Sahte diye hakikisini yutturuyorlar!
Başlıkta bir yanlışlık yok. Hayatın normal hile ve desise akışında aslında tersi olması gerekir. Ama sezonun yükselen trendi sahte kürk diye sahici hayvan kürkü yutturuluyormuş. Birkaç AB ülkesinde testlerle tespit edildi. Çünkü Çin üretimi rakun köpeği kürkü, suni pelüşlerden daha ucuza geliyormuş. Yani hiç kimse vejetaryen giyindiğinden emin olamaz artık. Bu hilenin klinik testlerle ortaya çıkarılması AB Komisyonu'na da bir nevi suç duyurusu; etikette ürün içeriği gizlendiği için mevzuata aykırı. Bize göre ithal ürün güvenliğine de aykırı… Habertürk yazarı Ayşe Özek Karasu yazdı
Sonunda Chanel de ilan etti; etik değerler gereği bundan böyle kürk ve egzotik hayvanların derilerini kullanmayacakmış koleksiyonlarında. Şirket sözcüsü CNN Int.’e çıkıp “Etik standartlar gereği tedarik zincirlerinin ilkelerimize uyup uymadığını sürekli kontrol altında tutuyoruz. Yüksek moda yaratıcılığında artık yepyeni bir neslin kapıları açılıyor” diye müjde verdi.
Hayvanlara etik muamele için mücadele eden ve markalara özellikle kürk bahsinde baskı yapan PETA da bu açıklamaya alkış tuttu. “Hayvanlar bizim giyim kuşam malımız değildir” mottosuyla hareket eden PETA, Chanel’in yola gelmesini, kampanyada kazanılmış bir zafer olarak not etti. Başkan Yardımcısı Tracy Reiman, “PETA’da şampanyalar patlatılıyor. Kürk ve egzotik derileri yasaklayan Chanel’e teşekkürler” diye açıklama yayınladı.
PETA'nın yürüttüğü kürk karşıtı kampanya meyvelerini veriyor...
İyi de, diğer deri sahipleri hayvan değil mi, onlara işlemiyor mu etik değer? Sadece yılan derisi ve krokodile gelince mi işliyor bu meret? Yani bir tek lezar çanta, ayakkabı mı eksilecek Chanel vitrininden?
Bundan böyle CC imzalı lezar ve krokodil çantalar olmayacak ama...
Mesela Stella McCartney’in markası topyekün vejetaryen. Sadece kürk değil, herhangi bir deri de yok koleksiyonlarında. Onun deyişiyle “Kürk son derece köhne moda ürünü, seksi ve havalı da değil.”
Stella McCartney, modada etik tasarımın öncülerinden...
PETA, Louis Vuitton gibi diğer yüksek markaların da Chanel’in izinden gitmesi dileğini dile getirdi ama aslında Chanel’in öncülleri de yok değil. Armani kürkü bırakalı iki yıl oldu, Gucci bu yıl terk ediyor, Vivienne Westwood, Calvin Klein ve Ralph Lauren de nicedir kürk kullanmıyor. Chanel’in kreatif direktörü Karl Lagerfeld kürksever bir tasarımcı. CC öncesi döneminde Fendi koleksiyonlarını tavşan, sincap hatta köstebek kürküne boğmuşluğu var.
Yüksek moda, kanlı elmas bulaşmamış sertifikalı pırlanta gibi kabul edebileceğimiz bir kesinlikle “kürk, krokodil, lezar yok” derse tabii inanıp güvenmek lazım da, onları giyip kuşanamayanların problemi ne olacak? PETA, “Tekstil endüstrisindeki gelişmeler sayesinde artık hayvanlara zulmün gereği yok. Çünkü sahte kürk ve vegan derileri, gerçek kürk ve hayvan derisinden ayırt etmek mümkün değil” diyor. İşte problem de tam bu ayırt edilmezlik noktasında başlıyor. Çıplak gözle görülmeyenler, mikroskop altında kendini ele veriyor.
“SANKİ KEDİME BENZİYORDU”
Piyasanın kaban ve monttan şapka ve çeşitli aksesuvara sahte kürk furyasıyla dolup taştığı ortamda, peluş görünüm altında sahici hayvan kürkü yutturulduğuna dair şikayetler sökün ediyor Avrupa Birliği çapında. İngiltere’de bir tüketici eBay’den satın aldığı yün berenin sahte kürk olması gereken ponponundan şüpheleniyor; “Sanki kedimi okşuyorum gibi geldi bana” diyerek şikayette bulunuyor. BBC’de yayınlanan Watchdog Live’ın yaptırdığı testte, o ponponun rakun köpeği kürkü olduğu tespit ediliyor.
Ve İngiltere'de büyük çaplı perakende zincirleri de dahil, mağazalarda sahte kürk kisvesi altında satılan kılık kıyafetten ayakkabı ve çanta gibi aksesuvarlara birçok üründe daha tavşan, tilki ve rakun köpeği kürkü tespit ediliyor. Geçen ay ortaya çıkan bu olay üzerine TK Maxx gibi mağazalar o ürünleri hemen kaldırıyor ve önceden satın alanlardan da iade kabul ediyor.
ETİKETLER YALAN SÖYLÜYOR
Hayvana zulmün ürünü olan bir kılıkla gezmek istemeyen birçok tüketici doğal olarak, materyelle ilgili etikette yazılana güveniyor.
Ancak Almanya’da da tüketim malları denetim vakfı “Stiftung Warentest”in yaptığı testlerde etiketlerin yalan söylediği, sahte diye pazarlanan kürklerin sahici olduğu tespit ediliyor. Alman Hayvanları Koruma Birliği’nden biyolog Lea Schmitz, “Çin’deki çifliklerde üretilen rakun köpeğinin kürkü, sahte kürkten daha ucuz ya da en azından aynı fiyatta. Tüketici farkında olmadan bu hakiki kürkleri satın alıyor” diyor.
“Dört Pati” (Vier Pfoten) adlı hayvan koruma derneğinin Hamburg ve Münih’te yaptırdığı testlerde de sahte sanılan 49 ürünün 44’ü hakiki kürk çıkmış. AB mevzuatı gereği, üründe hayvan menşeli malzeme kullanıldığına dair ibare olması gerektiği halde, örneğin “% 100 akrilik” yazılı etiketlerle tüketicinin yanıltıldığı ortaya çıkmış. Özellikle de fiyatı 10 Euro’nun altında olan şapka, eldiven gibi ucuz ürünlerin tamamı rakun köpeği kürkünden.
İLKELLİĞİN DANİSKASI
Kürk hayvanları özellikle vahşi muamele görüyor, kürklerinin bozulmaması için demir sopa darbeleriyle ya da anüsten elektrik verilerek hunharca katlediliyorlar. PETA’nın yaptığı gizli çekimde, Çin’deki bir çiftlikte hayvanların diri diri yüzüldüğünü dehşet içinde görmüştük. Lüks markaların teradikçisi olan bir İspanyol firmasının da diri diri yüzülen tavşanları nasıl çöpe attığı gözler önüne serilmişti.
Bunları gören, bilen hiç kimse kürk giymez, giyemez. Ama araştırırken Kanada’dan ibretlik bir vaka çıktı karşıma. Hani şu bebek fokların kürkleri uğruna dövüle dövüle öldürüldüğü Kanada’dan bir vaka. Dört Olimpiyat şampiyonluğu bulunan efsane kayakçı Sharon Firth, olimpiyat takımının kıyafetlerinde sahte kürk yerine yeniden hakiki kürk kullanılması için parlamento nezdinde lobi yapıyormuş. Diyor ki; “Son kez 1972 Sapporo Olimpiyatları’nda kürk kullanılmıştı. Parkamın yakasındaki o kürkü gururla taşımıştım. Ailem avcı ve tuzakçıydı. Biz kürk evreni insanlarıyız… ”
Olmaz olsun, öyle evren!