Bangkok hakkında bilinmesi gerekenler
2018'de dünyanın en fazla ziyaret edilen 10 şehri arasında Bangkok ilk sırada. Bunu sadece baharatlı yemekler veya Budist tapınaklarıyla açıklayamayız.
Bangkok eski Siam’ın, yeni Tayland’ın enteresan ve egzotik başkenti. Her başkent gibi büyük ve karışık bir şehir. Dev alışveriş merkezleri, modern oteller, gece kulüpleri, sokakta pişen yemekler, sahte markaların satıldığı küçük dükkânlar burada yan yana... Bangkok, her keseye hitap eden oteli, restoranı, eğlence mekanıyla dünyanın dört bir yanından gelenlere güzel, unutulmaz tatil imkanı sunuyor. Tarihi ve turistik mekanları var. Şehir merkezindeki renkli yaşamı kadar, bir iki saatlik mesafede şehir dışında da gezilip, görülecek, hafta sonu geçirilecek mekanlara da sahip.
İstanbul’da havalar hafiften soğumaya başladı artık. 32 derecelerde seyreden Bangkok’a İstanbul'dan Türk Hava Yolları’nın (THY) Airbus A330 uçağıyla varmak yaklaşık 9,5 saat sürüyor. Suvarnabhumi Havalimanı'nı güzel yapan şey insanların merak içinde şehre inmesi ve şehirden mutlu ayrılması, yani keyifli bir tatilden ayrılmadan önceki son durak güzel bir havalimanı. İnsanlar mutlu oldukları, rahat hareket ettikleri yerleri daha çok fotoğraflıyorlar. Dünyanın en sıcak ve en nemli tropik şehirlerinden biri Bangkok. Ziyaret için yılın her ayı uygun, ama haziran-ekim arasında aralıklarla muson yağmurları yağıyor.
2018’de dünyanın en fazla ziyaret edilen 10 şehri arasında Bangkok ilk sırada. Bunu sadece baharatlı yemekler veya Budist tapınaklarıyla açıklayamayız. Kimsenin kimseye karışmaması, kavganın, tartışmanın olmaması, yoğun trafiğe rağmen tek bir korna sesinin duyulmaması, bu şehre dünyanın dört bir yanından yılın her ayı insanların akın etmesi için en önemli sebepler arasında sayılıyor. Saray ve tapınaklar, kentin ortasından geçen nehirde turlar, yüzen marketlerde tropik meyve ve sebze alış-veriş çok popüler. Kaliteli zincir otelleri, Tay yemekleri, dünya mutfağının temsilcisi nezih restoranları, eğlence mekanları ve her türden meşhur masaj salonlarıyla ziyaretçisine cebindeki parayı son kuruşuna kadar keyifle harcatan bir şehir Bangkok.
2018 listesi:
1) Bangkok: 22.78 milyon turist
2) Paris: 19.1 milyon
3) London: 19.09 milyon
4) Dubai: 15.93 milyon
5) Singapur: 14.67 milyon
6) Kuala Lumpur: 13.79 milyon
7) New York: 13.6 milyon
8) İstanbul: 13.4 milyon
9) Tokyo: 12.93 milyon
10) Antalya: 12.41 milyon
Tapınaklar bu şehrin kalbi ve ruhu. Başka bir yerde göremeyeceğiniz kadar süslü, renkli tapınakları mutlaka gezin. Bunun için en ideal zaman, havanın daha serin olduğu ve kalabalıkların henüz sokaklara çıkmadığı sabah saatleri. Sadece turistik bir atraksiyondan ibaret olmayan, içinde rahiplerin yaşadığı bu kutsal yerlere uygun giyinmeye dikkat edin.
En az üç tapınağı görmeden dönmek, eksik kalmış bir Bangkok gezisi olur. En ünlü tapınaklar: Dev Buda’nın bulunduğu Grand Palace ve Wat Phra Kaew, 46 metre boyundaki Buda’nın yer aldığı Wat Pho ve şehrin ortasından akan Chao Phraya kıyısındaki Wat Arun.
Tay dilinde Bangkok melekler şehri anlamına geliyor. Bangkok hem büyük okyanusa hem de Hint okyanusuna kıyısı olan Tayland’ın başkenti. Tarihte Siyam Krallığı olan ülke günümüzde özgürlükler ülkesi anlamına gelen Tayland olarak varlığını sürdürüyor. Bangkok uzak doğuyu, kültürü, mutfağı ve felsefesiyle yaşatabilen sayılı başkentlerden biri. 400’den fazla tapınağı barındırdığı için tapınaklar şehri diye de anılıyor. Gökdelenleri ve caddeleriyle büyük batı şehirlerinden pek farkı olmayan Bangkok, sürprizleri ve içinde barındırdığı kültürel değerleriyle farkındalık yaratıyor.
Zenginlik ve fakirliğin iç içe yaşandığı mahalleleri, her türlü alışverişin yapıldığı sokak pazarları, Tay mutfağının bol baharatlı yemekleri, denizde yaşayan hemen her canlının bulunduğu deniz restoranları, her zaman gülümseyen insanları ve aklınıza gelebilecek her türlü eğlencenin yaşandığı geceleriyle Bangkok ayrı bir dünya. Yaklaşık 12 milyon nüfusu olan Bangkok’ta trafik sıkışıklığı İstanbul’u aratmıyor, ama korna sesi de duyulmuyor. Trafiğin yoğun olmasına rağmen yolda tartışan, birbirine bağıran kimseyi görmeniz mümkün değil. Ayrıca araçları bakımlı, kaza oranı da yoğunluğa rağmen az. Ulaşımda ‘tuk tuk’ denen motosikletten bozma iki kişilik araçlar yoğun kullanılıyor. Şehir içi trafiğine alternatif metro ve tramvay seçenekleri de var.
Bu karışık ve kalabalık şehir, SPA’ları ve başta Tayland masajı olmak üzere rahatlama teknikleriyle ünlü. Yani bir anlamda canlanma cenneti. Günümüze kadar gelen geleneksel şifa yöntemleri yoga, meditasyon, egzotik bitkiler, kokular ve yağlarla birleşince ortaya müthiş bir fiziksel ve ruhsal rahatlama ortamı çıkıyor. Taylandlılara özgü mükemmel servisi ve misafirperverliği de unutmamak lazım.
Bangkok’un yıllardır en ünlü turistik atraksiyonu olan ‘yüzen pazar’ların en ünlüsü, Damnoen Saduak Floating Market. Şehrin 110 kilometre batısında yer alıyor. Geleneksel teknelerde meyve, sebze gibi çeşitli ürünlerin satıldığı bu renkli dünyayı sabah 8 ile öğle 12 arasında görmek mümkün. Ancak Bangkok trafiğinde bu bölgeye ulaşmak saatler sürdüğünden ve fazla turistik olduğu için gezilere fahiş fiyatlar istenmesinden, burası eski çekiciliğini kaybetmeye başladı.
Büyük Sarayın önünden geçen Chao Phraya nehri Bangkok şehrini tam ortadan ikiye bölüyor. Nehre açılan yüzlerce kanal şehrin hayat damarlarını oluşturuyor. Su debisi oldukça yüksek olan nehir şehir içi taşımacılıkta kullanılıyor. Çeşitli yükler taşıyan ve tren gibi birbirine bağlanmış tekneler de görebilirsiniz. Nehirden ayrılıp kanallardan birine girdiğinizde evlerin bazılarının kara ile yol bağlantısı olmadığını fark ediyorsunuz. Buradaki insanların bütün yaşamları tekneler.
Bangkok’un en düzenli, temiz ve şehir karmaşasından uzak yeri Grand Place bölgesi. 1782 yılından beri Tayland Krallığı’na ev sahipliği yapmış Grand Palace görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Adı ‘Büyük Saray’ ama tek bir binadan ibaret değil. Birçok tarihi yapıdan oluşuyor. Bu sebeple bolca vakit ayırmak gerekiyor. İçeride aynı zamanda tapınaklarda var. Tüm ziyaretçilerin omuzdan diz altına kadar örtülü olması gerekiyor. Şortla, çılgın dekoltelerle içeri girilmiyor. Hatta parmak arası terlik bile sıkıntı. Tapınaklara girerken de ayakkabılara çıkarmak, başı açmak veya başta bir şey olmaması gerekiyor.
Grand Palace’tan çıkınca hemen buradan ayrılmaya kalkışmayın, buralarda göreceğiniz bir şeyler daha var. Yatan Buda’nın bulunduğu Wat Pho’ya çok yakın. Arabayla yaklaşık beş dakika sürüyor. İki turistik aktiviteyi bir arada çözebileceğiniz bir nokta. Yatan Buda’nın büyüklüğünü görünce inanamayacaksınız, çünkü 46 metre uzunluğunda. Sanki zar zor binanın içine sığdırılmış gibi görünmesi de o sebepten. Wat Pho ayrıca geleneksel Tay masajı için harika bir yerdir. Genellikle Tayland'ın önde gelen masaj okulu olarak kabul edilir, bu nedenle burada gerçekten emin ellerdesiniz. Hiç olmasa ayak masajı için burada zaman ayırın.
Tayland'ın en büyük şehri ve başkenti Bangkok'taki Racthada yolu üzerinde kurulan Ratchada Fot Fai Gece Pazarı şehre gelen turistler tarafından büyük ilgi görüyor. Bangkok alışveriş severler içinde adeta bir cennet. Şehirde alışveriş yapabileceğiniz pek çok yer var. Sıcak hava sebebiyle ‘Gece Pazarları’ da Bangkok’a gelen herkesin kesinlikle görmesi gereken yerlerin başında geliyor. Her akşam saat 6-7 gibi açılıp gece yarısına kadar açık kalan bu pazarlarda aradığınız her şeyi ve dünyaca ünlü markaların taklitlerini bulabilirsiniz. Alışveriş yaparken mutlaka pazarlık etmek gerekiyor. Sokak pazarlarında aradığınız her şey var: El işi aksesuarlar, mücevherler, değerli ve yarı değerli taşlar, güzellik ürünleri... İpek eşyalar için Jim Thompson en iyi adres.
Bangkok’a gelen turistlerin pek uğramadığı yerlerden biri. Şehrin merkezinde Bangkokluların nefes aldığı, içinde gölü, dinlenme mekanları olan, yemyeşil, düzenli bir park. Parktaki gölde “Monitor Lizard” diye isimlendirilen kertenkele ve timsah arasında boyutları olan hayvanlarla karşılaşabilirsiniz. Bu hayvanlar insanlara çok alışkın. Her yer cıvıl cıvıl. Her yaştan insan şehirden bu bölgeye akın ediyor. Parkta pek çok etkinlik yapılıyor; sergiler, eğlenceli etkinlikler, güzellik, ses yarışması, ücretsiz check-up hizmetleri ve bazı markaların özel hediye verdiği çekilişler yapılıyor.
Güzel egzotik meyve ve sebzeleri, en taze deniz ürünlerini her yerde buluyorsunuz. Tayland mutfağı dünyanın en lezzetli mutfakları arasında. Pirinç eriştesi, tavuk veya karidesle yapılan Pad Thaï yemeden dönmeyin. Özellikle sokak yemekleri, tropik meyveleri yerli ve yabancı her kesin gözdesi. İlk önce sokak yemekleri garip geliyor, ama Bangkokluların yemeklerini evde değil sokakta yediğini öğrenince ve şehre de biraz alışınca ziyaretin ikinci veya üçüncü günü tablo değişiyor.
Bangkok’ta keyifle dolaşacağınız en önemli yerlerden biri Tayland’ın eski başkenti Ayuthaya. Şehrin dışında olduğundan karmaşadan uzak, sessiz. 14. yüzyıldan 1700’lere kadar Siyam Krallığı’na başkentlik yapan görkemli Ayuttaya şehri 1767'de Burmalılar tarafından işgal ediliyor.
Buradaki tapınaklarda ve şehirde ne kadar altın, değerli emtia varsa alıp götürülüyor. Bu yıkım ve yağmadan sonra yeni başkent Bangkok oluyor.
Bangkok’taki Çin topluluğu, 1700’lü yıllarda Çin’den gelip bu topraklara yerleşmiş. Kendilerini Taylandlı olarak adlandırıyorlar. Öyle ki, çoğu artık Çince bile konuşmuyor. Yüzyıllardır yaşadıkları ve bir zamanlar şehrin en hareketli bölgesi olan Chinatown, egzotikliğinden bugün de hiçbir şey kaybetmemiş. Renkli ve kalabalık dar sokakları, sokakta pişen yemekleri, kuyumcuları, Çin’den gelen ürünlerin satıldığı dükkânları, balık, sebze, meyve ve çeşitli yiyecekler satan ufak işletmeleriyle şehrin en görülmeye değer bölgelerinden biri.
Bangkok’ta eşcinsellik yaygın. Fakat Tayland’da aynı cinsten insanların birbiriyle evliliği yasal değil. Şehirde ladyboy olarak isimlendirilen ve kadından ayırt edilmesi zor olan çok sayıda transseksüel var. Resmiyette cinsiyet statüleri yok, kimliklerinde erkekler. Fakat biyolojik olarak erkek olmasına rağmen hormon tedavisi ve çeşitli ameliyatlarla kadın olarak yaşamına devam edenlerin sayısı çok. Bu yoğunlukta dönüşüm çeşitli nedenlerle izah edilmeye çalışılıyor.
Budizm inancının insanların özgürce yaşamasını ve hayat tarzlarına saygıyı ön planda tutma yaklaşımı bunlardan birisi. Toplumda cinsiyet tercihlerine karışan, eleştiren, sokakta sorun yaşatan, yadırgayan olmuyor. Taylandlıların “ladyboy” tercihinde etken olarak maddi imkânsızlık gösteriliyor. Daha çok para kazanma eğilimi cinsiyet değişimine sebep olduğu söyleniyor. Beslenme alışkanlıklarının bu tercihte etkili olduğu yorumları da yapılıyor. Netice de karışık bir konu. Ucuz olması sebebiyle Türkiye’den Tayland’a ameliyat için gidenler oluyormuş.
Tayland da kadınların erkek olması veya erkek gibi hareket etmesi ise ‘tomboy’ olarak adlandırılıyor. Bu da ‘ladyboy’lar kadar olmasa da sık rastlanan bir durum. İmkanı olan ‘tomboy’lar gerekli ameliyatlar ve ilaç tedavisinden sonra erkeksi görünüşe kavuşup kendilerine kız arkadaş ediniyorlar. İmkanı olmayanlarda giyim, kuşam ve davranışlarıyla yollarına devam ediyorlar. Tomboy tercihine ise fazla izahat yapılmıyor. Ancak Taylandlı kızlar arasında ‘tomboy’larla arkadaşlık da oldukça yaygın.
Bangkok’un en ilginç özelliklerinden biri renkli gece hayatı. Ama uyaralım; sert ve kural tanımaz. Barlara girmeseniz de, Patpong Pazarı ve çevresini görün.
Güney Doğu Asya’nın en yüksek çatı barı Bangkok’ta. 314 metre ile ülkenin en yüksek gökdeleni King Power Mahanakhon'da. 360 derece şehir gözlem terası, cam tepsi seyir alanı, açık-kapalı çatı bar (roofbar) ve gökyüzü yürüş (skywalk) alanıyla şehrin popüler mekanları arasına girmiş. Gökdelen aynı zamanda dünyanın en hızlı asansörlerinden birine sahip. Video temalı asansör dakikada 480 metre hızla, nasıl yükseldiğinizi hissettirmeden çıkıyor. 76’ncı kata çıktığınızda havanın da değiştiğini hissediyorsunuz. 78. katta, 310 metre yükseklikte dünyanın en büyük cam tepsilerinden birinin üzerinde yürüme cesaretinizi de test edebilirsiniz.
Müze, ortadan kayboluşu halen daha sırrını koruyan bir CIA ajanı/işadamının müzeye dönüştürülmüş evi. Aynı zamanda güzel kafe ve restoranı olan, şehir ortasında nefes almak, dinlenmek, gürültüden, karmaşadan kaçmak ve buluşmak için çok güzel bir mekan.
Tayland’ın ipeğini dünyaya tanıtan ve ismi ipekle özdeşleşip, markalaşan Amerikalı Jim Thompson’ın müzeye dönüşen evi Bangkok’un en popüler yerlerinden. 1906 doğumlu Thompson, 1947 yılında Tayland ipeğiyle tanışıyor. Malezya’da 1967 yılında ortadan kayboluncaya kadar Tayland ipeğinin tanınması için çalışmış bir isim olduğundan Tayland’da bir kahraman olarak görülüyor.
Nehire açılan kanalın kenarında yer alan bahçe içindeki müze ev, Tayland tik ağacı kullanılarak yapılmış. Tayland ipeği ve Thompson’ın yaşamı hakkında ip uçları veren müze ayın zamanda bir sanat merkezi. Geleneksel Tay evleri ve yaşam kültürü içinde güzel bir örnek. İlginç mimarisi, zevkli teşrifatı, porselen takımları, tablolar, ipeğin serüvenine dair materyal ve dökümanlarla dikkat çekiyor. Görevliler eşliğinde dolaştığınızda ev hakkında daha detaylı bilgiler öğreniyorsunuz. Burada Thompson’ın o dönemde tedarik ettiği çeşitli eserlerde sergileniyor. Müzede girişinde de bulunan ülkenin prestijli markası olan “Jim Thompson” mağazalarını Bankong’un lüks semtlerinde ve havalimanında görmek mümkün.
Gizemli kaybolmasına gelince. Jim Thompson, 26 Mart 1967’de Malezya Cameron Highlands bölgesinde yürüyüşe çıkıyor ve bir daha geri dönmüyor. Kaybolduğu bölgede 400 kişiyle arama yapılıyor, ama hiçbir şekilde izine rastlanmıyor. Yıllarca çok sayıda teoriler ortaya atılmış, halen daha kaybolması tartışılıyor, konuşuluyor. Tartışılmayan tek şey; Tayland’ın kahramanı olması ve bir marka yaratarak ipeğini dünyaya tanıtan kişiliği.