Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Esin Övet Z kuşağı sıkılıyor hızlı hızlı konuşun
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Z, Alfa, malfa kuşakları çok sıkıntılı aaaa dostlar!!! Hemen daralıyor, sıkılıyor, bunalıyor, yerlerine sığamıyor çoğu. Arkadaşlarımın çocuklarından biliyorum hepsi aşırı mutsuz. Ellerinde telefon, iPad falan filan ne ararsanız var ama yok mutsuz ve sürekli bir arayış halindeler. Hep bir sıkıntıları, hep bir mutsuzlukları var. Aslında her şeyleri var, ama hiçbir şeyleri yokmuş gibi davranıyor çoğu. Hep bir ağlamaklı, istekli, anne ve babayı suçlamalı haller.

        Hep daha fazlasını bekler durumlar.

        Anne ya da babaya hep bir sitem. Bakıyorum bakıyorum, "Ulan daha kaç yaşındasın. 10 yaşına bile gelmemiş anneyi azarlıyor, "Babayı suçluyor" diye başlıyorum sonra "Sus Esin sus Esin" falan derken buluyorum.

        Kendimi susturuyorum çünkü ben de bu çocuklardan korkuyorum anne ve babalar ne yapsın!!. Gerçekten sanki ebeveynler çocuklarından korkuyor. Çünkü anne ve babaları sürekli çocuklarından özür dilerken görüyorum.

        Resmen çocukları tarafından anne ve baba bastırılıyor, azarlanıyor sonra onlarda çocuklarından özür diliyor. Bi gariplik var bu işte diyorum diyorum ve garipliği buluyorum aslında. Son yıllarda anne ve babalar sürekli çocuklarına "Anneciğim", "Babacığım" diye sesleniyor ya... Sanırım çocukların da kafası karıştı. Haliyle anne ve babaların büyükleri zannediyor kendilerini haklı olarak kuzucuklar. Çocuk olmadan büyüyor işlerine gelince pek güzel çocuk oluveriyorlar. Ve sürekli ebeveynlerini suçluyor çoğu. E bir de ergenlik girdi mi işin içine hooop al avucunun içine anne ve babayı diye uzayıp giden bir durum. Bana göre daha doğrusu bizim kuşağa göre korkunç ama böyleler ve bu saatten sonra da geçmiş olsun diyeyim size. Bu çocuklar hep mutsuz, hep.

        Her şeyden sıkıldıkları gibi okuldan da fena sıkılıyor gitmek istemiyorlar. Hatta öyle ki, sosyal medyada her videoyu da çarpı 2 hızla izliyormuş çoğu. Ne aceleleri var bilinmez ama okulda da öğretmenin konuşmasını hızlandırmak falan istiyorlarmış. Tövbe Allah'ım daha neler görüp, duyacağız.

        Yani anneyi, babayı, yaşamı, hayatı, dertleri çarp 2'ye.. Vay beee ne anladım ben bu işten.

        Ne zevk var, ne anlama, ne duygu, ne his, ne an yaşama, ne konsantre, ne düşünme... Yok da yok.

        Hep bir acele! Hep bir arayış. Hanımlar-beyler, doktorlar-profesörler. Artık bu işin sonu nereye varır bilinmez ama hızlandırılmış bir nesil geliyor.

        Bu hızlandırılmışlıkla okul bitirip doktor olup bize bakacakları günü düşünmek bile istemiyorum. Allah yar ve yardımcımız olsun.

        ***

        Hepsinin ortak noktası tatilde ne yapacağız?

        Hatta bu kuşak tatiline, lüksüne, bakımına da çok düşkün.

        Sadece birinden örnek veriyorum. Bir arkadaşımın 13 yaşındaki kızının saçları her gün fönlü, tırnakları uzun mu uzun. Hatta kalıcı ojeli olanlardan hani!!! Süs, püs, makyaj on numara. Allah sizin inandırsın kızın yanında kendimi eksik hissediyorum. Neyse her gün okula gidiyor bu bakımlı haliyle. Düşünün 13 yaşında!!!

        Şimdi Allah aşkına bu kız bu kadar süslenme ile okula nasıl kafa yorsun. Haliyle annesini, babasını her gün darlıyor, "Tatilde nereye gidiyoruz, tatile nereye gidiyoruz, bayramda neredeyiz, kayak tatili yapmadık bu sene, oraya gitmedik, buraya gitmedik" diye diye uzayıp giden bir listesi var. E haklı. O kadar bakım yaptırmış gezecek, arkadaşlarına hava atacak.

        Okul da neymiş!!! Ama sorsan anne ve babaya çocukları çok zeki. Amaaan hepsi zehir akıllı. Ders çalışmıyorlar sadece. Ama sınav zamanı on numara geçiyor hepsi takdir, teşekkür.

        Gerçekten hanımlar-beyler az biraz sakin. Çocuklarınız anneniz ve babanız değil. Önce bence "Anneciğim, babacığım" demekten vazgeçin.

        Sonra da onlara çocuk gibi davranın. Tamam zor, anlıyorum bu ortamda tamamen zor. Ama onların geleceklerini düşünerek sabırlı davranmazsanız gerçekten gelecekte çocuklarınız sorunlu, kendi işini çözemeyen, zor bir durumda yıkılan, ayağa kalkamayan hatta başarısız bir birey olacak. Farkında mısınız?

        Yapmayın bu kötülüğü onlara.

        ***

        Şu ara en çok karşılaştığım soru

        -Bayramda nereye gidiyorsun?

        -Bayramda ne yapacaksın?

        -Bayram tatili planı yaptın mı?

        -Bayram bayram bayram...

        ***

        Bahar

        Memlekette insanlığımızı zorlayan, insanlığı aratan sevimsiz şeyler olsa da güzel şeyler de olmuyor değil. Mesela son zamanlarda kiminle konuşsam "Ben o gün gelemem", "O gün dizim var", "Beni uzun süredir hiçbir şey bu kadar mutlu etmemişti" diye diye Show TV'de yayınlanan ve ilk günden bu yana reyting rekorları kıran "Bahar" konuşuluyor.

        Demet Evgar, Buğra Gülsoy, Mehmet Yılmaz Ak, Ecem Özkaya, Füsun Demirel, Hatice Aslan gibi isimlerin yer aldığı "Bahar" adeta vurdulu kırdılı, silahlı, çatışmalı, bağırmalı, bol kavgalı diziler içinde parladı. Daha doğrusu ekranlara "Bahar"ı getirtti.

        Ekibin oyunculuğunu hiç söylemiyorum ama dizi izlemeyenleri bile ekran başına kilitleyen "Bahar" için şunu çok açık söyleyebilirim ki, insanların kaçış noktası oldu. Daraldıkları, bunaldıkları, sıkıldıkları noktada "Bahar" imdada yetişiyor. Hatta çoğu insan, "Açıp tekrar tekrar izliyorum" diyor.

        Hem güldürüyor, hem düşündürüyor, hem üzüyor, hem mutlu ediyor. Eski Türk Filmleri tadında. Hani Adile Naşit, Şener Şen, Kemal Sunal, Tarık Akan'lı filmler gibi. Özlemedik mi o günleri... Keza ekranlar bile bu kadar iç karartırken kötü olayları dahi ustalıkla ve güzel şeylerle de çözülebileceğini gösterdiği için "Bahar"a yapıştık.

        Su gibi akıp gidiyor.