Türk zırhlıları ihracata yürüdü
Türk savunma sanayisinin zırhlı kara aracı üreticilerinden Nurol Makina, zırhlı muharebe aracı Ejder Yalçın 4x4 ile yurtiçi ve yurtdışı pazarlarda hızla yol alıyor

Özbekistan Cumhurbaşkanı Şavkat Mirziyoyev'in Türkiye ziyareti kapsamında, iki ülke şirketleri arasında savunma sanayisi alanında önemli iş birliğine gidildi.

İmzalanan mutabakat muhtırasına göre, Nurol Makina ile UzAuto bin adet Ejder Yalçın zırhlısını Özbekistan'da ortak üretecek. Mutabakat, 24 adetlik hazır alımı ve 3. ülkelere satışı da kapsıyor. Ayrıca ileride başka araç modellerinde de üretim söz konusu olabilecek.

Nurol Makina, tercih sürecinde, fiyat avantajına sahip Rus ve Çinli rakipleriyle yarıştı. Ejder Yalçın zırhlısıyla rakiplerini geride bırakan Nurol Makina, uluslararası pazarlardaki iddiasını ortaya koydu.

Askeri birliklerle güvenlik güçlerinin meskun mahal ve kırsal alanlar dahil, her türlü bölge ve arazi şartlarında harekat ihtiyaçlarına cevap vermek amacıyla üretilen araç, 2014'te hizmet vermeye başladı.

Yenilenen ve geliştirilen Ejder Yalçın II'nin teslimatları 2016'da gerçekleştirilirken, aynı yıl aracın yeni versiyonu Ejder Yalçın III'ün üretimi tamamlandı.

Geçen sürede iç güvenlikte sayıları hızla artan Ejder Yalçın araçları, yurt dışında da ilgi görmeye başladı. İlk ihracat başarısını bu yıl yakalayan aracın yurt dışındaki ilk alıcısı Tunus oldu.

Yurt içinden gelen talepleri karşılamakla yetinmeyen şirket, Tunus'a yeni ülkeler eklemek için yoğun çaba sarf ediyor. Bu çabalar kapsamında yurt dışındaki zorlu testlerde kendini ispat etmeye çalışan Ejder Yalçın, aynı zamanda güçlü rakiplerle yarışıyor. Zırhlı araç ihtiyacını karşılama arayışındaki yaklaşık 10 ülkenin, sınıfında en yüksek koruma seviyesiyle dikkati çeken Ejder Yalçın ile ilgilendiği belirtiliyor.

TÜRKİYE'NİN GÖKYÜZÜNDEKİ ASKERLERİ GÖREVE HAZIR
Öte yandan Savunma Sanayii Müsteşarı ve Savunma Teknolojileri Mühendislik AŞ (STM) Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Demir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, STM tarafından geliştirilen ve ilk kez 13'üncü Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nda sergilenen "kamikaze drone"ların seri üretimine başlandığını bildirdi.

TEK BAŞINA DÜŞMANA SALDIRAN YİĞİT: ALPAGU
Türkiye, STM tarafından milli olarak geliştirilen Otonom Taktik Vurucu Sabit Kanatlı Drone "ALPAGU", Otonom Döner Kanatlı Vurucu Drone "KARGU" ve Otonom Döner Kanatlı Keşif Drone "TOGAN" ile hem ilave operasyonel güce kavuştu hem de "sürü teknolojisi" alanında önemli bir adım attı.

Seri üretimine başlanan "drone"ların isimleri öz Türkçe ve savunmayı hedefleyen askeri ikonlardan seçildi. Asimetrik harp ve terörle mücadele operasyonlarının en kritik ekipmanlarından biri olmaya aday ALPAGU, eski Türkçe'de "tek başına düşmana saldıran yiğit" anlamını taşıyor.

Tek bir er tarafından taşınabilen ve lançerden ateşlenebilen ALPAGU, tespit ve küçük ölçekli tehditleri etkisiz hale getirme görevlerini yapabiliyor. ALPAGU, özgün, gömülü ve gerçek zamanlı görüntü işleme ve derin öğrenme algoritmalarıyla sabit veya hareketli hedeflere karşı etkin kullanılabiliyor. Sistem; sabit kanatlı drone, lançer ve yer kontrol bileşenlerinden oluşuyor.

ALPAGU'nun, gündüz ve gece etkin operasyon, tali zararları en az olacak şekilde otonom hassas vuruş, hareketli hedeflere yönelim, görevi terk veya kendini imha gibi kabiliyetleri bulunuyor.

Hazırlık süresi azami 45 saniye, menzili 5 kilometre, ağırlığı 3,7 kilogram olan ALPAGU, azami 400 metre irtifaya, en yüksek 80 kilometre/saat hıza ulaşabiliyor.

DÖNER KANATLI KAMİKAZE: KARGU
"Dağ başındaki gözlem kulesi" ve "atmaca" anlamlarına gelen KARGU ise döner kanatlı kamikaze sınıfında bulunuyor.

KARGU, yapısal farkının dışında operasyonel anlamda ALPAGU ile benzer görevleri yerine getiriyor.

Menzili ve hazırlık süresi ALPAGU'yla aynı olan KARGU, bin metre azami irtifaya 72 kilometre/saat hıza çıkabiliyor. KARGU, 6,3 kilogram ağırlığa sahip bulunuyor.

KESKİN GÖZLÜ: TOGAN
"Doğan" anlamına gelen TOGAN ise genel maksatlı keşif ve gözetleme görevlerinde kullanmak üzere özgün görev planlama yazılımı, otonom zeka ve harekat kabiliyetleriyle dikkati çekiyor. TOGAN, özgün gömülü ve gerçek zamanlı görüntü işleme ve derin öğrenme algoritmalarıyla sabit veya hareketli nesnelere karşı etkin olarak kullanılabiliyor.TOGAN, 30 kat optik yakınlaştırma, 2 eksen stabilize özgün POD gibi kabiliyetler barındırıyor.

Operatöre gerek kalmaksızın uçuş görevini yerine getirebilen, hareketli veya hareketsiz tehditleri otomatik belirleyip sınıflandırabilen TOGAN'dan, gece ve gündüz operasyonlarında yararlanılabiliyor.TOGAN, 5 kilometre menzile, 40 dakika görev süresine sahip ve bin metre azami irtifaya, 72 kilometre/saat azami hıza çıkabiliyor.Hazırlık süresi diğer "drone"lar gibi 45 saniyeyle sınırlı TOGAN'ın ağırlığı ise 7,5 kilogramı buluyor.

TOGAN'ın, sürü zekasının ilk milli örneğini teşkil etmek üzere, "kamikaze drone"lar KARGU ve ALPAGU ile birlikte "çoklu drone harekatı" yapacak şekilde kullanılması planlanıyor.

ASKER İÇİN ÜRETİLMİŞTİ, SİVİLİ DE YOLDA
Öte yandan, Harp Arge tarafından üretilen Türkiye'nin ilk elektromanyetik drone silahı"Drone Savar", bir sınır karakolundan başlayarak "sıcak bölgeler"de hizmet verecek. Üründen sivil amaçlı yararlanmak için de çalışma yürütülüyor.

Harp Arge Genel Koordinatörü Aytekin Güçlü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, drone kullanılarak yapılan saldırılar ya da tehditler nedeniyle özellikle sınır bölgesindeki karakollarda Drone Savar'a ihtiyaç duyulduğunu, ürüne ilişkin taleplerin de buralarda yoğunlaştığını söyledi.

"DRONELAR SALDIRI, TACİZ YA DA İSTİHBARİ AMAÇLA KULLANILABİLİYOR"
Talep aldıkları bir sınır karakoluyla ilgili çalışmalarını tamamladıklarını belirten Güçlü, şöyle devam etti:

"Siparişimizi aldık, fiyat teklifimiz onaylandı, prosedürlerin tamamlanmasıyla birlikte Drone Savar sistemimizi göndereceğiz. Tedarik süreçlerinin sadeleştirilmesi ve bütçelendirmenin hızlandırılması halinde ihtiyaçların daha hızlı karşılanabileceğini düşünüyoruz.

Türk Silahlı Kuvvetleri mevcut eğitimlerine, drone tehdidini de katarak personelini bilgilendirmeye başladı. Bu adımların atılması oldukça önemli ancak bölgedeki bir terör örgütünün imkan ve teknolojik kabiliyet olarak ordumuza tehdit oluşturması kabul edilemez. Drone teknolojisi çok hızlı gelişiyor.

Dronelar saldırı, taciz ya da istihbari amaçla kullanılabiliyor. Biz de yemiyoruz, içmiyoruz yeni modeller geliştiriyoruz. Çünkü tehditleri engelleyebilmek için teknolojinizi yenilemeniz, geliştirmeniz gerekiyor. Özellikle drone gibi hızlı gelişen bir alanda önlem almak için hızlı hareket etmek çok önemli. Aksi halde siz silahı temin ettiğinizde karşınızdaki tehdit bambaşka bir boyut kazanmış olabiliyor."

"SİVİL HAYATTA KULLANILABİLECEK ÜRÜNLER ÜZERİNDE ÇALIŞILIYOR"
Aytekin Güçlü, üretim ve Ar-Ge çabalarında sürdürülebilirliği sağlayabilemek için sivil hayatta kullanılabilecek ürünler üzerinde de çalıştıklarını söyledi.

Bu kapsamda, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayacak nitelikte çözümler üzerinde durdukları ifade eden Güçlü, şunları kaydetti:

"Size ait bir arazide bir başkası gelip drone uçurabiliyor. Bu konuda yeterli bir önleyici mekanizma yok. Mahrem kalmasını isteyebileceğiniz özel günlerinizde, organizasyonlarınızda, düğün ya da davetlerde bu tür araçlarla rahatsızlık yaratılabiliyor. Özellikle kamuoyuna mal olmuş kişilerin ve sivillerin herhangi bir kısıtlamaya tabi olmadan kullanabileceği Drone Savar sistemleri üzerinde duruyoruz."

Güçlü, Drone Savar'ın gece de kullanılabilmesi için gece görüş ekipmanıyla donatıldığını bildirdi.

ATAK MİLLİ RADARA KAVUŞUYOR
Öte yandan, Meteksan Savunma'nın "Hava Platformları İçin Milimetre Dalga Radarı Geliştirilmesi Projesi" kapsamında yaptığı radar, önemli bir sınavı başarıyla geçti. Bir süredir T129 ATAK helikopteri üzerindeki uçuş testlerinde performansını ortaya koyan Helikopter-MİLDAR'ın kabulü, SSM Kabul Heyeti tarafından yapıldı.

Helikopter-MİLDAR, Türk Silahlı Kuvvetlerine, elektro-optik sistemlerin performanslarının zayıfladığı hava koşullarında yüksek performans gösterme, elektro-optik sistemlerin hedefe yönlenmesinde ve silah angajmanında zaman kazanma, alçak irtifa ve düşük görüş şartlarında pilota pozisyon farkındalığı kazandırma gibi önemli operasyonel avantajlar sağlayacak.

Bundan sonraki süreçte Helikopter-MİLDAR'ın, T129 ATAK helikopteri üzerindeki nihai yerinin kararlaştırılmasıyla silah sistemlerine entegrasyon ve seri üretim faaliyetlerinin başlaması bekleniyor. Helikopter-MİLDAR'da kullanılan ara yüz ve yazılımlar, radarın başka helikopterlere de entegrasyonuna imkan veriyor.

HELİKOPTER-MİLDAR'IN ÖZELLİKLERİ
- Hedef tespit takip fonksiyonu
- Çoklu hedef tespiti
- Yavaş ve hızlı tarama
- Yüksek açısal ve menzil çözünürlüğü
- Yavaş tarama modunda hedef tespit ve takip için 12 kilometre menzil
- Düşük hacim, ağırlık ve güç ihtiyacı
- Gerçek zamanlı ARPO görüntüsü
- 2,5 kilometre menzilde arazi profili oluşturma
- Seyrüsefer desteği

ALTAY TANKI SERİ ÜRETİM İÇİN İHALE TEKLİFİNİ BEKLİYOR
Demir, MÜSİAD tarafından düzenlenen bir konferansta Reuters'ın Altay tankının seri üretim ihalesi ile ilgili sorusu üzerine, "Şu anda teklifleri bekliyoruz" dedi.

Altay tankını geliştiren Otokar tarafından seri üretime alınması için verilen SSM tarafından teklif kabul edilmemiş, ardından Temmuz ayında savunma eski bakanı Fikri Işık seri üretim için ihale düzenleneceğini açıklamıştı.

Yurtiçinde Otokar dışında FNSS'in paletli zırhlı araç tasarlama ve üretim deneyimi bulunuyor. BMC ve Katmerciler tekerlekli zırhlı araç üretirken, Tümosan'ın tekerlekli zırhlı araç üretime projesi bulunuyor.

TUSAŞ'TAN "YENİ NESİL UYDU" HAMLESİ

Türksat 6A ile haberleşme uydusunu kendisi yapabilen 10 ülke arasına girecek Türkiye, uluslararası terminolojide Small-GEO olarak adlandırılan Yeni Nesil Haberleşme Uydu Projesi için fizibilite çalışmalarına başladı. TUSAŞ, Türksat 6A ve Göktürk yer gözlem uydularından elde edilen deneyimlerle Small-GEO konseptini geliştirerek önemli bir projeye imza atacak.

Small-GEO ile katma değeri oldukça yüksek uzay sistemleri alanında yurt içi ve yurt dışı uydu operatörlerinin ihtiyaçlarını aynı anda karşılayacak teknik özelliklerde bir sisteme yönelik ön çalışmalar yapılacak. Küresel pazar için de oldukça yeni ve dikkat çekici olan Small-GEO konseptinde geliştirilecek uyduyla Türkiye'ye bu alanda aynı zamanda önemli döviz girdisi sağlanması hedefleniyor.

Small-GEO uydusunda bir fırlatıcıya birden fazla haberleşme uydusu sığdırılarak fırlatma maliyetlerinin düşürülmesi öngörülüyor. Bu amaçla uydu yapısal sistemi tümüyle optimize edilecek. Fırlatma maliyetlerinin düşürülmesi için bir diğer önlem ise uydunun yeni nesil elektrikli itki sistemleriyle donatılarak uzaya gönderilen kütlenin düşürülmesi olacak.

Yapılacak çalışmalarla detayları netleştirilecek Small-GEO uydusunun 1-2 ton kütle aralığında olması ve 16 ile 22 alıcı/verici (transponder) taşıması planlanıyor. TUSAŞ tarafından geliştirilecek Small-GEO uydusu sivil haberleşme hizmetlerine ilave olarak askeri amaçlı veri transferi için de kullanılabilecek.

Small-GEO; televizyon yayını, multimedya uygulamaları, mobil ve sabit internet erişimi, güvenli haberleşme gibi geleneksel haberleşme uydusu fonksiyonlarını performansı düşmeden karşılayabilen, nispeten daraltılmış hacimli konfigürasyona sahip, maliyet etkin haberleşme uydusu konseptine sahip bulunuyor.

Küresel pazarda Small-GEO olarak tanımlanan uydular, alışılmış haberleşme uydularına göre düşük üretim ve fırlatma maliyetleri ve kullanıcı ihtiyaçlarına göre şekillenebilen esnek haberleşme çözümleriyle dikkati çekiyor.

TÜRK SAVUNMA SANAYİSİNİN ZIRHLI KARA ARACI "HIZIR"
Türk savunma sanayisinin zırhlı kara aracı pazarındaki yeni oyuncularından Katmerciler'in taktik tekerlekli zırhlı araçları ilk kez envantere girecek.

Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Merkezi Finans ve İhale Biriminden, Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) sınırlarının gözetleme kapasitesinin artırılması için yaklaşık 30 milyon euro bedelli mobil gözetleme araçları tedariki işini alan ASELSAN, bu kapsamda kullanılacak araçlar için tercihini Katmerciler'den yana kullandı.

ASELSAN, Katmerciler ile 4x4 mobil gözetleme araçları için yaklaşık 10,5 milyon euroluk 2 sözleşme imzaladı. Sözleşmelere konu teslimatlar gelecek yıl gerçekleştirilecek. Mobil gözetleme araçları tedariki konusunda kurulan iş ilişkileri hem ASELSAN hem de Katmerciler açısından ilkleri barındırıyor.

ASELSAN, bu kapsamda ilk defa taktik tekerlekli zırhlı araç odaklı bir işte ana yüklenicilik görevini üstlendi.

Katmerciler ise Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı (TOMA) ile girdiği savunma sanayisinde daha sonra geliştirdiği taktik tekerlekli zırhlı araçları ilk kez sahada kullanıma sunacak. Böylece şirketin taktik tekerlekli zırhlı araç ailesinin bir ürünü envantere girmiş olacak.

NATO standartlarında, yüksek balistik ve mayın koruma seviyesine sahip, 4x4 taktik tekerlekli zırhlı muharebe aracı Hızır, Türkiye ve AB sınırlarının gözetleme kapasitesinin artırılmasında görev alacak.

Hızır'ın lansmanı geçen yılın kasım ayında "3'üncü High-Tech Port by MÜSİAD" da yapıldı. Katmerciler'in tasarlayıp geliştirdiği araç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı törenle sektöre tanıtıldı. Hızır, manevra gücü yüksek, güvenlik güçlerinin operasyonel ihtiyaçlarına uygun olarak geliştirildi.

Toplam 9 personel kapasiteli, balistik açıdan güçlendirilmiş, mayın ve el yapımı patlayıcılara karşı yüksek koruma seviyesine sahip araç, kırsal ve kentsel alanlardaki yoğun çatışma koşulları altında yüksek performans gösterecek şekilde tasarlandı.

Bu özellikleriyle silahlı kuvvetler ve güvenlik güçleri için güven artıran bir araç olarak donatılan Hızır, komuta kontrol aracı, kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer (KBRN) aracı, silah taşıyıcı araç (çeşitli silah sistemlerinin kolay entegrasyonu), ambulans, sınır güvenliği aracı, keşif aracı gibi çeşitli konfigürasyonlarda görev yapabiliyor. Hızır, çok yönlü, düşük maliyetli ve kolay bakım sağlayan bir platform aracı özellikleriyle dikkati çekiyor.

KAPLAN TANKI ZORLU SINAVA HAZIR
Öte yandan, savunma sanayisinin önde gelen zırhlı kara aracı üreticilerinden FNSS ile Endonezyalı PT Pindad firması tarafından Türkiye'de tasarlanan ve geliştirilen Kaplan MT'nin ilk prototipi, eylül ayında Endonezya'ya ulaştı.

PT Pindad ortaklığında FNSS mühendislerinin çalışmalarıyla ortaya konulan Kaplan MT, Türk savunma sanayisi açısından tank sınıfında ihraç edilecek ilk araç olma özelliğini taşıyor. Kaplan MT, Endonezya Silahlı Kuvvetlerinin modern orta sınıf tank konseptine olan talebini karşılamak üzere geliştirildi.

ATAK Faz 1'de füze ikaz sistemi, karşı tedbir atıcı sistem, kızılötesi karşı tedbir sistemi ile MXF-484 ve 9651 el telsizleri bulunuyor. Faz 2'de ise laser ikaz alıcı sistemleri, RF karıştırıcı, radar ikaz alıcı, 9681 V/UHF telsiz gibi ek sistemler olacak. Bugüne kadar yaklaşık 12 bin uçuş saatine ulaşan ATAK helikopterleri için yerli motor geliştirilmesi ve 20 mm top sisteminin yerlileştirilmesi hedefleniyor.

Kaplan MT, Endonezya'nın Cilegon şehrinde 5 Ekim'de düzenlecek Ulusal Silahlı Kuvvetleri Günü resmi geçidinde Endonezya Ordusu tarafından kullanılarak halkın karşısına çıkacak. Kaplan MT, iki ülkenin savunma bakanlıklarının da desteğiyle gerçekleştirilen başarılı bir ortak geliştirme projesi olarak öne çıkıyor.

HÜRKUŞ'LAR İÇİN GERİ SAYIM

Prototipi ilk kez 13. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nda (IDEF 2017) sergilenen orta ağırlık sınıfı tank, hassas doğrudan ateş kabiliyeti, yakın ateş desteği sağlayan mühimmattan tanksavar mühimmatına kadar uzanan geniş seçenekleri, üstün taktik ve stratejik hareket kabiliyetiyle muharebe sahasına yeni bir soluk getiriyor.

TUSAŞ, Hava Kuvvetleri Komutanlığının temel uçuş eğitim ihtiyacının karşılanması amacıyla tasarlanıp imal edilen 15 HÜRKUŞ-B uçağına yönelik çalışmalarını da süratle ve titizlikle sürdürüyor. İlk uçağın aralık ayında ilk uçuşunu gerçekleştireceği belirtilirken, 2017 yıl sonu itibarıyla da 8 HÜRKUŞ-B uçağının büyük ölçüde tamamlanacağı bildirildi.


Kaplan MT, gücünü aracın arka kısmında bulunan ve "20 BG/ton" mertebesinde güç/ağırlık oranı sağlayan güç paketinden alıyor. Motor, bu gücü, çift pinli paletleri süren ve burulabilen mil üzerine kurulan, 6 tekerlekli, antişok süspansiyon sistemine sahip, yürüyüş sistemine aktarıyor.

HÜRKUŞ-B uçaklarının teslimatlarına Haziran 2018'de başlanacağı vurgulanırken, 15 adetlik ilk paketin yıl sonuna kadar teslim edileceğinin altı çizildi.HÜRKUŞ’ta ilave 40 uçaklık bir opsiyon bulunuyor.




Aracın ateş gücünü ise yüksek basınçlı 105 mm Cockerill topu entegre edilmiş ve gelişmiş bir otomatik doldurucuya sahip CMI Cockerill 3105 kulesi sağlıyor. Bu kuleyle Kaplan MT, düşük ağırlığına rağmen yüksek tahrip gücüne ulaşıyor. Kaplan MT, avcı, vurucu özelliğinin yanı sıra araç komutanına taktiksel farkındalık sağlayan muharebe alanı yönetim sistemi ve lazer ikaz sistemiyle donatılıyor.

Uçak yaparken mimarisini çalışıyorsunuz, bu bittikten sonra detay mühendislik yapıyorsunuz, sonrasında prototipi imal etmeye başlıyorsunuz. 2023'te bu uçağı uçuracağız. Bu 4 yıllık döneme sayın Başbakanımız '3 yıl olsun' dedi.

YIL BİTMEDEN YENİ ANKA GELİYOR



HÜRJET'İN KONSEP TASARIMI ORTAYA ÇIKTI

Kendi sınıfında, en üst düzeyde mayın ve balistik korumaya sahip olan Kaplan MT, kullanıcısına, muharebe alanındaki tehditlere karşı çok kısa sürede, yeterli ateş gücüyle hızlı yanıt verme imkanı tanıyor. Bu da beraberinde muharebe alanında üstün beka ve hareket kabiliyeti sağlıyor.

Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfının (TSKGV) bağlı ortaklıklarından TUSAŞ, vakfın 30. kuruluş yıl dönümünde kapılarını vatandaşlara açtı.

Biz 3 yıl olacak altyapı yapmaya başladık. İnşallah 3 yıl sonra milli muharibin mimarisi bitmiş olacak, 2023'te ilk uçuşunu yapacak.

YENİ ATAK, HÜRKUŞ VE ANKA'LAR GELİYOR
Öte yandan, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ/TAI), yıl sonuna kadar yapacağı teslimatlarla Türkiye'nin hava filosunu güçlendirmesine katkıda bulunacak.

TUSAŞ, insansız hava araçlarında da bu yılı yeni teslimatla kapatacak. Şirket tarafından envantere kazandırılan 1 adet ANKA-B uçağının ardından, 1 adet uçağın daha Aralık 2017'de envantere gireceği belirtildi.



Etkinlikte ziyaretçilere şirketin yürüttüğü projelere ilişkin bilgiler verilirken, hazırlanan materyallerde Yeni Nesil Temel Eğitim Uçağı'nın (HÜRKUŞ) jet versiyonu olarak başlatılan "HÜRJET" Projesi'nin konsept tasarımına ilişkin görsel de yer aldı.

Bununla ilgili teknoloji geliştirme Türkiye'de var. Kendimiz de bunu tetikliyoruz oluşsun diye. İnşallah bu 1 tonluk haberleşme uydusu TAI'nin kendi özgün projesi olacak. Sıfırdan başladık ve yapacağız. Ticari bir proje bu. Hem TÜRKSAT'a satma durumumuz olabilir, görüşmelerimiz oluyor hem de dünyada bunun çok taliplisi var.

ATAK helikopterinin bir üst versiyonunu yönetim kurulumuzdan aldığımız izinle konsept olarak başlattık. Bir de Genel Maksat Helikopteri Projemiz var, 10 tonluk. Sikorsky ile bir projemiz var ama bunu da tümüyle yerli bir proje olarak başlattık. Yeni insansız uçak projesi başladı, daha büyük yük taşıyabilecek. ANKA halen görev yapıyor. Ülkemizin korunmasında görev alıyor.

Sabit ve döner kanatlı hava platformları, insansız hava araçları ve uzay sistemlerinde Türkiye'nin teknoloji merkezi konumundaki TUSAŞ, havacılık ve savunma sanayisinin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik çalışmalarını sürdürüyor.

Böylece, envanterdeki ANKA-B sayısı 2’ye çıkacak. Ayrıca, hali hazırda Jandarma Genel Komutanlığına hizmet kapsamında 2 uçağın ek olarak Elazığ’da görev yaptığı ifade edildi.

TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil, yaptığı açıklamada, HÜRJET Projesi'nin yönetim kurulundan geçtiğini ve başladığını söyledi. Kotil, "Bunun 6 aylık mimari çalışma dönemi var. Yönetim kurulundan aldığımız bütçe bu dönem için. Bu aslında projenin ön çalışması. Devletin bize bunu sipariş vermesini bekliyoruz" dedi.

TUSAŞ, yıl sonuna kadar, görev aldığı T129 ATAK Taarruz ve Taktik Keşif Helikopteri, ANKA İnsansız Hava Aracı ve Yeni Nesil Temel Eğitim Uçağı HÜRKUŞ projelerinde teslimat sayılarını ve üretim düzeylerini artıracak.

ANKA-B, burun kısmında bulunan kamera sistemi sayesinde hedefi tespit edip lazer işaretlemesi gerçekleştirirken, 4 adet de füze taşıyabiliyor.



Aynı zamanda Small-GEO uydu projesini hayata geçirdiklerini ifade eden Kotil, projeye ilişkin şu bilgileri verdi:

Kotil, uydu alanında ayrıca Türksat 6A, Göktürk yenileme projelerinin söz konusu olduğunu belirtti. İki yeni helikopter projesi başlattıklarını anlatan Kotil, sözlerine şöyle devam etti.

İlkinin teslimatı 2014'te gerçekleştirilen T129 ATAK helikopterlerinden 24’üncüsü eylül ayı itibarıyla Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) teslim edildi.



Bu, tümüyle TAI'nin bir projesi. Küçük dememize bakmayın, kendisi 1 ton. 22 tane transponderi, yayın yapan anteni bulunuyor. Bunun büyükleri de 4-5 ton oluyorlar. Küçükleri elektrikle yani plazma motoruyla tahrik ediliyorlar.

Milli Muharip Uçak Projesi'nde İngiliz partnerleriyle çalışmaların sürdüğünü ifade eden Kotil, şöyle konuştu:

Yapılan protokol, toplam 59 ATAK helikopterinin teslimatını içeriyor. TUSAŞ'ın yıl sonuna kadar 12 ATAK helikopterini daha teslim etmesi bekleniyor. Böylece TSK'ya verilen helikopter sayısının 2017 sonunda 36'ya çıkarılması hedefleniyor. Helikopterlerin teslimatı 2018 yılında tamamlanacak. Öte yandan, ATAK Projesi'nde 14 helikopterin daha teslim edilmesiyle Faz 2 konfigürasyonuna geçilecek.

YENİ ATAK, HÜRKUŞ VE ANKA'NIN GÖRÜNTÜLERİ!
