Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Duygu Kankaytsın’ın “Sahnedeki Madun” adlı eseri oryantalizmi, Batı tiyatrosu özelinde fakat onunla da sınırlı kalmayan titizlikle ele alıyor. Kavramın köklerine inerek sanatın, siyasetin ve kültürel kimliğin oluşumunun iç içe geçtiği kesişim noktalarını analiz ediyor. Kitap, epistemolojik ve ontolojik bağlamda Batı’nın Doğu’yu kendi zihniyet dünyasında nasıl da anlamlandırdığını inceliyor. Hatta Batı’nın Doğu’yu “öteki” olarak tanımlarken aynı zamanda bu tanımlar üzerinden kendini de inşa ettiğini vurguluyor. Bu bağlamda teorik çerçeveyi genişleten Kankaytsın, Edward Said ve Foucault gibi düşünür/yazarların görüşlerinden faydalanıyor. “Metinler, egemen kültür tarafından çeşitli bileşenlerine belli insani bedeller ödenerek kurumsallaştırılmış bir güçler sistemidir” diyor Said…

ÖTEKİLİĞİN İNŞASI

“Merkezde olanın, merkezin dışında kalanları, kendini tarif etmek üzere konumlandırması “öteki”yi üretir. Uygarlıklar düzeyinde öteki Batı’nın Doğu’yu görme biçimidir. Batı’nın Doğu’yu ve Doğulunun kimlik inşasını başlatan kurması anlamındadır. Doğu’nun ötekisi de Batı’dır (…) Ben ile başkası arasındaki özne ve nesne olma halleri, Batı ile Doğu’nun birbirine özne ve nesne olma durumlarıyla örtüşür (…) bu çatışma arasında birinin diğerine baskın olduğu bir ben meydana gelir.”

Batı’nın düşünce dünyasında “Doğu” kendisinin hayali bir zıddı olarak görülüyor. Bu durum ise bilgi merkezli şekilleniyor. Farklılıklar üzerinden değil de karşıtlıklar üzerinden tanımlamalar yapılıyor. Batı, “bilgi üretimi”ni karşıtlık vasıtasıyla gerçekleştirirken kendi öznel kimliğini de üstünlük kompleksiyle oluşturuyor. Ortaya bir “bakış” çıkıyor. Fenomenolojik açıdan değerlendirirsek, bu bakış “üst perdeden bir bakış” ki Batı’nın kolektif bilinci Doğu’ya bu şekilde yöneliyor. Bu durum ise epistemolojik olarak “Oryantalizm” sorununa dikkat çekiyor. “Oryantalizm” nedir? Oryantalizm, Doğu ve Batı arasındaki ontolojik ve epistemolojik ayrıma dayanan bir düşünme biçimidir. Said’e göre bu, düşünme biçiminin de ötesindedir.

“Oryantalizm” bilgi üretir ve bu bilgiler belirli iktidarlarca yönetilir: “Oryantalizm öncelikle 18. Yüzyılda gelişmiş akademik bir disiplindir. Said oryantalizmin bu tipine ‘açık oryantalizm’ der. Diğer taraftan, oryantalizm bir düşünme biçimidir. Doğu ile Batı arasındaki epistemolojik ve ontolojik ayrıma dayanır. Bu konuda sadece akademisyenler değil yazarlar da Doğu hakkında beyanda bulunurlar. Said oryantalizmin bu tipine ‘örtük oryantalizm’ der (…) açık oryantalizmin en önemli faktörlerinden bir ötekileştirmedir. Daha doğrusu oryantalizmin ana malzemesi bir öteki yaratmaktır. Beslendiği kaynak olarak başka bir kültür ve kültür karşısında kendi hegemonyası vardır.”

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ