Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Fenerbahçe çok önemli bir fırsatı elinden kaçırdı. Beşiktaş, son haftalarda ki kötü gidişi durdurmak için elinden gelen her şeyi fazlası ile yaptı. Üstelik, Siyah-Beyazlılar kulüp olarak kaos ortamı yaşarken. Başkan istifa etmiş, olağanüstü kongre kararı alınmış. Takımın şampiyonluk iddiası neredeyse bitmiş. Futbolcuların motivasyonu sıfırın altına inmiş.

Tüm bu olumsuzluklara karşın sahada ne yaptığını bilen, dirençli oynayan, mücadele eden, kazanmayı ortak bilinç olarak benimseyen, oyun planı olan bir takım vardı sahada.

Fenerbahçe’nin orta sahasını etkisiz hale getirip, temaslı oynayarak, rakibe oyun kurdurmadan, daha çok koşup kazanmayı başardılar. Bu sonuç, taraftarı umutlanırdı. Futbolculara kaybettikleri özgüveni yeniden kazandırdı. Siyah-Beyazlılar var olma maçını mutlu bitirmenin keyfini yaşıyorlar şimdi.

Böyle bir ortamı değerlendiremeyen Fenerbahçe kaybedilen 3 puan ile Galatasaray’ın elini de rahatlatmış oldu ister istemez.

Dünya çapında bir teknik adam Mourinho bir derbi karşılaşmasından daha yenik ayrılırken ister istemez bazı sorular da gündeme geldi.

Mourinho, Fenerbahçe’nin başına geldiğinden bu yana kontrollü oyunu tercih etti. Daha çok savunma güvenliğini öne çıkardı. Uzun topları tercih etti. Topla az oynamayı düşündü. Rakip analizleri bir yana kendi oyununda ısrar etti. Bir başka düşüncesi ise ideal bir 11 hiçbir zaman olmadı.

Beşiktaş karşısına öyle bir orta saha dizilişi ile çıktı ki, evlere şenlik. Fred, uzun süredir formsuz. Dökülüyor. Tadic, bu bölgenin adamı değil. Amrabat, ön libero oynuyor. Peki, bu üçlüden ofansif bir oyun beklenir mi? Kim oyun kuracak, pas atacak. Organizasyon nasıl yapılacak?

Yapılan değişiklikler de eleştiriye açık. Takım lideri Dzeko, bu maçta oyundan çıkacak en son isimdi. Forvet hattının dizilişi de yanlıştı. Oğuz’la başlayıp, Maximin hamle oyuncusu olabilirdi.

Mourinho çapında bir teknik adamdan daha güçlü taktik beklemek hakkımız değil mi? Oyuncu seçimi, hamleler, sistem…

Bu nedenle, Mourinho eski günlerine dönmeli diyoruz. Daha agresif bir oyun oynatmalı. Korkusuz, rakibi baskı altına alan, ofansif ağırlıklı bir oyun

Üstelik, Mourinho’nun karşısında genç bir teknik adam vardı. Beşiktaş’ın nöbetçi teknik direktörü Serdar Topraktepe.

Mourinho’nun anlayamadığı Beşiktaş derbisinin her zaman zorlu bir mücadele olacağıydı. Hangi koşulda olursa olsun, derbiler sahada ki oyunla kazanılıyordu. Kimin eksik ya da zayıf olduğunun pek önemi yok. Yıllardır bu değişmez olgu yaşanıldı.

Karşılaşmaya gelince, son 20 dakika heyecanı yüksek bir maç izledik. Her iki takım da yakaladığı net pozisyonları harcamakta yarışa girdiler.

Silva ve Muçi karşı karşıya kaldılar. Sonuç sıfır. Dzeko’nun iki, Tadic ve En Nesyri’nin kaçırdıkları kalitelerine yakışmadı.

Karşılaşmanın en iyi oyuncusu Emirhan’dı. Genç oyuncu savunmayı ayakta tuttu. Çizgiden çıkardığı top olağanüstüydü.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar