İyi yönetilmezse çok riskli: 2023 yılında nüfusun yüzde 10.2’si yaşlı olacak
Yaşlı nüfusta artış demek, bu yaş grubuna eşlik eden hastalıkların da artması demek. Yaşlı hastaların normal erişkin hastalara göre acil servise çok daha sık başvurup daha sık yoğun bakım ihtiyacı hissetmeleri de bunun göstergesi. İlerleyen yıllarda bu oranın artacağı gerçeği sürecin iyi yönetilmesini zorunlu kılıyor. Uzmanlar aksi durumda sağlık sisteminde tıkanıklık yaşanabileceğine dikkat çekiyor. Habertürk Sağlık Yazarı Ceyda Erenoğlu'nun haberi
Beklenen yaşam süresinin uzaması ve doğum oranının azalması nedeniyle dünya nüfusu yaşlanıyor. Yaşlanma; canlının olgunlaşma süreci tamamlandıktan sonra fizyolojik rezervlerinin azaldığı, gittikçe yıprandığı ve bunlara bağlı olarak yaşamsal fonksiyonlarının aksadığı bir süreç olarak tanımlanıyor. Tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de yaşlı nüfusun sayısı ve genç nüfusa oranı her geçen gün artıyor. Günümüzde Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 60 yaş ve üstünü yaşlı olarak kabul ediyor. Ülkemizde yaşlı nüfus 2014 yılında 6 milyon 192 bin 962 kişiyken toplam nüfus içindeki oranı yüzde 8 idi. O tarihte yaşlı nüfusun yüzde 43.6’ sını erkekler, yüzde 56.4’ünü ise kadınlar oluşturuyordu. Nüfus projeksiyonlarına göre yaşlı nüfus oranının 2023 yılında yüzde10.2, 2050 yılında yüzde 20.8, 2075 yılında ise yüzde 27.7’ye yükseleceği tahmin ediliyor.
YAŞLI HASTALAR NORMAL ERİŞKİN GİBİ DEĞERLENDİRİLMEMELİ
Yaşlı popülasyonunun artması bu hastaların acil servislere başvurularının da artması anlamına geliyor. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa - Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim İkizceli, “Yaşlı nüfusta artış demek, bu yaş grubuna eşlik eden hastalıkların da artması demek. Yaşlı hastalarımız, normal popülasyona göre acil servise çok daha sık başvuruyor ve daha sık yoğun bakım ihtiyacı hissediyor. İlerleyen yıllarda acil servise başvuran yaşlı hastaların oranının artacağı gerçeği bu hasta grubunu iyi tanımamızı gerektiriyor” diyerek devam ediyor, “Öncelikli olarak yapmamız gereken yaşlı hastaları normal erişkinler gibi değerlendirmemek. Bu hastaların fizyolojik kapasiteleri normal erişkin hastalarla karşılaştırıldığında önemli ölçüde azalmıştır. Bu nedenle erişkin hastalar hafif bir değişikliği tolere edebilirken yaşlı hastalar çoğu kez bu değişikliği tolere edemiyor."
UYGUN ALANLAR VE EĞİTİMLİ EKİP İHTİYACI VAR
Yaşlı hastalarda birden fazla hastalık ve çoklu ilaç kullanımı mevcut olduğu için acil serviste kalış süreleri gençlere göre daha uzun, istenen tetkik sayısı ise daha fazla oluyor. Genç bir hastayla yaşlı bir hastanın hastalıkları aynı olsa bile yaşlı hastaların hastaneye yatırılma oranları daha yüksek, yatış süreleri ise genç hastaların iki katı olabiliyor. Bu nedenle hem hastanelerde hem de acil servislerde bu hastaların bakım ve tedavilerine uygun yerler hazırlanması ve uygun ekip yetiştirilmesi gerekli ve çok önemli görülüyor. Bunun yapılmamasının gelecekte sistemsel sorunlara yol açıp sağlık sisteminde tıkanıklıklara yol açabileceğine dikkat çekiliyor. Yaşlı hastaların acil servise başvuru nedenleri çok değişken olsa da en sık ve spesifik nedenler, şuur bozukluğu, ateş, oral alım bozukluğu, yatak yarası ile düşme olarak sıralanıyor.
