Şık şehir: Düsseldorf!

Levent Özçelik, HT Cumartesi'de Düsseldorf'u kaleme aldı. İlk yurtdışı seyahatim, canlı izlediğim ilk konser, Düsseldorf’taydı. Bir aşağı bir yukarı attığım avare voltaların sonu her zaman Düssel Irmağı’nın üzerindeki o minik köprüleri geçip kendimi Altstadt’a attığımda sona ererdi. Dar sokakların iç içe geçtiği, sonunda ya irice bir caddeye ya da nehir kıyısına çıkan o sokaklarda kaç kez yürüdüm, kaç kez dinlenmek için bir kenarında oturur, ya da çimlere uzanırdım. Apocalipytica’nın Metallica çello yorumlarıyla da orada tanışmıştım Düsseldorf’un pek çok fotoğrafı vardır yani hatıralarımda.

Düsseldorf’ta güneş yüzünü göstermeye görsün hemen herkes bisikletleriyle, patenleriyle nehir kıyısına gelir sere serpe uzanır. Düsseldorf’un kendine özgü bir enerjisi vardır. Bir şey vaat etmez ama pek çok şey verir. Almanya’nın moda ve fuar merkezi olmakla bilinir. Almanlar Düsseldorf’a zenginler şehri der. Ren kıyısına sıralan güzel evler bunun sessiz tanıklarıdır sanki. Nehir kıyısında klasik Alman mimarisinin örneklerine, retro yapılar ve modern mimari örnekleri bir arada bir ahenk oluşturur. Dedim ya “Düsseldorf kendine özgü bir şehirdir.”

DÜSSELDORF’UN KALBİ: ALTSTADT

Eski şehir “Altstadt” Düsseldorf’un en hareketli yeri. Şehrin kalbine dokunmak istiyorsanız mutlaka burada olmalısınız. Buradaki gece hayatı şehrin kendisi kadar hareketli ve renkli. Zaman günü terk edip akşama kavuşmaya başladığında birahanelerin önündeki masalar birer birer dolmaya başlar ve havada uçuşan kelimeler Altstadot’ın sesini yaratır. Altstadt Düsseldorf’un en canlı yeri olduğu kadar en tarihi yeri aynı zamanda. Marktplatz’da, eski vilayet binası ve Avrupa’nın en güzel atlı heykellerinden biri olan Jan Willem heykeli görülmeye değer. Gotik tarzdaki katedral Andreaskirche de şehre güzellik katan tarihi yapılardan. 1288’den kalma Düsseldorf’un en eski evi “Lewenhaus” yine bölgenin önemli ziyaret noktalarından biri. Eski şehrin labirent gibi sokaklarını dolaştıkça karşınıza çok hoş binalar, parklar ve bahçelere çıkar.

Samimi Alman şehri: Köln!

Sanat galerilerindeki sergiler, her yıl yüzlerce sanatseverle buluşur. Düsseldorf’u havadan görmek isteyenlere Rhein Turm - Ren Kulesi tavsiye edilir. 234 metre yükseklikteki kulenin tepesinde dönen bir lokanta bulunuyor ve burada 1 saat oturanlar tüm Düsseldorf’u 360 derece görebiliyor. Şehrin en keyifli yerlerinden birisi de Burgplatz. Ren Nehri kıyısındaki bu güzel meydanı şu anda Gemicilik Müzesi olarak kullanılan güzel kule “Schlossturm” süslüyor. Basın Limanı şehrin en modern binalarının bulunduğu bölge. Burası bisiklete binenler, yürüyenler, kendini yeşil alanlara atıp huzur bulmaya çalışanlarla dolu. Kıyısındaki gezinti tekneleriyle şehrin bellibir bölümünü gezmek mümkün. Ren Nehri bölge için çok önemli bir nehir. Kuzeyden güneye taşımacılığın büyük bir kısmı nehir gemileriyle yapılıyor. Önden veya arkadan çekilerek ya da itilerek hareket ettirilen büyük bir konteyner dubasında aklınıza gelen her şey taşınıyor. Bu sayede taşımacılıkta karayolu taşımacılığına göre yüzde 70 tasarruf sağlandığı söyleniyor.

KÜLTÜR SANAT DA BURADA, ALIŞVERİŞ DE...

Düsseldorf için Almanya’nın moda başşehri de denilir, çünkü dünyaca ünlü moda fuarı her yıl bu şehirde düzenleniyor. Kısaca Kö diye anılan, dünyanın en güzel caddelerinden biri olan Königsalle için “Düsseldorf’un vitrini” dersek yanlış olmaz. Karlstadt ise antika eşya ve eski kitap merakı olanların uğrak yeri. Bütün bu merkezler arasında alışveriş turu yaparken, civardaki müze ve galerilerde güzel molalar vererek gezintinizi daha da renklendirebilirsiniz.

Ünlü Alman şair Heinrich Heine’ye ilham vermeyi başaran Düsseldorf’un bir başka gurur kaynağı ise Nobel ödülü sahibi Günter Grass. Büyük yazar, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Düsseldorf’ta yaşamış. Düsseldorf’ta her yere metro (U Bahn) ya da tramvayla (S Bahn) gidebilirsiniz.

Almanya'nın gizemli kenti: Heidelberg!

BULUŞMA NOKTALARI

İnsanlarla karşılaşmaktan, buluşmaktan hoşlanıyorsanız, Königsallee’de, The Media Harbour’da veya Altstadt’da oturun.