TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile ilgili eleştiri fırtınasını şaşırarak izliyorum.
Hiçbir şey konuşamazsak nasıl anayasa yapacağız?
Bu kadar kıyamet koparacak ne dedi Numan Bey?
"Devletin milleti olmaz, milletin devleti olur."
Bu yaklaşım yanlış mı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Biz önce devlet değil, önce insan, sonra devlet anlayışını yerleştirdik” sözünden öz itibarıyla ne farkı var?
Yasak elma
İlk 4 madde tartışmaya açılmayacak denirken o maddelerdeki cumhuriyet, laiklik, demokrasi, devletin bölünmez bütünlüğü gibi elbette tartışmaya açılması söz konusu olamayacak ilkelerden bahsedilmesi gerekir.
Halbuki son birkaç gündür yapılan eleştirilere ve tartışmalara bakılacak olursa 4 maddenin yanına dahi yaklaşmak büyük günah!
Bu tartışmada dikkatimi çeken başka bir nokta Numan Kurtulmuş’un bu konuşmayı geçen perşembe yapmasına ve konuşma metninin yayınlanmasına rağmen tartışmanın bundan iki gün sonra patlaması.
Sanki görünmez bir el devreye girdi…
Olanlar üzerine ne düşündüğünü öğrenmek için Numan Bey’i aradım. İsviçre’de yoğun bir programı vardı. Toplantılarını bitirdiğinde akşam saatlerinde konuşabildik.
“O konuşmada 2 noktaya dikkat çektim…”
“Olanlara ne diyorsunuz? Bir anda büyük bir linç dalgasının ortasında kaldınız, ne hissediyorsunuz?” diye sordum.
“Nagehan Hanım benim Gazi Üniversitesi’nde yaptığım konuşma çok bütünlüklü bir konuşmaydı. Orada iki noktaya dikkat çektim. Birincisi anayasanın ruhu, ikincisi darbeci, devletçi bir anlayıştan arındırılmış bir anayasa yapma gayesi.
Bakın hiçbir şekilde 3. Madde demedim o konuşmada. Bahsettiğim devleti önceleyen yaklaşım anayasanın en az 7-8 farklı maddesinde geçiyor. Ben bir zihniyetten bahsettim.”
Sayın Kurtulmuş’un Perşembe günkü konuşması nerede, nasıl yayınlanmış diye öğrenmek için Meclis kaynaklarına sordum. Tam metin olarak hem Anadolu ajansı hem de meclisin kendi mecrasında yayınlanmış.
Ve yayınlandıktan sonra hiçbir eleştiri gelmemiş.
Meclis kaynakları “Bakın metin duruyor, orada Sayın Başkan’ın ne demek istediği açık. Bir çerçeve çiziyor” diyorlar.
Üzerinden iki gün geçtikten sonra o cümle sosyal medyada cımbızlandı. Ve sanki bir düğmeye basılmışçasına eleştiriler başladı.
Numan Bey’e “Bu eleştiri dalgasına ne diyorsunuz? Endişeli misiniz?” deyince, “Asla, biz kendimizden de yaptıklarımızdan ve yapmak istediklerimizden de eminiz. Hiçbir şey olmaz. Nagehan Hanım burada beni en çok ne üzüyor, biliyor musunuz?” dedi ve muhalefeti işaret ederek “Siyasilerin trol ağzıyla konuşması. İşte bu çok acı” yanıtını verdi.
Meclis Başkanına sadece muhalefetten değil iktidar içinden de eleştiriler geldi. Kendisine bunları da sordum ancak yapmak istedikleri anayasanın genel çerçevesini anlatmayı tercih etti Sayın Kurtulmuş.
Açıkçası böyle bir ortamda özgürlükçü ve sivil bir anayasa nasıl yapılır? Konuşmanın alanı bu kadar darken nasıl yol alınır, bilmiyorum…
Bu anayasa yine başka bahara kalır…