Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Son zamanlarda gözler Kerem Alışık ve "Kızılcık Şerbeti"nin Kıvılcım'ı Evrim Alasya'nın aşkında malum. En son ikili aşıklar şehri Paris'ten dönerken yakalandı ve geriye Kerem Alışık'ın "Çok gürültülü susuyoruz, sustuğumuz yerlerden tanırsınız. Konuşmaya da gerek yok durum ortada" sözleri kaldı.

Kimisi; "Ne gerek var böyle şairane konuşmaya. Direkt ilişki var ya da yok de geç" dedi.

Kimisi de; "E zaten birlikte oldukları malum. Ne gerek var 'İlişki var mı' diye sormaya" dedi.

Bana soracak olursanız; "Evet bazen insan susarak da anlatır söyleyeceğini. İlla ki, onaylamaya da gerek yoktur bazı ilişkileri, aşkları, ayrılıkları" derim.

Ayrıca babası Sadri Alışık, annesi Çolpan İlhan, dayısı Attila İlhan olan Kerem Alışık da bırakın az biraz şairane konuşuversin. Bazı şeyleri de illa ki, yorumlamak için yorumlamamak gerek.

Önceki gün de Kerem Alışık, eleştiriler karşısında bu soru sorulduğunda, "Söylenmiyor hiçbir şey susmadan. Her şey ortada. Hiç saklanan, gizlenen bir durum yok. Sadece susarak konuşmayı tercih ediyoruz. Bir tercih var; bir felsefe, bir anlayış var. Konuşma susarak yapılıyor" dedi.

Budur işte. Bir ilişki yaşıyor ve insanların gözüne gözüne sokup, "Evet birlikteyiz" deme ihtiyacı hissetmiyor. Üstüne vazife olmayana da, aslında büyük ders veriyor; tabii anlayana...

***

Kimse anlamaz bizim memlekette

Şimdi bizim memlekette kimisi bunları anlamaz, bir de üstüne üstlük dalga konusu yapar. Çünkü bizim insanımız özellikle bu aşk-meşk işleri araya girince üstüne hep bir vazife edinir. Sofralarda da, başka insanların ilişkisini meze yapmaya bayılır.

E meze yapması içinde haliyle malzeme gerekir. E o malzemeyi ele alamayınca da çirkefleşir.

Şimdi Kerem Alışık ve Evrim Alasya'nın da o mezeyi vermemesi ilişkilerini koruma isteklerinden. Çünkü yaralanmak istemiyor, kendi içlerinde ilişkiyi yaşamak istiyorlar ki, çok haklılar. Malum biraz malzeme verilmesi üçüncü şahısların araya girmesi demek. E bazı ilişkileri de hep üçüncü şahıslar öldürür. Tecrübeyle sabit!!!

O yüzdendir ki, Kerem Alışık ve Evrim Alasya'nın susması güzel hareket... Bir erkek olarak da Kerem Alışık, hem ilişkisini, hem de kadını koruma altına alıyor. Kimsenin de ağzına laf vermiyor. İlişkisi içinde "Evet göründüğü gibi" deyip dağ gibi duruyor. Daha ne olsun son zamanlarda pek böyle erkek yok. Bravo!!!

***

Bir kadın ve bir erkek

Tam da aşklarının konuşulduğu, ikilinin gündemde olduğu zaman izledim Zorlu PSM'de 'Aşk Biter Mi?" oyununu.

Malum yüzyıllardır çözülemeyen en önemli hadiselerden biridir; "Kadın ve erkek" ilişkisini anlatıyor.

Serhat Yiğit'in yazdığı, Işıl Kasapoğlu'nun yönetmenliğini üstlendiği Kerem Alışık ve Evrim Alasya'nın birlikte rol aldığı "Aşk Biter mi?" oyununda kahramanlarımız kendi hikayelerini yaşamakla kalmıyor, aynı zamanda edebiyatımızın yapıtaşı olmuş pek çok şairimizin gerçek aşk hikayelerini de anlatıyor. Hem de şiirler eşliğinde.

Biz izleyiciye de; bir geçmişleri, bir hiç geçmemişleri ve bir de tartıştıkları gelecekleri sorgulatıyor 85 dakika. Gelelim hadisemize; gerçekten aşk biter mi?

-Kimine göre aşksa bitmez.

-Kimine göre aşksa biter.

-Kimine göre sonsuz aşk yoktur.

-Kimine göre yarım kalırsa adı aşktır.

-Kimine göre aşk her şeyi affeder.

-Kimine göre iki tarafta aynı aşkı yaşamıyor.

-Kimine göre aşk sonsuzdur...

-Kimine göre aşk kavuşamamaktır.

-Kimine göre aşk acı çektirmiş.

-Kimine göre aşk özlemdir...

Diye uzuyor mevzu.

"Aşk Biter Mi?" oyunda da kadının yaşadığı aşk ile erkeğin yaşadığı aşkın farklılığını bir kez daha izliyor ve hissediyorsunuz.

Erkek; "Seni özledim" diyor ve dönüyor 12 yıl sonra.

Kadın; her zamanki kadınlığını gösterip "Özledim" kelimesi ile yetinmeyip deşiyor. E dile kolay ortada tam tamına 12 yıl var.

Ve bingo!!! Ortaya da erkeğin, "Bir omuza ihtiyacım var" düşüncesinin gerçeği çıkıyor.

Erkek 12 yıl boyunca gezmiş, dolaşmış, ilişkiler yaşamış ve yalnızlıkla tanışıp "Aslında o doğru kişiydi, onun gibi hiçbir kadın beni sevmedi" düşüncesi ile en güvendiği limana dönmek istiyor. Adama derler ki; "Oldu başka derdin. Sen gez, dolaş. Üzdüğün kadını hiç düşünme. Yalnız kalınca dön" E pes!!!

Kadın 12 yıl boyunca acı çekmiş, derin yalnızlık, üzüntü ile tüketmiş ve artık kalbini başka bir kalbe çoktan emanet etmiştir ki dönme düşüncesinin kapısını dahi aralamıyor. Çünkü acısını sonuna kadar yaşamış, tüketmiş, bitirmiş.

Ve;

Erkeğin; o 12 boyunca her türlü duyguyu tatmış, yaşamış ve derin yalnızlık ile tanıştığını.

Kadının da; o 12 yıl boyunca acı çektiğini, paramparça olduğunu, her duyguya kapısını kapatıp acısını yaşadığını. Ama o acı bittiğinde de çiçek açtığı ile yüzleşiyorsunuz.

Yani yine yeniden kuralın değişmediğini, gerek günümüzde, gerekse şiirlere konu olmuş aşk yaşamış erkeğin "Aşk ve hayatı yaşama" bakışı ile kadının derinliğinin farklılığı ortaya çıktığını görüyorsunuz.

Yani biz bu konuyu daha çok tartışır ve çözemeyiz.

***

Oyun sonrasında sayıkladıklarım

-Evrim Alasya'nın sesi çok güzel. Daha çok şarkı söylemeli.

-Kerem Alışık ve Evrim Alasya'nın arasındaki uyum çok iyi.

-Bir an ikilinin aşk yaşadığını unutup, gerçekten sahnedeki kadın ve erkeğin biten aşkına üzüntü duyuyorsunuz.

***

Ve yine yine aşk hakkında sayıkladığım

-Erkeklerin yalan söyleme gibi bir huyu var.

-Kadınların tatmin olmayıp mevzuyu deşme gibi bir huyu var.

-Kadın ilişkiyi çok başka yaşıyor.

-Erkek bambaşka yaşıyor.

-Kadın önce daha çok acı çekiyor, ama sonrasında ise erkek daha büyük bir acı içinde kavruluyor.

-Giden mi suçludur, kalan mı?

-Ve kadın ve erkek "Aşk"tan kesinlikle aynı şeyi anlamıyor.

Ve;

Erkeklerin de, kadınların da payına düşeni alacağı bir oyun.

Keşke oyundaki tüm cümleleri buraya tek tek yazabilsem ama bu mümkün olmadığı için ajandanıza not edin, izleyin derim.

Ve;

İlla ki, kavuşamamanın adı da "Aşk" olmamalıdır. Seviyorsanız gidip söyleyin arkadaş.

Mutsuz ilişkilerde kavrulacağınıza, yaşayarak çiçek açın.

Ve;

12 yıl değil bir yıl sonra döneceksen hiç dönme daha iyi.

Ve;

"Aşk"ta gurur olmaz, olmamalı.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar