Zanaat öğrenmek için bir ustanın yanında çalışan kimsenin işyerinde ustayla geçirdiği süreçtir. Ustalık geleneğinde, iş ustalarının mesleki olarak yetişmelerini sağlayan hiyerarşi, sırasıyla yamak, çırak, kalfa ve usta düzenidir. Çırak, zanaat öğrenmek için bir ustanın yanında çalışan kimsedir. Günümüzde çırak, Mesleki Eğitim Kanunu'nda çıraklık sözleşmesi esaslarına göre bir meslek alanında mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarını, iş içerisinde geliştiren kişi olarak tanımlanmıştır. Çıraklığın bir üst mertebesi kalfalıktır. Kalfalık sözlükte çırakla usta arasında bulunan zanaatçı olrak tanımlanmaktadır. Mesleki eğitimde kalfa, bir mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarını kazanmış ve bu meslekle ilgili iş ve işlemleri ustanın gözetimi altında kabul edilebilir standartlarda yapabilen kişi olarak tanımlanır. Kalfalığın üst mertebesi ise ustalıktır. Usta ise bir zanaatı gereği gibi öğrenmiş olan ve kendi başına yapabilen kimse olarak tanımlanır.
Üretim ve hizmete dair her bir iş kolundaki iş ve işlemler, meslek mensupları tarafından yürütülür. Toplumlardaki gelişmelerle birlikte ekonominin ve toplumun ihtiyaçları da sürekli değişir. Bu ihtiyaçlar, sürekli gelişim içerisinde olan meslek mensupları tarafından karşılanır. Meslek mensupları, alaylı olsalar bile mesleklerini icra edebilmek için ustalık belgesi almak zorundadır. Meslek erbabının el marifeti kadar ahlaki vasıfları da önemli görülür.
Geçmişte Türk-İslam kültüründe yamak olarak verilen on yaşından küçük çocuklar, iki yıl boyunca iş yerinde ve zaviyede eğitim görür ve bu sürenin sonunda törenle çıraklığa kabul edilirdi. Çıraklık süresi, mesleğin özelliğine göre bir gün ile üç yıl arasında değişirdi. Çıraklık eğitimini tamamlayanlar üç yıl sürecek olan kalfalık mertebesine yükselirdi. Kalfalığı süresince çıraklara iyi eğitim vermek, yaptığı işten müşterileri memnun etmek, iyi huylu olmak ve ahlaklı olmak gibi değerlendirme ölçütlerini karşılayan ve uygulamalı olan ustalık imtihanını başarıyla tamamlayanlar törenle ustalığa kabul edilirdi.
Çıraklık eğitiminin geçmişi, Selçuklular döneminde Anadolu kültüründe köklü bir geleneğe sahip olan Ahiliğe dayanır. Toplumun ihtiyacı olan her bir iş, ahi eliyle yapılırdı. Her şehirde ve köyde bulunan, halk içinde muteber birer zanaatı ve birbirileriyle dayanışma içinde olan ve bekar gençlerden oluşan ahiler, toplumun hayata ve imalata dair işlerini zanaatlarını icra ederek yaparlardı. Toplumun huzurunu bozanları ıslah etmek ve toplumu kötülüklerden korumak bir başka görevleriydi. Ahilerin bir araya gelerek oluşturdukları cemiyete "fütüvve" (gençlik) denilirdi. Cemiyetin merkezine ise zaviye denilirdi ve merkezin tüm masrafları zanaatkar mensuplar tarafından karşılanırdı. Her zaviyenin bir reisi vardı. Zaviyeye mensup ahiler günlük kazançlarını (fityan) cemiyetin reisine getirirler, zaviyenin giderleri ve zaviyeye gelen yabancı yolcuların yeme ve içmeleri bu kazançlarla karşılanırdı. Bir şehirde birden fazla zaviye olabilirdi ve aralarında hizmette yarış olurdu. Bu zaviyelerde Kur'an-ı Kerim okunur, dini sohbetler, ahlak ve edebe dair irşatlar yapıldığı gibi sema ve raks da yapılırdı.
Avrupa'da mesleklere yönelik eğitim, 12. yüzyıldan itibaren teşkilatlanmaya başlayan, benzer nitelikler taşısalar da her şehrin kendine özgü meslek birlikleri aracılığıyla verilmeye başlanmıştır. "Guild" adı verilen bu meslek birliklerinin kuralları ve eğitim verme yöntemleri incelendiğinde Ahilik teşkilatıyla oldukça benzer yönlerinin olduğu görülür. Birkaç haftalık aday çıraklık sonrası çıraklığa (apprenticeship) kabul edilenler meslek eğitimi almaya başlar ve bu süreçte iaşe giderleri ailesi tarafından karşılanırdı. Çıraklık eğitimi genellikle 2-4 yıl sürerken bazı mesleklerde daha uzun olabilmekteydi. Çıraklık sonunda imtihan yapılır ve başarılı olanlara kalfa (journeymen) unvanı verilirdi. Kalfaların mesleki yeterlikleri Avrupa kıtasındaki diğer ülkeler tarafından da tanınırdı. Bu nedenle kalfalar genellikle aile kurmadan farklı şehirleri dolaşarak zanaatlarını icra ederlerdi. Yeterli tecrübeyi edinenler ustalık (master) için meslek birliğine başvuruda bulunurdu. Yapılan uygulamalı imtihanda başarılı olanlar usta olarak kabul edilirdi.
Avrupa'da, Master (usta, üstat) unvanı Aydınlanma Dönemi sonrası modern üniversite sisteminde de yaygın olarak kullanılmıştır. Günümüzde Master, yüksek lisansın karşılığı olmakla birlikte Hoca ve Üstad anlamlarında da kullanılır. Master kelimesinin etimolojik kökeni incelendiğinde sır, gizem anlamına gelen "mystery" kelimesi ile bağlantısı olduğu görülür. Master, maister, sırra eren ve sırrı çözen, nihai maksadı elde eden veya sırrın tatbikini, uygulamasını yapan kişidir.
Türkiye'de çıraklık sistemi, Mesleki Eğitim Merkezi adı verilen eğitim kurumlarında devam etmektedir. Milli Eğitim Temel Kanunu'nda, Mesleki Eğitim Merkezi, ilköğretime dayalı dört yıllık kalfalık ve ustalık eğitimi ile mesleki ve teknik kurs programlarının uygulandığı ortaöğretim kurumu olarak tanımlanır.
Günümüzde "çıraklık eğitimi" ifadesinden ziyade "ustalık eğitimi" ifadesi tercih edilmekte ve resmi belgelerde sıkça kullanılmaktadır. Ustalık eğitimi, Milli Eğitim Bakanlığı uhdesindeki Mesleki Eğitim Merkezleri aracılığıyla verilmektedir. Ortaokulu bitirenler bir işletme ile sözleşme yapmış olmak şartıyla çıraklık yaptıkları alanda ustalık ve kalfalık eğitimi almak üzere mesleki eğitim merkezlerine öğrenci olarak kayıt yaptırırlar. Mesleki Eğitim Kanunu'na (1986) göre bir ortaöğretim kurumu olan mesleki ve teknik eğitim merkezinde dört yıllık eğitimi başarıyla tamamlayanlar ustalık belgesi almaya hak kazanır ve bu belgeyle meslek alanına yönelik işyeri açma ehliyetine sahip olur. Milli Eğitim Temel Kanunu'na göre, ustalık belgesinin yanı sıra mezun olduğu alanda meslek lisesi diploması almak isteyenler, Milli Eğitim Bakanlığınca belirlenen fark derslerini vererek bu diplomayı almaya hak kazanırlar.
Yirmi iki yaşını bitirmiş ve en az ortaokul mezunu olan kişiler, önceki öğrenmelerin tanınması kapsamında ustalık ve kalfalık belgesi alabilmektedir. Mesleki eğitim belgesi ile başvuru yapanların belgelerinin en az üçüncü seviye olması veya ilgili alana yönelik aldıkları eğitim veya eğitimlerin en az 468 eğitim saati kadar yaygın eğitim kursuna karşılık gelmesi gerekmektedir. Yukarıdaki koşulları sağlayan adaylar, "kalfalık beceri sınavına" girmeye hak kazanır ve sınavda başarılı olanlara kalfalık belgesi verilir.
Kalfalık yeterliliğini kazanmış ve mesleklerinde en az beş yıl çalıştığını belgeleyenler veya ilgili meslek alanına yönelik en az 756 eğitim saati kadar yaygın eğitim kursu bitirme belgesine sahip olanlar, ustalık sınavlarına girmeye hak kazanır ve sınavda başarılı olanlara ustalık belgesi verilir. Mevzuatta usta, bir mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarını kazanmış olup bunları mal ve hizmet üretiminde iş hayatında kabul edilebilecek standartlarda uygulayabilen, üretimi planlayabilen, üretim sırasında karşılaşılabilecek meseleleri çözümleyebilen, düşüncelerini yazılı, sözlü ve resim ile açıklayabilen, üretimle ilgili pratik hesaplamaları yapabilen kişidir.
YAZAR
Ömer Açıkgöz