Habertürk
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar Bilgi

Kahve; içenin içerken de yaparken de lezzet sarhoşluğu yaşadığı, yapana hiçbir zaman zor gelmeyen, tadından ve yapısından ziyade hayatımızda kapladığı duyguyla öne çıkan kültürümüz eşsiz bir parçası... Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardı cümlesi nice sohbeti başlatmaya, şarkılara işlenmeye, dostlukları yaşatmaya yetmiş senelerce... Kahveyi sevmeyen az çıkar. Tıpkı çok iyi yapanın da az çıkması gibi...

Şimdi üçünü nesil kahvecilerle ya da zincir mağazalarla her yeri kaplayan o filtre kahvelere, amerikanolara, lattelere aldanıp sakın kahvenin bizde yeri olmadığını düşünmeyin! Türkler 16. yüzyıldan beri kahveye tutkun! İlk olarak Yemen'de yetişmeye başlayan kahve 1530'lu yıllarda İstanbul'a getirilmiş. Bu aromatik içecek Osmanlı İmparatorluğu'nda o kadar sevilmiş ki sadece saray çevresi değil saray dışında da tüketilir olmuş ve Kanuni Sultan Süleyman döneminde ilk kahveciler açılmaya başlamış.

TÜRK KAHVESİ İLE BATILILARIN KAHVESİNDE ANA FARK: TELVE

Kahvecilerde sosyal hayatın bir parçası olan kahve evlerimizde misafir ağırlamanın rutinini oluşturmaya başlamış. Yüzyıllardır sürdürdüğümüz bu gelenek bizim en çok övündüğümüz değerlerimizden biridir. Evet çayı çok severiz ama bir misafir ağırlarken ilk adım misafirimize bir kahve ikram etmek olur. Çay sonrası için, artan samimiyet ve uzayan sohbete göre demlenir...

Türk kahvesi çok uzun yıllardır tüketilen bir içecek. Batıda kahveyi böyle tüketmek pek yaygın değil. Batılılar genelde filtreden geçirilmiş ya da tortusu preslenmiş ve özü çıkarılmış kahve tüketmeyi seviyor. Kahveyi telvesiyle tüketen nadir toplumlardan biriyiz. Türk kahvesinin lezzetli olmasına karşı duyduğumuz tutku biraz da bu telvesiyle beraber tüketilmesinden kaynaklanıyor çünkü telve tadının acı olmasına ve içiminin zorlaşmasına neden oluyor.

Bol köpüklü ve lezzetli bir Türk kahvesi yapabilmek için yapmanız gereken tek şeyin kahveyi ağır ateşte pişirmek olduğunu sanıyor olabilirsiniz. Bu bilgi yanlış değil ama eksik... Evet Türk kahvesi kesinlikle kısık ateşte yavaş yavaş pişmeli ama önce çekirdeğe detaylıca bakmak gerekir...

Dünyada pek çok çekirdek türü vardır ancak bunlardan iki tanesi epey yaygındır. En yaygını Arabica çekirdekleridir, pek çok kahvenin yapımında bu çekirdekler kullanılır. Bir diğer yaygın tür ise Robusta çekirdekleridir. Robusta arabicaya göre çok daha sert bir tada sahip olduğu için genel kullanımda pek tercih edilmez. Karışık kahvelerde ya da espresso karışımlarında kullanılır. Kafein oranı da daha yüksektir ama bu çekirdeğin damakta bıraktığı tat yaygın damak tadına uyumlu değildir.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ