HT Gastro
Seyahat

Üç dünyanın buluştuğu şehir GALERİ

Akdeniz, Balkanlar, Orta Avrupa... Bu üç dünyanın buluştuğu, çokkültürlü bir nokta, Trieste!

Giriş: 12.11.2011 - 10:49 Güncelleme: 28.02.2019 - 12:24
Habertürk
Haberler Gastro Seyahat Üç dünyanın buluştuğu şehir GALERİ

Sağda Adriyatik Denizi, Venedik çoktan geride kaldı. Yüzünü döndüğü denizle, sırtını yasladığı Carso Platosu’nun arasında sıkışıp kalmış bir şehir: Trieste! Akdeniz, Balkanlar, Orta Avrupa... Bu üç dünyanın buluştuğu, çokkültürlü bir nokta

İtalyan kentleri içinde Slav karakterine en çok sahip, önemli bir Sloven azınlığı barındıran ve tartışmalı Yugoslavya sınırından yürüyüş mesafesi uzaktaki Trieste, büyük zorluklarla ve hayli de geç bir tarihte İtalyan sınırına dahil olmuş.

Şehrin doğu yarısı eski Yugoslavya’da yani bugünün Slovenya’sında, hemen 100 km. kuzeyinde ise Avusturya yer alıyor. Bu “çoksınırlılık”, şehre “çokkültürlü” bir hava kazandırmış. Birinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadar Avusturya Macaristan İmparatorluğu toprağı olan “Avusturyalı” Trieste’den bugüne ne kaldı derseniz, ilk sırada temiz ve düzenli bir şehir olma özelliği akla gelir. Sonra anılar... 18. yüzyılda, Viyana mimarisinin hâkim olduğu, şimdiki adıyla İtalya Birliği (Unita d’Italia) Meydanı’ndaki kafelerde oturan genç İtalyan milliyetçi entelektüeller... Avusturyalı havanın bundan ötesi nostaljiden başka bir şey değildir.

Avusturya’nın denize açılan bu tek kapısı, bir dönem ticaretin kalbinin attığı yerdi ve çok zengindi. Avusturya İmparatoriçesi Maria Theresia, burayı Avrupa’nın en önemli limanı haline getirmişti. Bugünse şehir İtalya’nın çok sayıdaki kıyı şehrinden biri; limanı ise turizm için kullanılır oldu.

Trieste deyince ilk akla gelen yer, muhakkak ki deniz kıyısındaki Miramare Şatosu! Bina, 1856 –1860 yılları arasında, Habsburg Hanedanı’ndan Arşidük Maximilien tarafından yaptırılmış. Ancak arşidükün şatoda yaşama fırsatı olmamış; çünkü binanın yapımından kısa bir süre sonra Meksika’da ölmüş. Bu küçük şatoda Maximilien apartmanları, taht ve müzik salonu geziye açık. Ancak tüm turistlerin, özellikle âşık çiftlerin uğrağı, şatonun tropikal bitkilerle kaplı, 22 hektarlık parkı. Parkta dönemin heykellerini görebilir, kısa süre önce restore edilmiş ahırlarda geçici sergileri izleyebilirsiniz. Trieste’de çok sık rastlayacağınız görüntülerden biri de yelkenliler. Şehirde yelken sporuyla ilgili birçok yarışma düzenleniyor. Barcelona Sonbahar Yelken Kupası Yarışması, “La Bavisela” İki Şato Arası Maraton ve Nations’ Cup bu yarışmaların en önemlileri. Ekimin ikinci pazar günü, Trieste Körfezi’nde yapılan Barcelona görkemi, güzelliği ve katılımcı sayısının çokluğuyla İtalya’nın en prestijli su sporu faaliyetlerinden biri. Bu yarışmaya her tür yelken tipi katılabiliyor. Bu nedenle son yıllarda katılımcı sayısı 1500’e ulaşmış. La Bavisela Maratonu ise mayısta, Duino ile Miramare şatoları arasında, Avrupa’nın panoramik yollarının en güzellerinden birinde yapılıyor. “Adriyatik halklarının kardeşliği ve barışı maratonu” olarak da anılan bu yarışmanın düzenlendiği panoramik yol, buradan sürekli geçen ünlü Alman şair Rilke’nin adıyla anılıyor. Nations’ Cup ise yelken dünyasının ünlü yarışması American Cup’ın rövanşı...

YARIM GÜNLÜK ROTA

Şimdi gelin sizinle yarım günlük bir rota çizelim: Tren istasyonundan yola çıkıp Panfili Meydanı’ndaki Protestan, Neogotik Kilisesi’ne varıyoruz. Orada renkli Ponterosso Çarşısı’nı geziyoruz. Hemen yakınlardaki görkemli Aziz Spiridione Surp Ortodoks Kilisesi’ni gördükten sonra kısa bir yürüyüşle Borsa Sarayı’na ulaşıyoruz.

Borsa Vecchia (eski borsa) ve Tergesteo (yeni borsa) olmak üzere neoklasik iki binadan oluşan sarayın hemen yakınındaki Unita d’Italia Meydanı’nda mola veriyoruz. Adresimiz Caffe Tommaseo. Hem Trieste’nin hem İtalya’nın tarihinde yer alan birkaç kafeden biri burası. 1830 tarihli, deniz manzaralı Cafe Tommaseo’da Belçika’dan gelen aynaları, yuvarlak hatlı Thonet sandalyelerini göreceksiniz. Aynı meydandaki Cafe Degli Specchi de görülmesi gereken bir mekân. 1839 tarihli kafe, Stratti Sarayı’nda yer alıyor. Eskiden olduğu gibi şimdi de siyasi, ekonomik ve kültürel olayları takip edenlerin buluşma noktası. Kafeden sonra, MS 1. ve 2. yüzyıllar arasında inşa edilen ve 30’lu yıllarda restorasyondan geçen Roma Tiyatrosu’nu geziyoruz. Ardından Rota Sokağı’ndan geçerek San Giusto Tepesi’ne çıkıyoruz. Şehre hâkim bu tepede yer alan kilise, MS 1. yüzyılda yapılmış. Aziz Giusto’nun mezarlığı üzerine inşa edilen kilisede, Roma dönemine ait inşaat malzemeleri kullanılmış. Aynı tepede yer alan San Giusto Şatosu’nun tarihi ise 1471’e uzanıyor. Şatonun içindeki şehir müzesinde yerel sanat eserleri ve özellikle antika silah koleksiyonu bulunuyor. Şehir merkezine dönersek; Maria Theresia’nın yaptırdığı liman düzenlemesi sırasında öyle çok saray yapılmış ki... Gopcevich Sarayı (1850), Carciotti Sarayı (1802), saat kulesiyle ünlü Belediye Sarayı (1872), Modello Saray (1873)...

NE YENİR?

Trieste mutfağı çok sayıda deniz ürünü çeşidi sunsa da daha çok basit ve doyurucu lezzetleriyle ünlü. Hamur işleri, sosis ve etli çorba çeşitleriyle tıka basa doyabileceğiniz Trieste’de deniz ürünleri ise Adriyatik kıyısı boyunca her yerde bulabileceğiniz aynı sarımsak, şarap ve domates sosunda sunuluyor. Sofralarda domuz da oldukça popüler. Domuz etiyle sorunu olmayanlar ‘caldaia’, ‘jota’ gibi geleneksel lezzetlerin tadına bakabilir. Trieste’de sahil boyunca çok sayıda restoran var, özellikle İtalyan pizzaları ve deniz ürünleri tatmak için tercih edebilirsiniz. Mönüler doyurucu. ‘Buffet’ denilen restoranlarda Avusturya ve Slav kültürünün yerel lezzetlerini bulmak mümkün.

Limanın güneyindeki Via di Servola’da bulunan Al Brittania, ekmeklerin hâlâ geleneksel yöntemlerle yapıldığı eski bir fırın ve doyurucu bölgesel spesiyalleriyle ilginç bir seçenek.

Manzaralı bir yemek için, kente 10 dakika mesafede, Friuli’deki Al Faro’yu deneyin: zarif terası hemen bir fenerin altında.

Antica Trattoria Suban, leziz bölgesel spesiyallere sahip eski bir han. Hoş bir bahçesi olan mekânda zarafetin sunduğu bir yemek deneyimi yaşayabilirsiniz.

EĞLENCE

Trieste’de gece hayatı genellikle şehir merkezinin dışında devam ediyor. Machiavelli gibi pek çok gece hayatı mekânı şehir merkezine kısa mesafede yer alıyor. Kentin içinde, kapanış saati sonrası seçenekler arasında Mexico Way tercih edilebilir. Gece geç saatler için bir bar arayışındaysanız, dar bir ara sokakta yer alan sıcak ve samimi mekân Together’ı önerebiliriz.

NEREDE KALINIR?

Tarihi merkez yakınlarında sakin bir sokağa bakan havadar odalarıyla Hotel Le Corderie’de kalırsanız Trieste temalı romanlardan oluşan geniş kütüphanelerine göz atın. Rahat tasarımı ve odalarda sunulan hizmetlerle konaklamak için yerinde bir adres. www.lecorderiehotel.it

Konumuyla ve vaat ettiği konforla ana meydandaki tek otel Grand Hotel Duchi d’Aosta bir numara. Zarif ahşap iç dekorasyonu ve ipek çarşaflı odalarıyla şehrin sembolü. www.grandhotelduchidaosta.com

Kıyıda konumlanmış StarhotelSavoia Excelsior düşük sezonda hafta sonu indirimleri yapıyor. www.starhotels.com

Biraz daha düşük bütçelere hitap eden Hotel Colombia geniş odalarıyla fiyatını hak ediyor. www.hotelcolombia.it

Nuovo Albergho Centro yenilenmiş, merkezi konumdaki bir pansiyonun içinde rahat odalara sahip. www.hotelcentrotrieste.it

GAZETE HABERTÜRK / Levent ÖZÇELİK

Bu içeriği paylaş
İLGİLİ İÇERİKLER