Sierra’ya ne olmuştu? Gündeme damga vuran bu kayıp çok merak ediliyordu. Ve kadın CIA ajanı olabilir miydi? Birçok soru işareti ortadaydı. Sierra’nın bindiği uçaktaki tüm kişileri bile tek tek incelediklerini belirten Şahin “Sierra’nın iki sır gezisini gördük. 15 Ocak’ta Hollanda’ya gitmiş oradan Almanya ve 4 gün sonra yani 19 Ocak günü İstanbul’a gelmişti. O iki ülkeye neden gitmişti. Kocasına göre oraya da fotoğraf çekmeye gitmişti. Ancak bizim için şüpheliydi. Uçtuğu uçuşlarda tüm kişilerin isimlerini tek tek çıkarttık. Yani şuna baktık hiç aynı isimden biriyle yolculuk yapmış mıydı? Ancak öyle bir isim yoktu.”
“KAMERA GÖRÜNTÜLERİNİ BULDUK”
Şüpheli 2 kişiydi. Birincisi Sierra ile mesajlaşan ve geldikten sonra gece kulübüne giderek eğlenen T.Y, diğeri ise kiralık odayı veren Y.Y’ydi. Ancak bu ikisi olayla bağlantısının olmadığını söylüyordu. KŞB, kayıp kadının öldürülmüş veya bir yerden düşüp ölmüş ise onun cesedini ya da yaşıyorsa kendisini bulmaları gerekiyordu. Yoksa büro olarak başarısız olunacak ve bu başarısızlık tüm Türk birimlerine yansıyacaktı. Şahin “Tüm dünyanın gözü bizim üzerimizdeydi. Bulmalıydık. Arkadaşlarımızla gece gündüz çalışmaya başladık ve kamera görüntülerini bulduk. İlk evden Taksim’den çıktıktan sonra gördük onu.”
KIRMIZI RENKTEN YOLA ÇIKILDI
Kamerada görünen Sarai Sierra’nın üstündeki kıyafetler not tutuldu. Üzerinde bir mont ve altındaki kıyafetin rengi kırmızıydı. Çünkü kamera takiplerinde görüntülerde kişiler nokta gibi görünebilir. Ve bu durumda ayırt etmek çok önemliydi. Şahin, “Evden çıktığını kameralardan izledik. Adım adım, sokak sokak gidiş istikametini bulmaya çalıştık. Galata Köprüsüne kadar takip edebildik. Ve Galata köprüsünden girdi sonrası bizim için zor oldu” şeklinde konuştu.
10’DAN FAZLA KIRMIZI NOKTA
Alınan ifadelerde o gün Sarai Sierra'nın İstanbul’daki arkadaşı T.Y. ile Eminönü’nde saat 12:30’da buluşacağı öğrenildi. Ancak T.Y. buluşmaya gitmemişti. Kameraları incelemeye devam ettiğini anlatan Şahin, “Sierra, Galata köprüsünü geçince hangi tarafa gitmişti. Unkapanı, Mısır çarşısı, Sultanahmet veya sahil tarafına mı? Yani çok yön vardı ve o bölge çok kalabalıktı. Saatlerce görüntülere baktık. Eminönü’nde bulduğumuz görüntülere baktık. İnsanlar kalabalık ve yakın çekim olmadığı için yüzleri hatta cinsiyetleri bile zor tahmin ediliyordu. Biz görüntülerde kırmızı nokta aradık. Artık görüntüler o haldeydi ve kırmızı noktalı yaklaşık 10 kişi vardı. Bunlardan birisi bizim aradığımız Sierra’ydı.”
"SARAYBURNU’NDAKİ SON GÖRÜNTÜSÜNÜ BULDUK"
O bölgedeki çıkış görüntülerine baktıklarında genç kadının bir türlü çıkmadığını gördüklerini söyleyen Şahin “Sierra Eminönü’ne girdi ama nereden çıktı. Çıkış görüntülerinde kırmızı noktayı aradık. Bir türlü çıkış göremedik. Sierra’nın Eminönü’ne girdikten bir saat sonra sahil tarafına gittiğini yine kırmızı kıyafetinden bulduk. Sahil yolundan Sarayburnu tarafına gidiyordu ve bu caddedeki son görüntüsüydü.”
KİLİT İFADE MAKİNİSTİN ÇIKTI
Günler geçiyordu. Türlü türlü senaryolar yazılıyordu. Sierra’nın surlar tarafına gittiğini o bölgede resim çektiğini düşündüklerini söyleyen Şahin, kilit bilgiye makinistin ifadesiyle ulaştığını anlattı. Şahin “Biz surlara baktık ilk etapta, görgü tanıklarını aradık. Kadını gören yoktu. Sonra dedik bu trene mi binmişti. Orada da görmedik. O zaman Marmara hattı yeni açılmıştı. Makinistelerle konuştum. Biri o gün bir kadını raylara yakın gördüğünü hatta kendisi kadına el kol hareketi yaparak ’Çekil trenin raylarından’ dediğini söyledi. Hemen makinistin bu ifadesini aldım. Sonra kamera kayıtları tutuluyormuş trende. Bütün trenlerin güvenlik kamerasına baktım ve aradığımızı bulduk.”
SARAI SIERRA VE KATİLİNİN GÖRÜNTÜSÜ
Sierra’nın hızla giden trenin görüntülerine takıldığını anlatan Şahin “Bu bizim dönüm noktamız oldu. Bir görüntünde makinistin dediği gibi kadının biri raylara yakın yürüyor. Bu aradığımız Sarai Sierra’ydı. Sonra da olayı çözecek görüntüyü elde ettik. Bir kişi kadını tokatlıyor gibi bir görüntü vardı. Ve bu da katiliydi.”
8 GÜN SONRA CESEDİ BULUNDU
Bu görüntüler bulununca, genç kadının o kişi tarafından öldürülüp o bölgede gömüldüğü ihtimali üzerinden çalışmaya başladığını anlatan Şahin “KŞB olarak o gün o bölgede adım adım aramaya başladık. Arama saatler sürmüştü. Bulamıyorduk. Tam pes etmiştik. Aramayı bitireceğimiz zaman Oktay amirimiz ‘ Arkadaşlar bu bizim namus meselemiz. Bu kadar emek sarf ettik. Biz bu saatte bıraksak. Yarın çevik kuvvet gelecek adım adım bakacak ve cesedi bulduklarında bizim emeğimiz boşa gitmiş olacak’ dedi. Gerçekten de öyle biz günlerdir çalışıyorduk. Başka bir birim bulursa bizim için başarısızlık olacaktı. Ve uykusuz eve gitmeyen arkadaşlarla aramaya başladık. Çünkü Sierra’nın Sarayburnu bölgesinde öldürüldüğüne emindik. Uzun bir aradan sonra bir arkadaşımızdan ses çıktı ‘Buldum’ dedi. Arkadaşımız cesedi buldu. Sonradan ortaya çıktı tabi tecavüz edilip öldürülmüştü.”
GÖREV CİNAYET BÜROYA VERİLDİ
Cesedi bulunan Sierra, o bölgede kâğıtçılık yapan Ziya T. tarafından öldürülmüştü. Tüm bu bilgileri elde eden KŞB, katil zanlısının İstanbul dışına kaçtığını da tespit etti. Artık geriye gidip katili yakalamak kalmıştı. Zanlının Karabük’e gittiği öğrenildi. KŞB tam buna hazırlanırken, bir talimat geldi ve dosyanın artık Cinayet Büro ekiplerine devredilmesi istendi. Katili yakalamak onlara kaldı. Türk KŞB görevini tamamlamıştı.
CİNAYET EKİPLERİ KATİLİ ELİNDEN KAÇIRDI
Dosyayı alan Cinayet ekipleri, Karabük’e kaçtığı tespit edilen Ziya T.'yi yakalamak için şehre gitti. Ancak geç giden ekipler, katili elinden kaçırdı. Burada strateji hatası yapılmıştı. Eğer dosyaya KŞB devam etseydi ekipler hemen Karabük’e gidecekti. Ancak Cinayet ekipleri verilen dosyayı incelemeye ve olayı anlayana kadar 2 gün geçmişti. Bu da bir zaman kaybıydı. Katil zanlısı Sarai Sierra’nın cesedi bulunduğu haberinden 2 gün sonra Karabük’ten Hatay’a oradan Suriye’ye kaçmıştı.
NASIL YAKALANDI?
Hatay’a kadar giden Cinayet ekipleri, katil zanlına yetişememişti. Karabük ve Hatay hamleleri başarısız olmuştu. Katil zanlısı Suriye’ye kaçmıştı. Savaş içinde olan Suriye’de nasıl getirilecekti? Umutlar tükendiği bir dönemde bir emniyet müdürüne telefon geldi. Arayan kişi Suriye’den arıyordu. Türkiye’nin destek verdiği gruplardan biri “Burada birini yakaladık. Ben Türkiye’de Amerikalı bir kadın öldürdüm diyor. Onu öldürecektik ama doğru mu size sorayım dedi.” Emniyet müdürü ‘Sakın öldürmeyin doğru söylüyor ‘diyerek istihbarat birimlerine haber veriyor. İstihbarat birimleri o kişilerle buluşup katil zanlısı Ziya T.’yi alıp Türkiye’ye getirdi.
Hatay’dan İstanbul’a getirilen katil zanlısı cinayetin tüm detaylarını anlattı. Surlarda fotoğraf çeken kadını gördüğünü ve tecavüz etmek istediğini söyledi. Tecavüz ettiği kadının kendisine direnmesi üzerine taşla onu öldürdüğünü söyledi.
SARAI SIERRA CIA AJANI MIYDI?
Olayla ilgili çalışmalar yapılırken, en çok merak edilen sorulardan biri de Sarai Sierra CIA ajanı mıydı sorusuydu. Evli ve 33 yaşındaki genç kadın, Amerika’dan tek başına Türkiye’ye buradan Hollanda ve Almanya'ya sır geziler yapmıştı. Bu iddia ile ilgili de Şahin şunları aktardı “Bizim yaptığımız çalışmalarda Sarai Sierra’nın bir CIA ajanı olduğunu gösteren bir bulgu görmedik. Tamam FBI ajanları büromuza gelip gitti. Ama ajan olduğuna dair bir bağlantı tespit etmedik. Almanya ve Hollanda’ya da eşinin demesine göre fotoğraf çekmeye gitmişti. Bizim işimiz Sierra’yı bulup cinayeti çözmekti. İkisini yaptık. Cinayeti de bir kağıt toplayıcısı işlemişti.”
Sarai Sierra’nın Almanya ve Hollanda’ya neden gittiği yönünde eşinin verdiği bilgi dışında başka bir bilgi elde edilemedi. Neden gitti ve kimlerle görüştü sır olarak kaldı.