'İnfodemi'ye karşı uzmanlar uyarıyor!
Koronavirüs pandemisi süreci bilim haberciliğinin önemini hatırlattı. Ayrıca bilim üretmenin ne kadar değerli olduğu da anlaşıldı. 2 Şubat tarihinde Dünya Sağlık Örgütü, Covid-19 ile ilgili insanların ihtiyaç duyduklarında güvenilir kaynaklar ve güvenilir rehberler bulmasını zorlaştıran bilgi kirliliğiyle karşılaşmasını "İnfodemik" olarak adlandırdı. Peki bu konuda nelere dikkat etmeli?
Son aylarda bilim haberciliği önem kazanmaya başladı. Koronavirüs pandemisi süreci bilim haberciliğinin önemini hatırlattı. Ayrıca bilim üretmenin ne kadar değerli olduğu da anlaşıldı. 2 Şubat tarihinde Dünya Sağlık Örgütü, Covid-19 ile ilgili insanların ihtiyaç duyduklarında güvenilir kaynaklar ve güvenilir rehberler bulmasını zorlaştıran bilgi kirliliğiyle karşılaşmasını “İnfodemik” olarak adlandırdı.
Bu süreçte de bilimsel okuryazarlık bilincinin oluşmasının ne kadar önemli olduğu da anlaşılmış oldu. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde yüksek lisans süresince bilim iletişimi ve bilimsel okuryazarlık üzerine çalışan Gazeteci Esra Öz, ülkemizde bilimi üretmeden anlatanların medyada çok fazla yer almasının, bilim insanlarına haksızlık olduğunu söyledi.
Medyada sık sık karşımıza çıkan bilim haberlerine olan güvenin gün geçtikçe azaldığına dikkat çeken Öz, “Bu konuda sorun yaşayanların, bilimsel okuryazarlık alışkanlığı kazanmaları hayatlarını kolaylaştıracak. Bilim durağan olmamasının yanında sürekli değişen ve gelişen bir özelliğe sahip. Bu çerçeveden baktığımızda bilim, sağlık ve teknoloji alanındaki gelişmeleri anlama, yorumlama ve bilimsel süreç becerilerine sahip olmak kolaylaşıyor. Yüksek lisansım sürecince bilim iletişimi ve bilimsel okuryazarlık üzerine çalıştım. Bu nokta da aslında iyi örneklerin çoğaltılması gerektiği dikkatimi çekti. Bilimi üretenlerden, yaptıkları araştırmaları dinlemek çok daha keyifli hale geleceği için Youtube kanalımda Bilim Sohbetleri programını hazırlayıp, sunmaya başladım. https://www.youtube.com/fesraoz Bilim severlerin, ilgiyle izleyeceği programda her hafta dünyanın farklı ülkelerinden bilim insanları konuk oluyor ve yaptıkları bilimsel araştırmaları anlatıyor” dedi.
DÜNYACA ÜNLÜ BİLİM İNSANLARI BU KONUDA NELER SÖYLEDİ?
Cold Spring Harbor Laboratuvarı'ndan Dr. Semir Beyaz ile korona virüs hakkında merak edilenlerle ilgili şunları söyledi: “Koronavirüs hakkında bilimsel gelişmeleri, gerçekleri ve yalanları ayırt etmek için dikkatli olmak gerekiyor. Anektodları bir yerlerden okuyup, kendi nemalanacağı şekilde değiştirerek, insanlara anlatan bilimsel ahlaktan yoksun insanlar var. 3 tane doğru bilginin olduğu, 7 cümlenin yanlış olduğu toplamda 10 cümlelik bir bilgi bilimsel açıdan sıfır eder. Yalan yanlış açıklamalar 3 tane doğru bilgiyle süslendiği zaman onu bilimsel kılmaz. Bunu kim söylüyorsa söylesin, unvanına , çalıştığı hastaneye, okuluna, okuduğu yere bağlı kalmaksızın. Bunlar bilimin ahlak sisteminden ne yazık ki, nasibini alamamış insanladır. O yüzden bunlara itibar etmemek lazım.”
“Teknolojiyi üretenler anlatabilir, bizler bu çalışmaları yaparken nasıl anlatacağımız üzerine de eğitim alıyoruz. Birçok kez farklı yerlerde yaptığımız çalışmayı anlatıyoruz” diyen Silikon Vadisi’nden Dr. Tutkun Şen, medikal robotik ve teknoloji alanındaki haberlerle ilgili olarak şunları söyledi: “Teknoloji haberlerinde gazeteciden haberin kaynağını belirtmesini beklerim. Eğer kaynağı belli değilse, şüphelenirim. Haberin kaynağına ulaştıktan sonra da makaleler yazılmış diye bakıyorum. Burada büyük iş gazetecilere düşüyor. Dataları alıp, sadeleştirerek halkın anlayacağı şekle dönüştürmeli.”
CERN araştırma ekibinden Dr. Bora Akgün, Melekler ve Şeytanlar filminde anlatılan karşıt maddenin üretmenin gösterildiği gibi kolay olmadığını söyleyerek, “Bir bardak suyu çimleri sulamak için bir fıskiyeye doldurmaya benziyor. Suyun çoğu boşa gidiyor. Karşıt maddeyi üretmek için kullanacağınız enerji, karşıt maddeden elde edeceğiniz enerjiden çok çok daha fazla olduğu için, karşıt madde üretip bunu bir enerji kaynağı olarak kullanmak mümkün değil” şeklinde yorumda bulundu.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) Ekonomi Bölümü'nden Prof. Alp Şimşek, pandemi sürecinde merkez bankalarının müdahalelerinin yaptığı müdahalenin doğru olduğuna dikkat çekerek, sağlık sorununun tüm dünyada ekonomik krize neden olduğunu dile getirdi. Bilimsel çalışmaların önemine dikkat çeken Şimşek, aşının ya da ilacın bulunması ile bu krizin daha az zararla atlatılacağını söyledi.
Columbia Üniversitesi’nden Dr. Hasan Erbil Abacı, 3-boyutlu yazıcılar kullanılarak, yapay deri dokusu içerisine yerleştirilen kılcal damarlarla ilgili gelişmeleri anlatırken, insanların haberlerde yapılan çalışmaların deney aşamasındayken uygulanabileceğini düşünmelerinin hayal kırıklığına neden olabileceğini dile getirdi. Abacı, bilim haberlerinde abartı ve boş umuttan uzak durulması gerektiğini vurguladı.
Pittsburgh Üniversitesi Tıp Fakültesi Bilgisayar ve Sistem Biyolojisi bölümünün kurucu Başkanı Prof. Dr. İvet Bahar, ABD Ulusal Bilimler Akademisi’ne seçilmesinde inanarak ve severek yaparsanız, her şeyi yapabilirsiniz fikrinin oluştuğunu söyledi. Öğretim hayatı boyunca eğitime çok önem verdiğini dile getiren Bahar, Amerika’ya gittiğinde de bölümü kurarken ders vermeyi istediğini belirtti.
Güney Carolina Tıp Fakültesi'nden Assist. Prof. Dr. Önder Albayram, “Türkiye’de bilim konuşuluyor, ancak çok konuşuluyor. Konuşulduğu kadar biraz da yapılması lazım. Bu kadar yapılmayıp, bu kadar konuşuluyorsa bunda bir sıkıntı doğar. Bilimi anlatmak, insanlarla paylaşmak güzel ama bilimin mutfağı sıkıcı da olabilir. Kimse bunları anlatmıyor. Bilimi konuşmak iyi ancak, bilim üretmek konuşmak kadar önemli” dedi.
Colorado Üniversitesi'nden Assist. Prof. Dr. Kaan Aktürk, diyabet teknolojilerindeki son gelişmelerin, kaynak gösterilerek haber yapılması gerektiğini vurguladı. Bilim haberlerinde özellikle gelişmelerin gazeteciler tarafından çok iyi takip edilerek, toplumun son gelişmeler konusunda bilgilendirilmesi gerektiğini söyleyen Aktürk, yurtdışındaki diyabet teknolojilerinin değerlendirilmesinde FDA ve CME onayı takip edilmesinin önemli olduğunu belirtti.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT)’nden Dr. Kutay Deniz Atabay, “İnsanların bilimi konuşma isteğinin olması çok güzel ancak bunu doğru yapmak çok önemli. Bilim haberini okuyanda bıraktığı izlenim davranışsal bir çıktı oluşturuyor. Bilim haberi yapan kişinin, “Doğru şeyi söylüyor muyum?” kaygısıyla yapması gerekiyor. Bilim haberinde gazetecinin, haberde şunu çözdük, şu bitti gibi net ifadeler kullanmaması gerekiyor” diye önerilerde bulundu.