Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Çevre Nedir?

        Bütün canlı ve cansız varlıkları, yenilenebilen ve yenilenemeyen kaynakları, iklimleri, atmosferi ve biyolojik yaşamı içeren "çevre", ekonomik, toplumsal, kültürel değerlerin ve bunların karşılıklı etkileşimin bir bütünü olarak insanların ve diğer canlıların hayatlarını sürdürdükleri yaşam alanıdır. Çevre kavramının genişliği göz önüne alındığında bütün bilim dalları ve disiplinlerin ortaklaşa ifade ettiği bir tanımlama yapmak ve kavramın kapsamı geniş ve sınırlarını çizmek güçtür. Buna karşılık çevreyi akademik alanda çalışmalar yapmak, sosyal alanda savunmak, siyaset alanında politika üretmek ve adalet alanında hukuk kuralları geliştirmek için tanımlamak gereklidir.

        Akademik anlamda çevre üzerinde ilk çalışmalar fen bilimleri alanında yapılmıştır. Çevre kavramı "ekoloji" terimiyle eşanlama gelecek şekilde biyoloji bilim dalında faaliyet gösteren ünlü bir Alman zoolog Earnst Haeckel (ö. 1919) tarafından ilk kez dile getirilmiş ve 19. yüzyılda ayrı bir bilim dalı olarak biyolojiden ayrılarak fen bilimleri arasında yeni bir inceleme alanı olarak ortaya çıkmıştır. Haeckel'e göre canlı organizmaların kendi aralarındaki ilişkiyi biyoloji, canlıların cansız varlıklarla olan ilişkisini ve etkileşimini ekoloji bilimi ortaya çıkarmalıdır. Haeckel'e göre "Canlıların kendi aralarında ve içinde bulundukları organik ve inorganik çevre ile olan ilişkilerinin tümünü araştıran bilim dalı ekolojidir.

        Çevre kavramı fiziki manada tanımlanmak istenirse yaşamı oluşturan ve onunla etkileşim içerisinde olan tüm elementler ve şartların oluşturduğu bir ortam olarak tanımlamak mümkündür. Çevre, organizmaların (insan topluluğu olduğu gibi hayvan ve bitki topluluklarını da kapsar) beslenmesi, gelişmesi, büyümesi, üremesi ve canlılığını sürdürebilmesinde rol oynayan fiziki dış şartların kombinasyonudur. Ayrıca her bir canlı bireyin ve topluluğun doğasını etkileyen sosyo-kültürel şartların oluşturduğu bir komplekstir. Bir organizmanın, bir popülasyonun ya da ekolojik bir topluluğun yaşaması ve gelişmesi üzerinde önemli rolü olan canlı ve cansız tüm varlıklar o organizmanın çevresini oluştururlar. Hem organizmaları etkileyen hem de o organizmaların faaliyetlerinden etkilenen çevre, günümüzde küresel çevre olarak da tanımladığımız evrende bildiğimiz kadarıyla yaşam bulunan tek gezegen olan Dünyamızın ta kendisidir.

        Kimyasal ve biyolojik olarak tanımlanmak istenirse çevreye, organizmaların hayatta kalabilmeleri, evrim geçirebilmeleri ve gelişebilmeleri için gerekli biyotik (canlı) ve abiyotik (cansız) tüm faktörlerin uyumlu ve dengeli bileşimi demek mümkündür. Biyotik (canlı) faktörler organizmaların beslenme, üreme gibi faaliyetlerine destek oluştururken, abiyotik (cansız) faktörler güneş ışığı, toprak, su, iklim ve kirlenme gibi unsurları oluşturarak organizmaların çevrelerine ya evrimsel adaptasyonlarını sağlarlar ya da yok olmalarına vesile olurlar.

        Çevre atmosfer, hidrosfer, litosfer ve biyosferden oluşmaktadır. Literatürde çevrenin genellikle iki ayrı tipte kategorize edildiği görülmektedir. Bazı kaynaklarda mikro çevre/ makro çevre, bazı kaynaklarda ise fiziksel (cansız) çevre/biyotik (canlı) çevre ayrımı karşımıza çıkmaktadır. Canlı ve cansız öğelerin bütünü çevreyi oluşturmakta ve birbiriyle sürekli ilişki içerisinde bulunmaktadırlar.

        Halihazırda kabul edilen bu sınıflandırma dışında sosyal bilimler literatüründe yeni tanımlamalar ve sınıflandırmalar da getirilmiştir ki en fazla rastlanılan ayrım fiziksel ve toplumsal çevre ayrımıdır. Canlıların içinde yaşadığı, varlığını, özelliğini ve niteliğini fiziksel olarak algıladığı ortama fiziksel çevre denir. Fiziksel çevre niteliğine bakılarak doğal ve yapay çevre olarak ikiye ayrılır. Oluşumunda insanlığın etkisinin olmadığı çevreye (Dağ, deniz, göl, vb.) doğal çevre, insanın kendi amaçları doğrultusunda değiştirmiş olduğu çevreye (Şehir, kasaba, konut, yol, baraj, vb.) yapay çevre denir. Yapay çevre yaratılmış olduğu dönemdeki toplumun bilgi, teknoloji ve toplumsal değerlerini yansıtır. Toplumsal çevre ise insanların ekonomik, toplumsal ve siyasal ilişkilerinin tümünü içinde barındıran çevredir. Bu bakımdan toplumsal ve fiziksel çevre birbirini tamamlamaktadır.

        Çevre, sadece yaşamın sürdürüldüğü geniş bir alan değil milyonlarca canlının yaşadığı dev bir ekosistemdir. Aynı zamanda çevre, insanlığın yaşamını idame ettirmesi için gerekli olan biyolojik ve fiziksel ihtiyaçlarını karşıladığı iktisadi çevre ve geçmişten geleceğe aktarılması gereken tarihsel ve kültürel değerler bütününü de içinde barındırmaktadır.

        Çevre kavramının fen ve sosyal bilimlerdeki tanımları arasında nüanslar olsa da ortaya çıkan yerel, bölgesel, ulusal ve küresel sorunlar tanımları birbirlerine yaklaştırmaktadır. Çevrenin korunmasına yönelik ihtiyaç alanın hukuksal tanımlamalarını da etkilemiştir. Çevre, ünlü Fransız Çevre Hukukçusu A.Kiss'e göre, kamu vicdanında korunması gereken ve ondan herkesin yararlanabileceği oldukça net bir imaj olarak da tanımlanabilir. Korunan konu insan varlığı ve biyosferdir. Fransız Anayasasına eklenen Fransız Çevre Şartına göre de çevre, tüm insanlığın ortak mirasıdır. Bu tanım nitekim pek çok devlet tarafından kabul gördüğü gibi Avrupa Birliği tarafından da benimsenmiştir.

        Çevre tanımı üzerinde içtihat geliştiren yargı makamları da vardır. Uluslararası Adalet Divanı'na göre, Çevre, bir soyutlama değil doğmamış nesilleri de kapsamak üzere, yaşam kalitesi ve insanların, sağlığını ve yaşam alanını ifade eder. Türk Çevre Kanunu'na göre ise çevre, canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları biyolojik, fiziksel, sosyal, ekonomik ve kültürel ortamı oluşturur. Aynı Kanununu 2. maddesinde "Sürdürülebilir Çevre" kavramından söz edilmektedir. Buradaki tanım gelecek kuşakların ihtiyaç duyacağı kaynakların varlığını ve kalitesini tehlikeye atmadan, hem bugünün hem de gelecek kuşakların çevresini oluşturan tüm çevresel değerlerin her alanda (sosyal, ekonomik, fiziki vb.) ıslahı, korunması ve geliştirilmesi sürecini belirtir.

        Toplumbilimciler ise çevreyi; bir bireyin, bir toplumsal kümenin ya da bir toplumun biyolojik, toplumsal, kültürel yaşamını etkileyecek dış şartların tamamı olarak tanımlarlar. Bu ayırımlar dışında tarihi çevre, psikolojik çevre ve toplumsal çevre gibi tanımlar da ayrıca yapılmaktadır.

        Çevre, dünya yüzeyinde yaşayan canlılar ile yaşam için gerekli hava, toprak ve sudan oluşan bir sistemdir. Çevre sistemi olarak tanımlayabileceğimiz bu sistem doğal bir gelişimin ürünlerini oluşturan varlıklar ile dünya yüzeyinin kimyasal ve fiziksel bileşiklerinden oluşur. İçinde yaşadığımız bu sistemde gelişim aslında çok ağır yürüyen ancak dönüşü olmayan bir olgudur. Çevre sistemi kendini yenileyemediğinden oluşumun duraklaması ve geri dönmesi olanaksızdır. Bu nedenle içinde yaşadığımız sistem yok edilecek ya da yok edilmenin eşiğine getirilecek olursa hiçbir şekilde yeni baştan doğal ya da yapay olarak kendini yenileyemez. Bu nedenle çevreye büyük özen göstermek ve korumak gerekir.

        İnsanoğlu hayatın her evresinde çevreyle doğrudan etkileşim içinde bulunmuş, çevrenin içinde barındırdığı kaynakları kullanmış, onlardan fayda sağlamış ve uzun yıllar çevreyle uyumlu bir hayat sürmüş, ancak onu hiç önemsememiştir. Çevrenin önemli bir anlam ifade etmeye başlaması, günümüzde çevrecilik ve ekoloji düşüncesinin gelişmesini sağlamış, özellikle 1980'lerden sonra çevre, insan merkezlilikten çıkarak doğa merkezliliğe doğru kaymıştır. Bu da çevrenin ve çevre bilincinin yeni bir yapıya kavuşmasını sağlamıştır.

        YAZAR

        Sevim Budak

        KAYNAK

        • Çoban, Aykut. Çevre Politikası, Ekolojik Sorunlar ve Kuram. İstanbul: İmge Yayınevi, 2020.
        • Ertürk, Hasan. Çevre Politikası, Bursa: Ekin Kitabevi, 2011.
        • Kaboğlu, İbrahim Ö. ve N. Yancı Özalp. Çevre Hakkı. İstanbul: Tekin Yayınevi, 2021.
        • Kaypak, Şafak. "Çevre Barışına Etiksel Bir Yaklaşım." Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi 8, Sayı: 1 (Bahar 2012).
        • Keleş Ruşen, Can Hamamcı ve Aykut Çoban. Çevre Politikası. 7. Baskı. Ankara: İmge Kitabevi, 2012.
        • Odum, P. Eugene ve W. Gary Barrett. Ekolojinin Temel İlkeleri. Ankara: Palme Yay., 2008.
        • Ökmen, Mustafa "Çevre ve Politika." Çevre Sorunlarına Çağdaş Yaklaşımlar içinde. Ed. Mehmet Marin ve Uğur Yıldırım. İstanbul: Beta Yayını, 2004.
        • Özkan, Arda. "Misafir Editörden." Alternatif Politika Dergisi 8, Sayı: 1 (Şubat 2016).
        • Şahin, Ümit "Yeşil Düşünceden, Yeşil Ekonomiye." Yeşil Ekonomi. Ed. Ahmet Atıl Aşıcı ve Ümit Şahin. İstanbul: Yeni İnsan Yayınevi, 2012.
        • Tont, Sargun "Batı Ülkelerinde Kurtarıcı Çevreciliğin Tarihi." Türkiye'de Çevrenin ve Çevre Korumanın Tarihi Sempozyumu. İstanbul: Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı Yayınları, 2000.
        • Tuna, Muammer "Çevrecilik: Tarihsel, Teorik, Felsefi Temelleri ve Küreselleşmesi", Çevre ve Politika: Başka Bir Dünya Özlemi, Ruşen Keleş'e Armağan, İmge Kitabevi, Ankara, 2007.
        • Yücel, Fatih. "Sürdürülebilir Kalkınmanın Sağlanmasında Çevre Korumanın ve Ekonomik Kalkınmanın Karşıtlığı ve Birlikteliği." Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi 11, Sayı: 11 (2003).