Habertürk
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Dünyada yaklaşık 8 milyar civarında insan yaşıyor ve bilinci oturan herkes yalan söylüyor. Bazen konuşarak, bazen susarak, bazen bir jestle... Hayat devam ettikçe yalanlar da devam ediyor. Ancak insan hayatının bu kadar merkezinde olan bir şeyin tespiti neden bu kadar zor?

Çoğu zaman yalanları tespit etmekte başarısız oluruz. Peki neden yalancılar hala parmaklarımızın arasından kayıp gidiyor? Araştırmacılar yüzyılı aşkın bir süredir bu soruyu yanıtlamaya çalışıyor ve son araştırma nerede yanlış yaptığımıza ışık tutabilir.

Göteborg Üniversitesi'nden Doçent Timothy Luke ve meslektaşları, yalan tespiti konusunda 50 uluslararası uzmanın son beş yılda yayınladıkları araştırmaları inceleyerek, bir kişinin yalan söylediğini nasıl anladıklarını analiz etti.

Her doğru olmayan şey yalan mıdır?

Ama önce yalanın tam olarak ne olduğunu tanımlamak gerek. "Yalan" kelimesini, iyi göründüğünden emin olmadığınız bir kıyafetin güzel olduğunu söyleyen birinden, bir ilişkiyi saklamaya çalıştığını düşündüğünüz bir partnerden ya da masum olduğunu iddia eden bir katilden bahsederken kullanabiliriz. Ancak bunlar karşılaştırılabilir mi? Şüphesiz bazı yalanlar diğerlerinden daha büyük öneme sahip. Luke, 'beyaz' yalanları aldatma olarak adlandırdığı şeyden ayırmayı tercih ediyor:

"Aldatmanın yapısı pek çok insanın düşündüğünden daha karmaşıktır. Bunun altında yatabilecek pek çok psikolojik süreç var. Aynı şeyden bahsetmiyoruz. İletişimin uzunluğu ve türü gibi yüzeysel şeyler bile önemlidir."

Luke, yalanınızı ister mesajla ister doğrudan birinin yüzüne söyleyin, aldatmanın özünün başka bir kişiyi kasıtlı olarak yanlış yönlendirme girişimi olduğunu söylüyor. Ancak neyin yalan olduğuna karar vermek bir olgu; onu tespit etmek ise bambaşka bir olgudur. Aldatılmayı güvenilir bir şekilde gösteren herhangi bir ipucu gerçekten var mı?

Yaygın inanışlardan biri, yalancıların başka bir kişinin bakışlarıyla karşılaşma konusunda isteksiz oldukları. Oysa Göteborg'da yapılan araştırma bunu desteklemiyorr. Uzmanların yüzde 82'si yalancıların doğruyu söyleyenlere kıyasla göz temasından kaçınma ya da gözlerini kaçırma ihtimalinin daha yüksek olmadığı konusunda hemfikir.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ