Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Muharrem Sarıkaya Asayişin "berkemal" yolculuğu…

        İÇİŞLERİ Bakanı Ali Yerlikaya’nın geçen hafta TBMM Komisyonu’ndaki konuşma metnini okuyunca dikkatimi çekti.

        Evden hırsızlık, oto hırsızlığı, bilişim teknolojisi yoluyla dolandırıcılık gibi mal varlığına karşı işlenen suçlarda %25’e varan düşme yaşandığını söyledi.

        Kişilere ve mal varlığına karşı işlenen suçların aydınlatılma oranının da %75,6 noktasında olduğunu, Rize gibi bazı illerde de bu oranın %91’e yükseldiğini belirtti.

        Yani hırsızlık olaylarında ciddi düşme yaşanmakla kalmamış, geçmiş 5 yılda artan telefon dolandırıcılığında da büyük bir ilerleme kaydedilmiş.

        Bunları okuyunca, bir zamanlar bilim insanlarını da kandırıp paralarını çalan telefon dolandırıcılarından çok söz ediliyor olmadığını fark ettim.

        Peki, bu düşüşe ne neden oldu?

        Nasıl bir uygulamaya geçildi ki düşüş yaşandı?

        SİSTEM DEĞİŞTİ

        Konunun uzmanı Emniyet Müdürü süreci anlatmak için şöyle söze girdi:

        “Aslında bu dönem uygulamaya konulmuş bir durum değil; yakın geçmişte devreye alınan yeni uygulama meyvesini vermeye başladı…”

        Kişilere ve mala karşı suçlarda geçmişteki uygulamayı anlatarak devamını getirdi.

        Aktardığına göre daha önce evden hırsızlık olunca olay yerine giden polis tutanağını hazırlayıp asayiş şubeye yollar, onlar da diğerlerine dağıtımını yaparmış.

        Bunun gecikmeye yol açtığı fark edilince bilgisayar sisteminin de katkısıyla yeni bir aşamaya geçilmiş.

        İşin içine yapay zeka benzeri uygulamalar da eklenmiş. Yani o bölgede daha önce yapılan hırsızlık suçlarının aydınlatılması sırasında elde edilen verilen de sisteme aktarılmış.

        Böylece bilgisayar ortamı olası suçluların durumunu da gösteren verileri de ortaya dökmeye başlamış.

        Eğer evden hırsızlık yapan kişinin görüntüleri bir şekilde çevrede bulunan kameralara yansıdıysa o kişiye ilişkin veriler de anında sistemden çekilip dosyaya eklenmiş…

        Burada da kalınmamış, suçu işleyen kişi veya kişilere ilişkin verilerin dağıtım sistemi değiştirilmiş.

        UYAP İLE BİRLİKTE BEKÇİNİN CEP TELEFONUNA DA DÜŞÜYOR

        Asayiş şube tarafından her bir birime yollanması işleminden vazgeçilmiş, devreye UYAP (Ulusal Yargı Ağı Projesi) sokulmuş.

        UYAP’a evden hırsızlık ile ilgili düşen bilgilerin ve verilerin hepsi eş zamanlı olarak tüm birimlere otomatik aktarılmaya başlanmış.

        Emniyet Müdürü bu aşamada önemli bir detayı da paylaştı:

        “Birimlere dağıtmakla da kalmıyor, evden hırsızlık yaptığından şüphe duyulan kişinin ikamet adresinin bulunduğu bölgedeki polislerin ve bekçilerin cep telefonlarına da eş zamanlı olarak bu veri aktarılıyor. Hırsızlık suçlamasına taraf kişinin fotoğrafıyla birlikte, birinci derece akrabaları, yakınları gibi veriler de iletilmiş oluyor. Dolayısıyla polis o kişiyi gördüğü anda zaten gözaltına alıyor…”

        YA ÖNLENECEK YA DA YAKALANACAK

        Bu noktada da kalmamışlar, aranan kişinin birinci derece yakınlarının evlerinin sorgulanması, bu bölgelerde sürekli polis ekibi bulundurulması gibi emniyet güçlerinin görünürlüğünü arttıran uygulamalara da gidilmiş.

        Kişilere karşı suçlarda aydınlatma, yani kimin yaptığının tespit edilip ele geçirilmesine dönük verilerde oran bu sayede %96,4 gibi oldukça yüksek bir rakama ulaşmış.

        Aktardığına göre son dönem mala ve kişilere karşı suçlarda faillerin ortaya çıkarılmasında %3-4 gibi bir oran kalmış…

        Teknik bazı takviyelerle bunun da ciddi oranda kapanıp, %1-2 civarında kalacağı kanaatini açıktan dile getirdi.

        Bunda emniyet teşkilatına alınan bilgisayar sistemleri, motosiklet, otomobil alımlarının da ciddi katkısının bulunduğunu belirtti.

        Bu kapsamda oluşturdukları sloganlarını da dile getirdi:

        “Ya önlenecek, ya da yakalanacak…”

        HIRSIZLIK GÜNDE 90 HANEYE DÜŞTÜ

        Rakam olarak verildiğinde sayının ne olduğunu sordum verdiği bilgiler ekonomik kriz yaşayan toplumlarda normal karşılanan verilerin dibiydi…

        Hatta neredeyse yok denecek kadar azdı…

        Özellikle yılda 900 bin konutun inşa edildiği, toplamda 40 milyonu aşkın konutun bulunduğu da dikkate alındığında oldukça düşük:

        “Şu an evden hırsızlıkta günlük ortalama 90 civarında; 100’ün altına indi. Bir ay sonra daha da düşer; çünkü yeni sistemler de devreye girdi. Mal varlığına karşı suçlarda aydınlatma oranınız da bu sayede %76’ya ulaştı. Bir yıl sonra bu oran da %90’a yaklaşır…”

        TELEFON DOLANDIRICILIĞI

        Akademisyen, doktor, bilim insanlarını dahi nasıl kandırmayı başardıklarının sorgulandığı telefon dolandırıcılarına ilişkin aktardıkları da önemliydi.

        Söylediğine göre burada önemli bir yol kat etmeleri söz konusu olamamış.

        En büyük sıkıntıları telefon operatörlerinin Türk vatandaşları dışındaki kişilere SIM kart satıyor olması…

        Çünkü telefon dolandırıcılarının hemen hepsi işlemi yaptıkları telefon numaralarını hep yabancı kişiler üzerine almış.

        Bu da o kişilere ulaşıp yakalanmasını engellemeye başlamış.

        Bunun yanında bankalarla işbirliğine girmişler, bir noktadan fazla para çıkması halinde anında uyarı sisteminin çalışması, bu tür durumlarda gönderinin bir süre geciktirilmesi, karşıdan sözlü onay almadan da işleme devam edilmemesi yönüne gidilmiş.

        Bu işlenen suç sayısında artışa frenleme getirdiğini vurgulayıp ekledi:

        “Telefon dolandırıcılığında ilerleme yok, ama gerileme de olmadı, sabit kaldı. Ama bu suçu işleyen çok kişi de yakalandı. En büyük sorunumuz yabancılara satılan SIM kartlar. Onun aşılması gerekiyor. Bir de toplumun bilinçlenmesi…”

        EŞİNİN HESABININ BOŞALDIĞI YALAN

        Birkaç gün önce bir bankandan eşinin paralarının toplu olarak aktarıldığına ilişkin bir kadının sosyal medya paylaşımına dikkat çektim.

        “Tamamen palavra, bizi çok uğraştırdı; o kadın hakkında işleme başladık” deyip devam etti:

        “Bir de böyleleriyle uğraşıyoruz. Gece yarısı eşinin bankadaki tüm paralarının şifrelerinin kırılıp girildiğini ileri süren N.M. ve E.M.’ye ulaştık. E.M. beyin sözü edilen bankada parası var ama kendisi hesabında hiçbir eksilme olmadığını beyan ediyor. Banka hesabı inceledi, belirtilen saatte, öncesinde veya sonrasında hesaba giren olmamış. Bir kuruş işlem yapılmamış, parası da olduğu gibi duruyor. Ayrıca iddia ettiği miktarda hesabında para da yok. Eşi N. Hanım böyle bir uydurmada neden bulunduğunu E.M. de anlamamış. Banka, N.M. hakkında suç duyurusunda bulundu. Evinde yok, eşi de nerede olduğunu bilmiyor; kendisini arıyoruz. Sosyal medya hesabı askıya alındı. Bu kadar işin arasında bir de bunlar var…”

        Özetle asayişte işler berkemal; yani tam yolunda; suç oranı birçok gelişmiş ülkenin de çok altında…

        Umarım daha da iyi bir noktaya ulaşır…