GÜLENAY BÖREKÇİ
GAZETE HABERTURK- HT CUMARTESİ
Kitapçı raflarında yeni bir Elif Şafak kitabı görüyorsanız, bilirsiniz; artık güneş parlıyordur. Yaz mevsimi gelmiş, gri ve kasvetli günler bitmiş, soğuk ve melankoli bir müddet için sona ermiştir. Şafak’ın yeni kitabı Şemspare, rengârenk, cıvıl cıvıl, insanı uçmaya ve hayal kurmaya davet eden kapağıyla bunu bir kez daha kanıtlıyor. Asmalımescit’te buluştuğumuzda niçin bu ismi seçtiğini sordum. Gönülden yazılmış bir kitabın bazen günlük hayatın telaşına, yoğunluğuna, bunaltıcılığına, yıpratıcılığına iyi gelecek tek şey olduğunu, hayatımızı aydınlatıp yüreğimizi ısıttığını söyledi. Onunla röportajımız da Şemspare’nin içeriğinden farklı olmadı. Sanat, politika, kitaplar, İstanbul, her şeyi konuştuk. En çok da kadın erkek ilişkilerini, aşkı, aileyi...
Şemspare’de özellikle kadın erkek ilişkilerine dair yazılarınız dikkat çekiyor. Aslında harika bir şey olan “ilişki”yi zorlaştırmak için kadınlar ve erkekler olarak elimizden geleni yapışımızı, bir türlü uzlaşamayışımızı anlatıyorsunuz...
İlişkileri berbat etmekte kadın olsun erkek olsun üstümüze yok. Birbirimizi gereksiz yere hırpalıyoruz. Önce seviyoruz. Sevgimiz karşılıklı olunca başlıyoruz didiklemeye. Karşımızdakini illa kendimize benzetmek istiyoruz.
BİZ KADINLAR AKROBATIZ DA HABERİMİZ YOK!
Anneanneniz en çok evlenip bir yuva kurmanızı istermiş. Sizse evlendiğinizde de ruhunuzdaki bazı şeyleri değiştiremediğinizi; reçel kaynatmayı, şık sofralar donatmayı öğrenemediğinizi yazıyorsunuz...
Beni iki kadın büyüttü. Bir tarafta eğitimli, bağımsız ve feminist olan annem; modern, Batılı Şafak Hanım. Bir tarafta daha geleneksel, daha maneviyatçı, batıl inançlarına rağmen bilge biri olan anneannem; Fahriye Hanım. Birinden yazılı kültürü öğrendim, ötekinden sözlü kültürü... Kadınların çelişkilerine gelince... O bitmez. Ömrümüzün her aşamasında havada çevirmemiz gereken bir sürü top var; erkeklerin bunu anlaması zor. Kadın olmak, aynı anda bin tane ayrı işe yetişmek demek. Akrobatız da haberimiz yok.