Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Postmodern Eğitim Nedir?

        Postmodern eğitim, XXI. yüzyılın ikinci yarısından itibaren popüler olan ve modernizmin eleştirisine dayanan postmodernizm akımının eğitim alanındaki yansımasıdır. Postmodernizm, bir fikir ve iddia olarak uzun yıllar dünyada egemen olan deneysel bilim ve bilgi geleneğine karşıt bir çeşit eleştiri hareketidir. Bilim karşıtı olmamakta birlikte gerçek bilgiye ulaşmanın tek yolu olarak gösterilen deneye dayalı bilimsel yöntemin ayrıcalıklı konumuna şüpheyle bakan muhalif bir söylemdir. Bilim ve teknolojideki ilerlemeler, insanlığa mutlu, zengin, sorunsuz bir dünya cenneti vadetmekteydi. Ancak yaşanan iki dünya savaşı, kapitalizmin gelişmesi, sömürü, açlık, soykırım gibi felaketler, büyük anlatılara şüpheyle bakmaya, güvenmemeye, inanmamaya ve hatta reddetmeye dayalı bir akım olarak postmodernizmin ortaya çıkmasını etkileyen bazı hususlardır. 

        Postmodern eğitim anlayışı, bilimin kesin ve ayrıcalıklı konumuna bağlı olarak ortaya çıkan kesin, evrensel, değişmez tek doğru mantığının egemen olduğu eğitim anlayışlarını eleştirmektedir. Yerel, durumsal ve kültürel bağlam dışındaki her durum ve olguya ilişkin tek doğru anlayışına şüpheyle yaklaşmakta; bilimsel, kutsal veya diğer bilgi edinme yolları da dahil olmak üzere ulaşılan her türlü bilginin bağlama göre doğruluk değeri kazanabileceği savunulmaktadır. Bu yönüyle otoriter bilgi kaynaklarını eleştiren postmodern eğitim anlayışı, yerelliğe ve durumsallığa bağlı bir eğitim ve eğitimci profili çizmektedir. Özellikle modern, pozitivist veya davranışçılık gibi akımların eğitim sistemleri için çizdiği sınırların tartışılması, evrensel ve tek doğruların sorgulanması hususunda, postmodern akımın ve söylemlerin önemli etkisi vardır. Bilimi ve bilimselliği reddetmemekle birlikte nesneler için formüle edilmiş ve sınırları belli bir bilimsel yöntem anlayışının eğitim sistemleri için geçerli olamayacağı ileri sürülmektedir.

        Bir felsefe, teori veya doktrin olmayan postmodernizm akımı, "büyük anlatı" olarak nitelendirilen evrensel teori ve söylemlere, tek doğru iddialarına karşı bir çeşit başkaldırı hareketi olarak tanımlandığı için eğitim sistemleri söz konusu olduğunda merkeziyetçiliğin baskın olduğu ve ulus devletlerin ideolojik bir aygıt olarak kullandığı eğitim sistemleri eleştirilmekte; merkezinde bireysel ve yerel dinamiklerin yer aldığı bir eğitim anlayışı ön plana çıkmaktadır. "Postmodern Durum" adlı eseriyle bu akımın öncüsü sayılan J. F. Lyotard, gerçek bilginin mahiyetini irdeleyerek bu gerçekliğin kime ve neye göre olduğunu sorgulamakta; böylece deney sonuçlarının evrensel gerçek bilgi olarak bütün evrene genellenmesine dayalı modern-pozitivist bilgiyi (bilim anlayışını) eleştirmektedir. Zira araştırmacı/bilim insanıyla bilgi üretimi, birbirini etkilemekte olup gerçeğe değerden bağımsız biçimde ulaşmak mümkün görülmemektedir. Dolayısıyla bütün bilgiler göreceli, durumsal ve diğer bilgilerle ilişkili olarak üretilmektedir. Yerel ve durumsal gerçekliğe bağlı olarak çeşitlilik ve çoğulculuk ön plana çıkmakta, yatay veya dikey merkezi otoriteler yerine gücün dağıtılması ve bölünmesi söz konusu edilmektedir. Sınırların tartışılması, merkezi kültürlerin ve ayrıcalıklı bilgilerin sorgulanmasıyla birlikte sosyal sınıf, cinsel kimlik ve ırk ayrımı gibi konulardaki egemen söylemler sorgulanmakta ve eleştirilmektedir. İnsanlığa refah ve mutluluk vadeden modern ve pozitivist paradigmaya karşı çıkılmakta; insanlığı felakete sürükleyen söz konusu paradigmanın vaatleri "büyük anlatı" olarak değerlendirilmektedir. İmparatorlukların yerine kurulan ulus devletlerin XX. yüzyılın başında yeni bir toplum inşa etme sürecinde temel araç olarak kullandıkları ideolojik, merkeziyetçi, tek tip insan yetiştirmeye dönük eğitim sistemleri, postmodern eğitim anlayışının eleştirilerinin hedefinde yer almaktadır.

        Sonuç olarak postmodernizmin, eğitim sisteminin bütün boyutlarında önemli eleştiri ve dönüşümlere yol açan etkilerinden bahsetmek mümkündür. Davranışçılığa karşı yapılandırmacılık olarak ön plana çıkan postmodern eğitim anlayışına göre özetle şunlar söylenebilir:

        Tüm zamanlara, kişilere ve ortamlara hitap edebilecek evrensel bir eğitim anlayışı mümkün değildir. Müfredat, yerel özellikler taşımalı ve değişkenlik içermelidir; Eğitim sistemi, bireysel farklılık ve çeşitliliğe duyarlı olmalıdır; Bilimsel araştırma süreçleri sonunda üretilen değişmez, gerçek ve kutsal bilgi yoktur; Merkeziyetçi ve tek tip insan yetiştirmeye dayalı eğitim sistemleri gerçekçi değildir; Eğitimin amaçları, yerel ve kültürel gerçeklere göre oluşturulmalıdır; Eğitim, durağan olmayıp eğitim sistemi, sürekli yeni düşünce ve kavramlar üretmelidir ve Öğrenme sürecinin bilişsel ve duyuşsal yönü ön planda olmalıdır.

        YAZAR

        Engin Aslanargun