OSD Başkanı Eroldu: 'Rekabeti engellemeyelim, Çinlilere Türkiye'de üretim yaptıralım'

İlk 3 ayda elde edilen rakamların yıl sonu beklentilerinde güncellemeye yol açtığını anlatan Eroldu, "Bu seneki beklentilerimizi arttırdık. Avrupa'da yüzde 9’luk, dünyada da yüzde 6’lık artış beklentisi varken, Türkiye'de hem ihracatın hem de üretimin yaklaşık yüzde 10 kadar artmasını bekliyoruz. Otomotiv sanayi olarak planlarımızı buna göre yapıyoruz" dedi.

İhracat ve iç pazarın, hem üretimdeki hem de kapasite kullanımındaki artışta etkisi olduğunu da belirten Eroldu, iç pazardaki yüksek talebin arkasında ise yatırım amaçlı alımların olduğunu söyledi.

Eroldu, "İç pazarda daha fazla bulunurluk olsa daha fazla satış da olurdu. Bütün yerli üretici veya ithalatçı markalar da gördüğümüz kadarıyla bekleme listeleri var, fakat buradaki talebin de önemli bir kısmının yatırım amaçlı bir talep olduğunu gözlemliyoruz. Dolayısıyla bunun çok uzun süre sürdürülebilir bir talep olmasını beklemiyoruz" dedi.

İTHALATTA 'DOBLO' ETKİSİ

Eroldu, iç pazarda ithal model talebinin arttığını da belirterek, "Özellikle hafif ticari araç kısmında ithalatın payının arttığını görüyoruz. Artan talebin bir miktarının ithalatla karşılandığı anlaşılıyor" ifadelerini kullandı.

Stellantis'ten Tofaş'a kritik görev! Haberi Görüntüle

OSD Başkanı Eroldu, hafif ticari araçta ithal model payının artmasının arkasında ise, isim vermeden Fiat Doblo'yu işaret etti. Eroldu, "İsmini söylemeyeyim, bir markamızın hafif ticari araç pazarındaki üretim azalmasının da burada etkisi var. Onun da etkilerini görüyoruz. Bu da işte yerli üretimin ne kadar önemli olduğunun bir göstergesi" diye konuştu.

Hatırlanacak olursa, Stellantis Bursa'da üretilen Fiat Doblo'nun üretimini İspanya'ya kaydırma kararı almıştı. Bu karar üzerine, Tofaş ve Stellantis arasındaki anlaşma kapsamında, Bursalı Doblo'nun üretiminin kademeli şekilde azaltılarak bir süre daha devam edeceği bildirilmişti.

'RUSYA VE İNGİLTERE'NİN ÖNÜNE GEÇTİK'

OSD Başkanı Cengiz Eroldu, Türk otomotiv sanayinin dünyadaki konumu hakkında da bilgiler paylaştı.

Türkiye'nin otomobil üretiminde Avrupa'da altıncı ülke, ticari vasıta birinci ülke, toplamda ise dördüncü ülke olduğunu bildiren Eroldu, "Dünyada 2021 yılında otomobil üretiminde 16'ncıydık. 2022 yılında Rusya ve İngiltere'nin önüne geçerek en çok otomobil üreten 14’üncü ülke konumuna geldik, ticari vasıta da 9’unculuğumuz devam ediyor" dedi.

'ÇİNLİLERİ TÜRK OTOMOTİV SANAYİSİNİN BİR PARÇASI YAPALIM'

Öte yandan, Türkiye'nin 2021'de Avrupa'nın en fazla ithalat yaptığı ülke olduğunu, fakat 2022'de bu tablonun değişmeye başladığını aktaran Eroldu, Çinli üreticilere dikkat çekti.

Eroldu, "2020 yılında Çin’in Avrupa'yla olan otomobil ihracatı 2.7 milyar dolar, Türkiye'nin 8.4 milyar dolar, 2021'de Çin’in Avrupa'ya otomobil ihracatı 7.6 milyar dolar, Türkiye'nin 8.6 milyar dolar, 2022'de Çin’in Avrupa'ya otomobil ihracatı 15.5 milyar dolar, Türkiye'nin ise 8.6 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu rakamların içinde ticari araçlar yok, ama yine de Avrupa'nın en yüksek ithalat yaptığı otomotiv ülkesi konumumuzu kaybedeceğiz gibi görünüyor. Bu rakamların bir kısmı Çinli firmalar, çoğunluğu ise Avrupalı markaların Çin'de yaptıkları üretimler" dedi.

Togg'u korurken yatırımları kaçırıyor muyuz? Haberi Görüntüle

Türkiye'nin Çinli üreticileri kendine çekmesi gerektiğini vurgulayan Eroldu, "Bizim otomotiv sanayi olarak görüşümüz rekabetin yasaklanması gibi bir şeyden çok, Çinlilerin de gelip Türkiye'de üretim yapmasını sağlamak şeklinde. Çin, otomotiv işinin bir gerçeği. Bundan kaçınma gibi bir durum yok. Bunu yasaklayarak da bir yere gidemeyiz. Biz otomotiv sanayi olarak her türlü rekabete açığız. Türkiye'nin izleyeceği politikalarla Çinlileri de Türkiye'de otomotiv sanayinin bir parçası yapması lazım. Bu aynı zamanda otomotiv sanayinin gelişimine de yol açacaktır. Rekabetin hem mevcut oyunculara hem müşterilere yani herkese faydası olur" dedi.

'AVRUPA'YA İKİNCİ DALGA GELİYOR'

Avrupa'da Çinli markaların satışlarının henüz çok yüksek olmadığını kaydeden Eroldu, "Avrupa'daki Çinli araçların çoğu, Avrupalı markaların Çin’de ürettiği araçlar. Ama şimdi bunun ikinci dalgası olarak Çinli markalar da Avrupa'ya gelecekler. Başta İtalya olmak üzere Avrupa'da bazı ülkelerden bu araçların kıtaya girmesine yönelik tepkiler başladı. Dolayısıyla bu da yönetilmesi gereken bir konu. Bu hem Avrupa otomotiv sanayini hem de Türkiye otomotiv sanayini orta vadede muhakkak etkileyecek. Bizim de buna göre bir politika oluşturmaya ihtiyacımız var" çağrısında bulundu.

Dünya Ticaret Örgütü’nün koyduğu kuralları hatırlatan Eroldu, "Dünyadaki ticaretin çok kısıtlamalara tâbi olmaması lazım. Bunlar eğer dampingle yapılmıyorsa, yani kasıtlı birtakım hareketler yoksa arkalarında, herkesin her türlü rekabete açık olması lazım. Biz Türkiye'de rekabet edebiliriz diye düşünüyorum. Şu anda belki geçici olarak bir rekabet kaybı yaşıyoruz ama sonuçta bu hep böyle devam edecek diye bir şey değil. Kaç yıldan beri Türkiye otomotiv sanayi rekabetçi olduğu için bu kadar yatırımı ve üretimi çekti. Burada 50 senelik bir emek var. Bu 50 senelik emeği bırakmadan tekrar rekabetçiliği kazanmak yolunda çalışacağız" ifadelerini kullandı.