DÜNYA önceki gün ABD Başkan adayları Biden ve Trump’ın Kasım ayında yapılacak seçimlerine odaklıydı.
Ancak hemen belirteyim ki bu yıl dünyanın yarısında seçim var…
Bazılarında bitti, bazıları da yakın gelecekte; Fransa, İngiltere ve dün Azerbaycan'da görüldüğü gibi bazılarında da yeni ortaya çıktı…
Hatta bu hafta sonu da gerçekleşecekler var.
Nereden bakılırsa bakılsın, bu yıl dünyada yaşam süren 5 milyara yakın insanı yönetecek siyasi kadrolar belirlenecek.
Bu bazen bizdeki gibi yerel seçim düzeyinde kalırken, ağırlıklı bölümünde parlamento ile sınırlı kalmayıp, hükümet ve devlet başkanı sandığı şeklinde gerçekleşti veya gerçekleşecek…
Özetle, yerel ve merkezi yöneticilerini belirlemek üzere 80’in üzerindeki ülkede sandık kurulacak…
Aralarında Azerbaycan, Avustralya, Bangladeş, Belarus, Belçika, Endonezya, Güney Kore, Finlandiya, Hindistan, İspanya, Pakistan, Macaristan, Meksika, Polonya, Rusya, Romanya, Slovakya, Türkiye, Tayvan, Finlandiya, El Salvador’un da bulunduğu 80’i aşkın ülkede sandık sonuçları alındı.
Sırada olanlar ise uygulayacakları politika açısından bölgesel ve küresel açıdan iktidarların etkilerinin olabileceği ülkeler.
Bunun başında da tabi ki Kasım ayında yapılacak ABD seçimi ile birlikte yakın gelecekte gerçekleşecek İngiltere, Fransa ve İran seçimleri bulunuyor.
İRAN’IN TERCİHİ
İran’da önceki gün 61 milyon seçmen 59 bin noktada sandık başına gitti ve Mayıs ayında helikopter kazasında hayatını kaybeden Cumhurbaşkanı Reisi’nin yerine gelecek adayı belirlemek için oy kullandı.
Seçim Merkezi'nin verilere göre %50'yi hiç bir aday geçemedi.
Ancak reformist aday Mesut Pezeşkiyan yarışı önde götürürken, yakın rakibi muhafazakar Said Celili 2.çıktı.
Bu sonuç dini liderliğin etkin olduğu sandıkta, muhafazakar oyların bölünmemesi telkiniyle adaylardan birinin çekilmesi de fayda etmedi...
İsrail geriliminin yaşandığı bu dönemde gelen ilk tur sonucu, dikkatlerin 2.tura odaklanmasına neden oldu...
FRANSA’NIN SEÇİMİ…
Avrupa Parlamentosu seçimlerinden büyük bir darbe alan Fransa Cumhurbaşkanı Macron ise ülkesini bugün seçime götürüyor.
Macron’un aslında daha süresi vardı, ancak Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde aşırı sağcı Marine Le Pen’in liderliğindeki Ulusal Birlik Partisi (RN) % 31,37 oyla zafer kazanınca yenilgiyi hazmedemedi, 30 Haziran ile 7 Temmuz arasında erken parlamento seçimi yapma kararını açıkladı.
Macron, 2022’de Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmış ancak parlamentoda çoğunluğu elde edememişti.
Bekleyip iyice erimek yerine, yolun kenarından dönmeyi uygun gördü, seçime gitme kararını açıkladı…
Anketler Macron’un hezimete uğrayacağı yönünde…
Le Pen’in partisinin ve müttefiklerin adayı olarak gösterdiği 28 yaşındaki Jordan Bardella şu an %36 oyla anketlerde birinci çıkıyor.
Onu Sol ittifak Nouveau Front Populaire (NFP) %29 oyla takip ediyor.
Macron’un Rönesans Partisinin de arasında yer aldığı Merkezci İttifak %19,5 ile üçüncü sırada
MACRON ANAYASA KOZUNU AÇAR MI?
Seçimi sağ partilerin ittifakının kazanması halinde, AB’nin başta Ukrayna ve göçmen politikaları olmak üzere birçok konudaki kararında Fransa’nın muhalefeti ile karşılaşacağı açık.
Çünkü aşırı sağ grubun adayı Bardella, Başbakan olması halinde Macron’un Ukrayna’ya asker gönderme kararını geri çekeceğini belirtmiş ve “Asker göndermeye ve Ukrayna ordusuna Rus topraklarını vurabilecek uzun menzilli füzeler sağlanmasına karşı çıkacağım” açıklamasında bulunmuştu.
Fransa’da parlamento seçimlerinde hükümet kurabilmek için ittifakların veya tek başına bir partinin 577 sandalyeli Meclis’in yarısından bir fazlasını alması gerekiyor.
Sağ bir Başbakan’ın göreve gelmesi durumunda Macron’un elinde Anayasa’nın 16’ncı maddesi kozu bulunuyor.
Daha önce Charles de Gaulle’ün de bir kez başvurduğu bu madde ulusal kriz dönemlerinde Cumhurbaşkanı’na hükümet faaliyetlerinde büyük haklar tanıyor...
Her ne şekilde olursa olsun Macron’un partisinin tek başına kazanma şansı bulunmuyor, uzun süreli bir hükümet krizi Fransa’nın kapısında bekliyor.
Bunun Macron’u sıkıştıracağı ve son tahlilde Cumhurbaşkanlığı için de erken seçime götürmeye zorlayacağından söz ediliyor.
İNGİLTERE’DE İŞÇİ PARTİSİ DÖNEMİ
Temmuz ayında yapılacak seçim bununla da sınırlı değil, İngiltere de iktidar değişikliğine hazırlanıyor.
Aslında normal seyrinde ilerlese seçim Ocak 2025’te yapılacaktı, Başbakan Rishi Sunak’ın bunu sonbahara çekmesi bekleniyordu.
Anlaşılan o ki daha fazla beklemesinin Muhafazakâr Parti’ye daha çok oy kaybettireceğini gördü ve seçimi 4 Temmuz’a çekti.
Birleşik Krallık toplam 650 seçim bölgesi var; seçmenler Avam Kamarası’nda bölgelerini temsil edecek birer milletvekili seçiyor.
Parlamentoda en çok vekil çıkaran parti Başbakanlığı da alıyor ve Kral tarafından göreve getiriliyor.
Anketler uzun yıllardır iktidar yüzü görmeyen İşçi Partisi’nin son dönem %40’ın altına hiç inmediğini belirtiyor ve seçimi kazanacağına işaret ediyor.
İşçi Partisi’nde uzun yıllar Jeremy Corby liderlik yaptıktan sonra, koltuğunu 2020’de 61 yaşındaki Keir Starmer’e bırakmıştı.
Starmer’in seçimi kazanarak Başbakan olma ihtimali yüksek görünüyor.
Eğer sonuçlar farklılık göstermez, Demir Leydi Thatcher’ın ikinci dönem kazandığı sandıkta olduğu gibi seçmendeki suskunluk sarmalı çalışıp anket şirketlerini yanıltmaz ise göstergeler 1997’de Tony Blair ile başlayıp 2010’da Gordon Brown ile sona eren İşçi Partisi iktidarına 14 yıl sonra dönüş anlamına geliyor.
ESAD’IN SEÇİMİ
Temmuz ortasındaki bir diğer seçim de yanı başımızda Suriye’de gerçekleşecek.
Suriye Devlet Başkanı Esad, 11 Mayıs’ta yayınladığı kararnameyle 15 Temmuz’da yapılacak seçimle 250 üyeli Parlamento’nun yenileceğini açıklamıştı.
Seçim öncesi Esad’dan Türkiye’ye yönelik açıklamalar da bu kapsamda geliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu sıcak mesaja karşı şu cümlesi de oldukça dikkat çekiciydi:
"Nasıl ki biz Suriye ile ilişkilerimizi çok çok canlı tuttuysak geçmişte, ailece görüşmelere varıncaya kadar, bilirsiniz, Sayın Esed ile bu görüşmeleri yaptık. Yarın olmaz diye bir şey kesinlikle mümkün değil, yine olur..."
SANDIKTAN YEPYENİ BİR DÜNYA ÇIKIYOR
Temmuz sonrasında Ruanda, Uruguay, Hırvatistan, Litvanya, Mozambik, Gürcistan ve Uruguay’da da sandık kurulacak; Ağustos ayında pek seçim görülmüyor.
Eylül ayının başında ise ilk seçim Devlet Başkanı Aliyev'in önceki gün sürpriz bir kararla fesih ettiği Azerbaycan Parlamentosu için gerçekleşecek.
Aliyev, Şubat ayındaki seçimi %86 gibi ezici bir çoğunlukla kazanmıştı...
Azerbaycan'ın ardından Hırvatistan da Eylül’de Cumhurbaşkanı ve parlamento üyelerini belirlemek için sandığa gidecek.
Cezayir ve Bosna Hersek de yine Eylül ayında Cumhurbaşkanı’nı belirlemek için sandığa gidecek ülkeler arasında…
Bugüne kadar yapılan seçimlerin gösterdiği iki gerçek var.
Birincisi aşırı sağ milliyetçiler sandıklardan rahatlıkla çıkıyor; özellikle Avrupa’da Parlamento seçimlerinin de gösterdiği gibi aşırıcıların yükselişine tanıklık ediliyor.
Bir de ekonomi sandık sonucunun belirlenmesinde ideolojinin de önüne geçen bir etkiye yol açıyor; ideolojilerin bir kenara bırakılıp tepki oylarının sergilenmesine yol açıyor.
Sandıktan yeni bir dünya çıkıyor…