Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Nobel ödülünü yeni alan ekonomist Daron Acemoğlu'nun Antalya'da, Türkiye'nin ekonomik ve teknolojik geleceğine dair önemli uyarılar ve öneriler yaptı. Acemoğlu, Türkiye'nin yapay zeka ve bilime daha fazla yatırım yapması gerektiğini vurguladı ve bu konularda atılacak adımların gecikmesinin ciddi sonuçlar doğurabileceğini belirtti.

Şahinler Holding’in yıllık toplantısına katılarak “21. Yüzyılın Fırsatları ve Zorluklarını” ele alan Daron Acemoğlu önümüzdeki 15-20 yıllık dönüşüm sürecinde yapay zekâ, yaşlanan nüfus, iklim değişikliği, küresel gerginlikler ve değişimler gibi dört ana konunun belirleyici olduğunu söyledi.

“Belirsiz bir dünya bekliyor bizi. Çünkü hem jeopolitik hem enflasyon hem de yapısal değişimlerin ortasındayız. Bunların bazıları fırsat yaratıyor, bazıları daha değişik olanaklar sağlıyor" diyen Daron Acemoğlu şunları söyledi:

"Yapay zeka, içinde bulunduğumuz dünyayı tamamen değiştirecek bir teknoloji. Büyük fırsatlar, aynı zamanda büyük tehlikeler yaratacak. Yapay zeka yatırımları 1 trilyon doları geçti. Korkunç hızlı bir gelişme var.”

ÇAĞ ATLAMA ARACI

➔ Karar alma, problem belirleme, bilgiyi çekme, filtreleme ve iyileştirme konularında yapay zekanın büyük değişimler yaratacağına işaret eden Acemoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

➔ “Yapay zeka bir bilgi teknolojisi. İster sosyal medya platformlarındaki öneri motorları gibi öngörücü formda isterse büyük dil modelleri gibi üretken biçimde olsun yapay zeka devasa miktarda bilgiyi inceleyip konuyla ilişkili örüntüleri tespit etmeye yarıyor.

➔ Bu kabiliyet bizi rahatsız eden sorunlar için mükemmel bir panzehir.

➔ Bilginin bol ama yararlı bilginin kıt olduğu bir çağda yaşıyoruz. Aradığınız her şey internette var, istemeyeceğiniz birçok şeyle birlikte ama belli bir iş veya görev için ihtiyaç duyduğunuzu bulmak kolay değil. Yapay zeka burada tam bir çağ atlama aracı olacak.

➔ Sorunların çözümü için başvurulması halinde yapay zeka benim temkinli tahminimdekinden çok daha büyük verim artışı getirebilir.

➔ Amaç yapay karar vermede, teknik çalışmalarda, yaratıcı işlerde, yeni mal ve hizmet sağlanmasında, yeni yöntemler geliştirmesinde yapay zekayla insana yardımcı olmak olmalı.

İNSAN YANLISI YAPAY ZEKA

➔ Otomasyon için kullanılırsa çalışanların yerini alır. Ancak çalışanlara daha iyi bilgiler sağlamak için kullanılırsa onların hizmetine yönelik talebi karşılar, dolayısıyla kazançlarını da artırır.

➔ Çalışanları tamamlayan yapay zeka araçları çoğu insan tarafından kullanılamadığı, edinilemediği veya sağladığı bilgiler işlenemediği takdirde hiçbir işe yaramaz. İnsanların matbaa, radyo, televizyon ve internet gibi yeni kaynaklardaki bilgiyi yönetmeyi öğrenmesi çok zaman aldı, burada da benzeri tekrarlanabilir.

➔ Toplum ve insan yararına olacak şekilde doğru kullanılırsa insan yanlısı bir yapay zeka olur.

-Bunları yaparken de bilginin kontrolünü tekelleştirmemesi gerekiyor.

➔ Çünkü yapay zeka sosyal medya, politikayı ve demokrasiyi çok etkileyecek. Bu etkiyi nasıl yapacağı aslında teknolojinin yönünü belirleyecek ve kurumlarla yakından ilgili olacak.

➔ Örneğin şu anda Çin'de yapay zekayı sansür için, insanların bir yerlerde toplanmaması ve sosyal medyada eleştirici bir şeylerin söylenmemesi için çok sık kullanıyorlar. Bunu başka ülkeler de yapıyor.

➔ Böyle olunca demokratikleşme çok daha zorlaşacak, hatta demokrasisi güçlü ülkeler için de büyük bir sıkıntı haline gelecek. Zaten demokrasi dünyada bir krizde."

'TÜRKİYE GENÇ DİNAMİZMİNİ KAYBETMEYE BAŞLAYACAK'

➔ Türkiye’nin geçmişte daha genç nüfusu ile potansiyelini ve dinamiğini arttırdığını, gelinen aşamada ise bu avantajını kaybetmeye başladığını belirten Daron Acemoğlu şöyle konuştu:

➔ “Artık yaşlanma hızı neredeyse Japonya’nın hızı kadar artıyor. Bu çok hızlı bir değişim. Bunun ötesinde Türkiye’de aslında demografik riskler daha da fazla.

➔ Çünkü yaşlanan bir nüfusla beraber erken emeklilik problemi de çok hızlı bir şekilde artmaya başlıyor.

➔ Aktif sigortalı yani çalışan, pasif sigortalılara göre çok azalmaya başladı, özellikle son 5-6 sene içinde. Çünkü insanlar erken emekliliğe ayrılıyorlar.

➔ Bu demografik değişimle tabii ki insanların daha uzun çalışmaları önemli bir hâle gelecek. Türkiye’de buna ters giden bir akım da var.

Dünya hızlı bir şekilde değişiyor ve Türkiye nüfusu o genç dinamik potansiyelini kaybetmeye başlayacak. Önünde çok kısa bir fırsat penceresi kaldı. 15- 20 sene içinde artık hem kurumları hem beşeri sermayeyi değiştirmesi lazım.

Bu yüzden de, hâlâ Türkiye’nin potansiyeline gerçekten inanmama rağmen önümüzde çok çalkantılı zamanlar olduğunu da düşünüyorum."

SORULARA YANITLAR

➔ Toplantıda katılanların sorularını yanıtlayan Daron Acemoğlu reyting kuruluşları ve uluslararası bankaların Türkiye için olumlu açıklamalarına katılıp katılmadığı konusunda şunları söyledi:

“Şu an Türkiye’nin makroekonomik durumu iki yıl öncesine göre daha iyi. Ama Türkiye’nin problemi bir tek enflasyon değil.

Türkiye’nin problemi yapısal problemlere adapte olabilmek ve verimliliği artırmaktır.

➔ Ne yazık ki bu konular her zaman ikinci planda kalıyor. Şu anda enflasyonu düşürmek dışında ileriye dönük bir adım görmüyorum. Bir tek enflasyon var. Gazeteler sadece enflasyonu yazıyor, bakanlıklar bir tek enflasyonu dert ediyorlar.

➔ Benim anlattığım yapay zeka konusunda, yaşlanan nüfus konusunda, teknolojinin doğru kullanımı konusunda, iklim değişikliğine adaptasyon konusunda pek bir şey yaptığımız yok. Bence pek sıcak bir tablo çıkmıyor ortaya.

➔ Yani Türkiye’nin önünde ufak bir pencere kaldı. Eğer gelecek 10-15 sene içinde de belki 20 sene içinde teknolojiyi ve insan kaynaklarını daha iyi duruma getiremezsek durum iyi değil. Bir 10 sene daha harcayamayız.”

ASGARİ ÜCRETE VERİMLİLİK ŞARTI

➔ Daron Acemoğlu’nun çeşitli konularda sorulara verdiği yanıtlar şöyle özetlenebilir:

➔ “Türkiye’de asgari ücret neredeyse yüzde 50’yi etkiliyor. O zaman orta kesim asgari ücretli. Türkiye’de asgari ücret sizi fakirliğin içine bırakıyor. Nasıl olabilir böyle bir şey?

➔ Bir ülkede yüzde 50 asgari ücretli, demek ki asgari ücret yüksek ama aynı zamanda sizi fakirliğin içine bırakıyor.

➔ Problem verimlilik. Eğer verimliliğiniz bu kadar düşükse hiçbir şekilde orta sınıfın ve işçi sınıfının refahını düzeltemezsiniz. Türkiye verimliliği artırmalı ki ücretler artsın. Verimlilik artmazsa sağlıklı bir büyümeye erişim mümkün değil.

➔ Yüksek enflasyon aslında bir semptom. Çünkü verimlilik artmadığı zaman enflasyona yol açacak bütün programlarla ekonomiyi hızlandırmaya çalışıyoruz. Olmuyor. Verimliği artırmadan asgari ücreti yüzde 50’ye, yüzde 70’e çıkartarak ücreti artıramazsınız.

Enflasyonun kısa vadede tek haneye, yüzde 5’lere 6’lara düşmesi mümkün değil. Bunun için ücretler düşecek ve işsizlik artacak. Tüketimi azaltmadan enflasyonu azaltmaya çalışıyoruz.

➔ Türkiye’nin kurumlarını geliştirmesi lazım. Bakanlıkların denetlenmesi, bütçe problemleri, yolsuzluk problemleri ve hukuk problemleri çok çok önemli. Bunları iyileştirerek verimliliği ve teknolojiyi artırmamız daha kolay hale gelir.

➔ Türkiye değişime hazır mı? Hayır. Büyüme var ama istikrarsız büyüme. Sürekli bir belirsizlik var.

Şu anda dünyada belki de her 100 yılda bir olabilecek karmaşık bir ortamın içindeyiz. Bunun tehlikeleri de fırsatları da çok.

➔ Kurumlarımızın çok daha iyi olması lazım. Yolsuzluğun çok daha iyi denetlendiği, hukukun üstün olduğu bir ortam olmalı.

➔ Türkiye'nin gençlere daha çok fırsat veren, daha çok özgürlük veren, daha çok onların ufuklarını açan bir sistem yaratması lazım ki parlak insanlar Türkiye'de kalabilsin.”

'BARIŞ OLMADAN SURİYE’YE DÖNÜŞ ZOR’

“Türkiye, Ukrayna’ya daha da kötüsü Ortadoğu’ya çok yakın. Tayvan’la birlikte dünyada üç riskli bölgenin ikisine çok yakın. Barış Ortadoğu’dan başlamak zorunda. Suriye’de bakalım yeni bir pencere mi açıldı, kaos mu başlayacak? Emin değilim.

➔ Esad rejimi çok ağır bir rejimdi. Türkiye bölgede etkili bir ülke. Hem şu anda daha üste çıkan gruplar Türkiye’ye yakın hem de Türkiye’deki milyonlarca Suriyelinin geri dönme olasılığı var. Bence bu çok kolay olmayacak. Barış olmadığı sürece ne Avrupa’dan ne Türkiye’den dönüş olur oraya.”

KEMAL ŞAHİN: MISIR'DA İYİ PARA KAZANIYORUZ

Şahinler Holding’in patronu Kemal Şahin hayatını anlatan kitabın tanıtımını Nobel ödüllü Prof. Dr. Daron Acemoğlu’nun da katıldığı bir etkinlikle Antalya’da yaptı. Acemoğlu 21’inci yüzyılın fırsatları ve zorluklarını anlatırken, Şahin de yeni yatırım planlarını anlattı. Şahin “Türkiye’de tekstil sektörü sıkıntılı ama Mısır’daki fabrikamız iyi kazanıyor. Orada yatırımı ikiye katladık. 60 milyon dolar ciro yapacak bu yıl” dedi.

Tekstil, hazır giyim, inşaat-gayrimenkul, serbest bölge işletmeciliği, catering, spor, ambalaj ve turizm sektöründe faaliyet gösteren Şahinler Holding’in cirosu milyar doları geçiyor ve 10 bin kişiye istihdam sağlıyor. Mevcut yatırımlarını ve ileriye dönük projelerini anlatan Kemal Şahin. Türkiye’de tekstil sektörünün sıkıntılı olduğunu belirterek şunları söyledi:

MISIR’DA ÇALIŞAN SAYISI 3 BİNE ÇIKACAK

“Yurtiçinde de yurtdışında da yatırım yapıyoruz. Yumurtaları farklı sepetlere koyuyoruz. Firmalarımızın da bunu yapması gerekiyor.

Türkiye’de Elazığ’da 1000 kişiye istihdam sağlayacak tekstil fabrikası kuruyoruz. Daha uygun fiyatlı ürün arayan Avrupalı alıcılarla çalışacağız.

Trakya’daki fabrikamızdan da vazgeçmiyoruz. Üretime ve satışa devam edecek.

Diğer taraftan mevcut ekonomik konjonktürden dolayı Türkiye’deki tekstil üreticileri yurtdışına, özellikle Mısır’a yöneliyor. -Biz de Mısır’da üretime başladık. Oradaki fabrikamız iyi kazanıyor. Buradan da dünyaya ürün satmaya devam edeceğiz.

Yıllık üretim kapasitesi 20 milyon adet olacak. 3 bin kişiye istihdam sağlıyor. Mısır’da yatırımımızı ikiye katladık. 60 milyon dolar ciromuz olacak bu yıl.”

➔ Kendilerinin işlettiği, 150’den fazla şirketin yer aldığı ve 3 milyar dolar işlem hacmi olan Tekirdağ’da kurulu Avrupa Serbest Bölgesi’ni büyütmek istediklerini kaydeden Şahin “Etrafında yer arıyoruz. Uygun yer bulabilirsek iki katına çıkarmak isteriz çünkü çok büyük firmalardan talep var. 3 milyar dolar iş hacmi olan bir yer bu bölge” dedi.

KAPADOKYA’DA OTEL NİSANDA AÇILACAK

➔ Tekstil dışında tüm sektörlerde yatırım fırsatlarını değerlendirdiklerini dile getiren Kemal Şahin şöyle devam etti:

➔ “Turizm sektöründe yatırımlarımız devam ediyor. Toplamda 5 otelle hizmet veriyoruz. Altıncı otel için de hazırlığımız devam ediyor. Kapadokya’da eski bir mağara otel yenileniyor. Onu kiralayacağız. Nisanda açmayı hedefliyoruz.

➔ Turizm tarafında potansiyel çok yüksek. 4 bin yatak kapasitesine sahibiz. 12 ay hizmet veriyoruz. Sadece turizm sektöründe 2 bin kişiye istihdam sağlıyoruz. İleride turizme daha fazla yatırım yapacağız.

➔ Diğer bir yatırım alanımız ambalaj sektörü. Geri dönüşümlü köpük tabak, çatal-bıçak ve streç film yatırımız var. Üretimi 10 bin metrekarelik kapalı alanda yapacağız, aylık üretim kapasitesi 350 ton olacak.

➔ Yenilenebilir enerjiye toplamda 6,2 milyon dolar yatırım gerçekleştirdik. Toplam GES kurulumumuz 8,8 MW.”

➔ Türkiye’deki yaşanan ekonomik gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulunan Kemal Şahin şöyle dedi:

➔ “Birçok yerde işten çıkarmalar var. Asgari ücret konusu tartışılıyor. Yüksek bir zam verilirse şirketler zorlanacak, düşük verilirse insanlar sıkıntıya düşecek.

Bu durumda teşvik verilerek yüksek zam yapılması doğru olacaktır. İhracat yapan firmaların çok sıkılmaması gerekiyor. Enflasyonu kışkırtmayacak projeler geliştirilerek ilerlenmesi şart.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar