Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

ABD seçimlerinin hemen ardından Rusya-Ukrayna savaşının kazandığı ürkütücü boyutlar, elbette dünyanın ve ülkemizin gündeminde önemli bir yer tutuyor. Başkan Trump’ın ikinci dönemi resmi olarak başlamasa bile, daha şimdiden küresel ölçekte sonuçlara kapı aralamaya başladı.

Ancak bunun dışında ülke içinde siyasetin akıp giden bir gündemi var. Birkaç yazıdır fırsat bulamadığım için aktaramadım. AK Parti’nin büyük kongreye giden süreci tüm hızıyla devam ediyor.

AK PARTİ’NİN KONGRE SÜRECİ

Bu neden önemli? Pek çok sebeple elbette. Türkiye son 18 ayda iki seçim yaşadı. 2023 Mayıs seçimlerini hem parlamentoda, hem cumhurbaşkanlığı yarışında Cumhur İttifakı kazandı. 2024 seçimleri ise sadece 10 ay sonra siyasetin önüne yeni bir tablo çıkardı. CHP’nin merkezinde olduğu muhalefet, seçimleri önde tamamladı.

Bugüne kadar hiçbir seçimi kaybetmeyen AK Parti açısından, 31 Mart sonrası dönemi yönetmek çok önemliydi. Çünkü daha ilk geceden itibaren Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimsiz 4 yıla işaret ederek, “hazine değerindeki bu zamanın ülkenin temel sorunlarını çözmek için bir fırsat olduğunu” ortaya koydu.

MUHALEFETİN ENERJİSİ

Uzun uzadıya anlatmadan özetleyeyim. Seçimleri kazanan muhalefetin ilk aylardaki enerjisi, bir türlü durulmayan “kim cumhurbaşkanı olacak” sularında azalmaya başladı. Halihazırda verilen birlik beraberlik fotoğraflarına ve bu yöndeki propagandaya rağmen durum değişmiş değil. CHP içindeki adaylık yarışının giderek sert ve kıyıcı hale gelmesi; DEM Parti, yeni süreç ve terörle mücadele zemininde daha da keskinleşti.

Son dönemdeki anketlerde AK Parti’nin yeniden yükselişe geçmesini şaşırtıcı bulmuyorum. Çünkü aylar önce şunu söylemiştim. Muhalefet seçim kazanmış gibi değil. Cumhur İttifakı ise kaybeden görüntüsünden sıyrılıyor.

GÜÇLÜ LİDERLİK VE TEŞKİLAT

Tüm bu gelişmelerin iki boyutu var ve ikisi birbiriyle sıkı sıkıya bağlantılı. Birincisi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güçlü liderliği etrafında ortaya çıkan ittifakın, bölgemizde yaşanan krizlerin ardından yeniden ve daha kuvvetli biçimde görünür hale gelmesi. İkincisi yine Cumhurbaşkanının ısrarla ve kesintisiz devam ettirdiği teşkilat hassasiyeti ve gençlik yıllarından itibaren bu alanda yoğrulan tecrübesi.

AK Parti’nin 11 milyondan fazla üyesi var. Devasa bir çark olarak tanımlanacak bir teşkilat yapısı ve yaygınlığı bulunuyor. Erdoğan’ın liderliğinde 2023’e kadar tüm seçim ve referandumları kazanmış olmalarının bu çarkın işleyişiyle doğrudan bağı var.

TEŞKİLAT BAŞKANLIĞI NEDEN ÖNEMLİ?

Tam da bu nedenle AK Parti’de teşkilat başkanlığı en stratejik birim. Deyim yerindeyse ateşten gömlek. En küçük ilçedeki teşkilattan en büyük seçimlere kadar her alanda ortaya çıkan listelerin ve sonuçların sorumlusu. Daha doğrusu en fazla sorumluk yüklenen makam.

AK Parti’de teşkilat başkanlığı şu anda genç bir siyasetçinin omuzlarında; Erkan Kandemir. 31 Mart seçimlerinin hemen ardından Kandemir ve ekibi, çok geniş ölçekte ve kapsamlı bir faaliyet zinciri başlattı. Bu çalışmalar 8. Olağan Büyük Kongre’nin hazırlıkları aynı zamanda.

SİYASETTE MUTFAĞIN ROLÜ

Derli toplu anlatmaya çalışayım. Böylece siyasetin çok da medyaya yansımayan yüzüne, özellikle de AK Parti’nin mutfağına dair bir fikir edinebiliriz.

İlk aşamada “Türkiye Buluşmaları” başladı. Bu programlarda partinin MYK ve MKYK üyeleri, bakanlar ve milletvekilleri sahada oldular. Esnaf, çiftçi, emekli, öğrenci, ev kadını ve diğer tüm kesimlerle temaslar gerçekleştirildi. Ayrıca kanaat önderlerine, partinin hafızası olan isimlere ulaşıldı. Hatırlayacağınız üzere 5 Ekim’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla İstanbul’da bu programın finali gerçekleşti.

ORTAK AKIL TOPLANTILARI

Sürecin devamında partinin ilçe kongreleri başladı. İlçe kongreleri tamamlanan illerde delegelerin katılımıyla Ortak Akıl Toplantıları başladı. Hem kongrelerin, hem de bu toplantıların katılım oranları hayli yüksek.

Ortak Akıl Toplantıları, teşkilat başkanlığından aldığım bilgiye göre yaklaşık 400 bin delegenin katılımıyla gerçekleşiyor. Burada dikkat çekici bir yöntem uygulanıyor. Delegelere açık uçlu sorular yöneltiliyor ve alınan cevaplar büyük bir havuzda yapay zekanın da katkısıyla tasnif ediliyor.

Parti, hükümet ve belediyeler için ayrı ayrı olmak üzere şu soru yöneltiliyor: “Daha başarılı olmaları için görüş ve önerileriniz nelerdir?”

Diğer iki soru da şöyle: “Sizce AK Parti’nin önümüzdeki süreçteki en önemli önceliği ne olmalıdır?” “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük kongrede Türkiye’ye hitaben ne söylemesi gerektiğini düşünüyorsunuz?”

Bu sorulara katılımcılardan hayli yoğun ilgi var. Özellikle de Erdoğan’ın kongre konuşmasına yönelik öneriler hayli fazla.

ERDOĞAN NEREYE BAKIYOR?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, teşkilatların ve oradan tabana ulaşan kılcal damarların önemini asla ihmal etmeden siyasi yolculuğunu sürdürdü bugüne kadar. “Artık parti teşkilatlarının önemsiz olduğu” yönündeki tezlere asla itibar etmiyor. Bir sorun ya da başarısızlık gördüğünde baktığı ilk yer orası. Buradaki bir hasar ya da zaafın ortaya çıkaracağı sonuçları öncelikle dikkate alıyor.

Siyaset sadece medyaya yansıyan, ana aktörlerin merkezinde olduğu alanlarda inşa edilmiyor. Böyle olduğunu düşünüp toplumu tepeden dönüştürme gayretinde olanlar hep yanıldı bugüne kadar.

Başarının tesadüf olmadığı, belki de en fazla siyasetin dikkate alması gereken bir nokta. AK Parti 31 Mart sonuçlarının ardından hasar tespiti, onarım ve yenilenme arayışlarını doğru adreste bulma çabasında .

Sonuçlarına dair ilk ipuçlarını büyük kongre ve sonrasındaki atmosferde görme imkanımız olacak.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar