Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Tiyatro Öykü Gürman ve Asena Ongan, ‘Plastik Aşklar’ oyunuyla tiyatro sahnesinde

        İlişkileri masaya yatıran ‘Plastik Aşklar’ oyunu, günümüzdeki kadın ve erkek meselesine aşk üzerinden bakıyor. “İki kadın aynı adama âşık olursa ne olur?” sorusu üzerine şekilleniyor. “Eliniz kalbinizde, yüzünüzde sahte bir Mona Lisa gülüşüyle sağ çıkabildiniz mi aşkın enkazından?” diye soruyor. Başrollerini Öykü Gürman ve Asena Ongan’ın paylaştığı oyun, aşkın plastik yanlarını öne çıkarıyor. 10 yıl önce Öykü Gürman ile henüz ilk albümlerini yaptıklarında buluşmuştuk. Öykü Gürman tiyatro sahnesini sevmiş. Asena ise tiyatronun içinde büyümüş. Sosyoloji mezunu ancak sonrasında Güzel Sanatlar’da tiyatro okumuş. Bu arada Trabzon Devlet Tiyatrosu’nun içinde dedelerinin adını taşıyan Haluk Ongan Sahnesi bulunuyor. Yani sahne sanatlarına ilgi duymaları aileden geliyor. HT Cumartesi'nden Ekin Türkantos'un röportajı...

        REKLAM

        Öykü seninle ilk albümünüz çıktığında buluşmuştuk. O gün yanında ikizin Berk vardı. Bugün de kuzenin Asena... 10 yıl nasıl geçti?

        Öykü G.: Zaman çok hızlı geçiyor. Önce Berk’le ve sonra Berk’siz 10 yıla çok şey sığdırdım. Ayrı projelerde yer almak Berk’in kişisel tercihiydi. “Küstü” dediler ama biz kardeşiz hiçbir zaman ayrılamayız.

        Araya dizi de tiyatro da sığdırdın?

        Öykü G.: Ortaokul yıllarından beri tiyatroya ilgim vardı. Turgut Özakman’ın ‘Ocak’ oyununu yapmıştık. 18 yaşımda bir türkü filminde oynadım. Bunu herkesten sakladım çünkü dublajlıydı. Televizyonda ilk profesyonel işimdi, 500 TL almış, harçlığımı çıkarmıştım. Sonra başka projeler oldu. Bir gün bir telefon aldım, şarkı söyleyen, oyunculuk yapabilecek birini arıyorlardı “Urfalıyam Ezelden” dizisi için. Ancak oyunculuk da, şarkıcılık da hep beklemek ve sabır üzerine kurulu. “Her nasip vaktine esirdir” diye bir laf var, çok severim. Müzikal anlamda çok zorluk çektim. Müzik şirketiyle sorunlar yaşadım. Çelik gibi sinirlere sahip olmalısınız. Bu konuda kendimi çok eğittim. Feriştahı gelse beni bozamaz artık.

        REKLAM

        Çok da kolay geçmemiş anlaşılan...

        Öykü G.: Aile hayatı, mesleki zorluklar üst üste eklenince mücadele etmek daha da zorlaşıyor. Bu mücadele sadece şöhret için değil, çünkü o çok geçici. 10 yılın özeti mücadeleli geçen ve asla vazgeçemediğim mesleğim. İnsan bir yetenekle doğuyorsa onu paylaşmak istemesi hırsa sebep oluyor. Şarkı söylemeyi insanların bana hayran hayran baktığını gördüğüm için sevmiştim. 10 sene hiç az bir süre değil. Beklemek de bir çalışmaydı. Evde oturup beklemek, o sabrı göstermek nasıl bir emek biliyor musunuz?

        ‘ŞARKICILIĞIMI KENARA BIRAKTIM, ÖĞRENCİ GİBİ ÇALIŞTIM’

        Plastik Aşklar’la oyunculuğa mı yöneliyorsun?

        Öykü G.: Oyuncu olma iddiam yok. Zor ve boş geçen bir zaman yaşadım. Atlatmam gereken manevi bir süreç vardı, biraz uzak kalmak istiyordum. Tam o sırada CEF Tiyatro’nun bu oyunu oldu. Bir başkasıyla olsam bu kadar rahat olamazdım. Burak Karaman bizi konservatuvar disiplininde yetiştirdi. Şarkıcılığımı kenara bıraktım, öğrenci gibi çalıştım.

        REKLAM

        Tiyatroda oynamayı sevdin mi?

        Öykü G.: Evet, herkes yapamaz onu, er meydanı. Eğlenceli ve çok zor bir oyun aslında. Aynı adama âşık iki kadının hikâyesi. Benim canlandırdığım Alev, takıntılı bir kadın. Tolga benden ayrıldıktan sonra Sezen’le birlikte olmaya başlıyor. Sonra onu da bırakıp İtalya’ya gidiyor. Alev 30’lu yaşlarda obsesif, yalnızlıktan çok bunalmış bir karakter.

        Asena O.: Ailesinden uzak büyümüş, ilgi görmemiş Sezen. Hayatı boyunca evli adamlar ona kendini bekâr olarak tanıtıp kandırmış. Tolga’yı çok seviyor, evleneceklerini zannediyor, ona ulaşamayınca Alev’in evine geliyor. Bu iki kadının karşılaşmasından doğan nefret, sevgi ve muhtaçlık bir şeye işaret ediyor.

        ‘EVLENEMEYİNCE ÇATIŞMA OLUYOR’

        REKLAM

        Birbirlerini iyileştiriyorlar mı?

        Asena O.: Evet ama biraz da değiştiriyorlar.

        Öykü G.: Aralarında agresyon var. Normal hayatta düşünsenize ayrıldığım eşimin sevgilisi evime gelecek. Vay arkadaş! Çok zor bir şey. İlişkileri, bağlılığı, sadakati eleştiren bir oyun.

        “Artık aşklar plastik” diyoruz, “Sosyal medya ilişkileri bozuyor” diyoruz. Peki çuvaldızı kendimize batırsak, bizim yaptığımız hatalar ne sizce?

        Öykü G.: Bencillik ve empati yoksunluğu.

        Asena O.: Sabırsızlık da var. Ciddi anlamda dayatmalar da...

        Ama âşıkken bunu çok da gözün görmez ki...

        Öykü G.: Evet, mevzuyu daha kişisel bir yerden alırsın.

        Asena O.: Ailelerimiz toplum baskısının en yoğun olduğu dönemde yaşadılar. Biz farklı bir jenerasyonuz. İlişkiniz çok güzel giderken bir süre sonra evlenmeniz gerekiyor. Siz de istiyor olabilirsiniz ama gereklilik de var. Evlenemeyince çatışma oluyor, sorunlar başlayıp ayrılıyorsunuz.

        Öykü G.: O yol arkadaşlığını eğlenip, diyalog kurabileceğiniz biriyle yapmak lazım. En önemlisi konuşabilmek ve saygı. Hep hırslarımıza yenik düşüyoruz. İş, para derdindeyiz ama hayat çok kısa.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ