Habertürk
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

TBMM’de bütçe görüşmelerini izlerken CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı yolsuzluk dosyasının (iddiasının) içeriğini tam olarak anlamadım. Hatta hata yaptığı algısını edindim. Ertesi gün CHP konuyu tüm detaylarıyla sitesinde açıkladı. Bu dosyanın içeriğine hâkim olabilirsem yazmayı düşünüyorum ama benim dikkat çekmek istediğim nokta başka.

Kılıçdaroğlu, CHP gibi halkın ilgi gösterdiği bir partinin lideri. Ancak Kılıçdaroğlu lider değil de sanki müfettiş, vergi denetçisi gibi bir görüntü veriyor. Elbette muhalefet partileri ve yöneticileri, kamusal denetleme görevini yerine getirecekler ve şüphe duydukları her konuyu dile getirecekler. Ancak Kılıçdaroğlu, bu tip dosyalara ve detaylara boğulmuş izlenimi veriyor. Partinin bir başka yöneticisinin ortaya çıkması daha iyi değil mi?

Bütçe görüşmesi, muhalefet ile iktidarın hesaplaştığı önemli bir platform. İktidar ekonominin dolu tarafını, muhalefet boş tarafını gösterecek. Sonuç hiç değişmez, milletvekillerinin çoğunluğu iktidardan yana olduğundan bütçe aynen geçer... (Hükümet deviren istisna vardır ama konumuz bu değil.) Böyle bir platformda, izleyenlerin liderleri pek çok faktöre göre değerlendirdiği açık.

Örneğin ben, muhalefetin söylediklerinden, iktidar olduğunda neler yapacağına dair fikir edinmeye çalışırım. İktidarın neyi yanlış yaptığını, nelerin yapılması durumunda doğru olacağını anlatmasını beklerim. Ekonomideki öncelikleri ile mevcut bütçenin neleri eksik bıraktığını göstermesini isterim. Örneğin, sağlık ve eğitim bütçesini yeterli bulup bulmadığını merak ederim. (2002 yılında bu iki kalem için bütçenin yüzde 10’u ayrılıyordu. Şimdi yüzde 16’sı. Bu iyi bir gelişme.) Bu nedenle yolsuzluk dosyası açıklayan müfettiş söylemli Kılıçdaroğlu’nun performansını beğenmedim.

Türkiye’yi yolsuzluklara batmış bir ülke olarak göstermek ve “Kurtarmaya geliyorum” demek en azından beni etkilemiyor. Büyüyen Türkiye’yi görmezlikten gelmek yerine, Türkiye’yi daha nasıl büyüteceğini, geliştireceğini vurgulayan etkili bir konuşma beklentim boşa çıktı. Bir de şu borç yükü söylemi sıkıcı. Gelişmiş ülkelerin bile borç yükünün ekonomik büyüklüklerinin üzerine çıktığı bir dönemde, Türkiye’nin borç yükü (milli ekonomisine oranı) yüzde 75’lerden yüzde 53’lere inmişse, bu eleştirilmez.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ