Kışın D vitamini eksikliği depresyonu tetikleyebilir
Kış aylarında bazı bireylerde depresyon görülebileceğini belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Anıl Talas Özçimen, "Kışın güneş ışığının azalmasının, uyku düzeni ve ruh hali üzerinde doğrudan etkili olan melatonin ve serotonin gibi bazı beyin kimyasallarının dengesini bozduğu düşünülmektedir. Kış aylarında D vitamini eksikliği de yaygın görülür ve bu durum da depresyon belirtilerini tetikleyebilir" dedi
ABONE OLDepresyonun tanımını yapan Uzm. Dr. Özçimen, “Depresyon sürekli üzüntü, çökkün ruh hali ve zevk alamamayla karakterize bir duygudurum bozukluğudur. Depresyonda kişinin günlük işlevselliğini olumsuz etkileyen ve en az iki hafta süren çökkün ruh hali veya zevk alamamayla beraber uykusuzluk veya aşırı uyuma, iştahsızlık ya da aşırı yeme, huzursuzluk, sinirlilik, hareketlerde yavaşlama, yorgunluk, enerji kaybı, kararsızlık, değersizlik ve suçluluk düşünceleri, dikkatte azalma ve ölüm düşünceleri görülmektedir” diye konuştu.
Depresyonun nedenlerinden bahseden Uzm. Dr. Özçimen, şu bilgileri paylaştı: “Depresyon ile ilişkili etmenler genellikle genetik yatkınlığa ek olarak ekonomik durum, eğitim düzeyi, işsizlik, cinsiyet, yaş gibi demografik ve sosyo-ekonomik etmenler, ruhsal travmalar, savaş, göç gibi çevresel olaylar ve son yıllarda da obezite, fiziksel aktivite, alkol ve madde kullanımı gibi hayat tarzına ilişkin değişkenlerdir. Depresyon tek bir risk etmeninden ziyade söz konusu olan risk etmenlerinin birbiriyle olumsuz etkileşimi ile ortaya çıkmaktadır. Genetik veriler; duygudurum bozukluklarının gelişiminde genetik geçişin önemli bir etmen olduğunu göstermektedir. Stresli yaşam olayları (ailevi sorunlar, ekonomik problemler, yoğun iş temposu, travmatik yaşam olayları) depresyona sebep olabilmektedir. Ayrıca kronik hastalıklar, hormonal değişiklikler, bazı ilaçlar, alkol ve madde kullanım bozuklukları da depresyon gelişimine neden olan etkenlerdir.”
Araştırmalarda Türkiye’de depresyon oranının son yıllarda önemli oranda arttığının görüldüğünü dile getiren Uzm. Dr. Özçimen, “Pandeminin etkisiyle sosyal izolasyon, belirsizlik ve ekonomik zorluklar gibi faktörlerin depresyon oranlarını artırdığı çeşitli çalışmalarla gösterilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 2020’de depresyonun dünya genelinde arttığını ve Türkiye’de de benzer bir artışın yaşandığını belirtmiştir” dedi.
Depresyonun artışının nedenlerine dikkat çeken Uzm. Dr. Özçimen, “Türkiye’de depresyon oranları, son yıllarda sosyal, ekonomik ve psikolojik faktörlerin etkisiyle artmıştır. Gelir ve eğitim düzeyi arttıkça depresyon riski azalmaktadır. Yapılan araştırma sonuçlarına göre, sosyo-ekonomik düzeyi düşük olan ve metabolik sendrom gibi kronik hastalığı olan bireylerde depresyon riski, sosyo-ekonomik düzeyi yüksek ve kronik hastalığı olmayan bireylere göre daha yüksektir. İşsizlik, toplumsal eşitsizlikler ve ekonomik sorunlar da stres seviyesini yükselterek depresyonun ortaya çıkmasını kolaylaştıran nörobiyolojik süreçlere neden olmaktadır. Araştırmalar Türkiye’de depresif belirtilerin yaygınlığının yüksek olduğunu, sosyo-demografik etmenler ve kronik hastalıklarla da ilişkili olduğunu göstermektedir” açıklamasında bulundu.