Osmanlı'da kadınların hayatına dair ilginç detaylar
600 yıldır hüküm süren ve tarihin en uzun süre ayakta kalan devletlerinden biri olan Osmanlı Devleti'nde kadın olmak nasıl bir şeydi?
KADINLARIN GİYİM TARZLARI
Kadınların giyimleri yöreye göre değişiklik gösteriyor olsa da, Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'ne göre kadınlar tüm yörelerde sıklıkla ferace denilen uzun tesettür tarzı kıyafetlerden giyiyordu. Bunun dışında gelir düzeyi yüksek olan kadınlar pamuklu ya da ipekten biçilmiş ince gömlek altına şalvar benzeri kıyafetler giyiyordu.
Düşük gelirli kadınlar ise kadife ya da nadir de olsa ipek kumaş kullanabiliyordu. Üzerlerine yelek giymeyi de ihmal etmiyorlardı. Olanakları sınırlı dar gelirli ailelerin kadınlarıysa beledi adı verilen ucuz kumaşları kullanıyordu. Gayrimüslim olupta Rumeli ve İstanbul çevresinde yaşayanlar yüzlerini açık bırakabiliyorken Doğu ve Kafkasya'da yaşayan, genellikle Ermeniler, yüzlerini kapatıyordu. Adana ve çevresindeyse yüzler açık olabiliyor, ancak peçe takabiliyorlardı.
SEVGİLİ MUHABBETLERİ
Osmanlı'da el ele tutuşarak gezmek yasak ve günah sayılıyordu. Çiftler genelde ya tesadüfen ya görücü usülü ya da tarla ve bahçe gibi benzeri yerlerde çalışırken birbirlerine rastlayabiliyorlardı. İletişim ise mektupla gerçekleşiyordu. Bunların ışığında birçok ozan sevdikleri kadınlara şiirler, türküler, şarkılar söylüyordu.
EVİNE EKMEK GETİREN EMEKÇİ KADINLAR
Osmanlı'da evine ekmek getiren emekçi kadınlar vardı.Bu kadınlar genellikle dul veya yetim oluyorlardı. Kadınlar ticaretle uğraşıyorlardı. Ticaretle uğraşan bu kadınlar zengin kadınlara kumaş satıyorlardı.Kocalarından ya da ailelerinden miras kalan tarlaları işletiyorlardı.
DULLARA GELECEK OLURSAK...
Kadın kocasından ayrıldığında mirasın çok azını alabiliyordu. Nafaka olarak da sadece 3 aylık geçinme parası alabiliyordu. Kadınlar bu zorluk karşısında çareyi çalışmakta bulmuşlardı. Bu kadınlar cariyelerden dolayı evlere temizliğe gidemiyorlardı. Bu konuda sıkıntı çekiyorlardı. Kız çocuklarını zengin ailelere verebiliyorlardı. Böylece refah içinde iyi bir şekilde büyümelerini sağlıyorlardı. Bu Osmanlı Devleti'nde sıkça rastlanan bir durumdu.
DİNDAR KADINLAR
Osmanlı Devleti'nde kadınlar kadılık veya fıkıh öğretimi yapamıyorlardı fakat dini konularda bilgileri erkeklerden fazlaydı. Kadınlar dini sohbetleri sadece kendi aralarında yapabiliyorlardı. Erkeklerin olduğu dini sohbetlere katılamıyorlardı. Katılamarı caiz değildi. Din eğitimi üst tabaka kadınlar arasında oldukça yaygındı. Bazı kadınlar Arap Şeyhlerden dini eğitim konusunda yardım alabiliyorlardı.
TARİHİ YAPILAR İNŞAA ETTİREN KADINLAR
Osmanlı Devleti'nde kadınlar kendi adlarına çeşme, camii ve benzeri yapılar inşaa ettirebiliyorlardı. Vakıflara bağış yapıyor,hatta bazıları bu vakıfları kendileri kuruyorlardı. Hanedean üyeleri, camii gibi kutsal ve büyük yapıları büyük paralara yaptırıyorlardı. Hürrem Sultan'ın kendi adına yaptırdığı külliyeyi ve kızı Mihrimah Sultan'ın adına yaptırmış olduğu iki camii buna verilecek en güzel örneklerden. Boğaz ve deniz kıyılarındaki sarayların birçoğunu varlıklı Osmanlı kadınları finanse ediyorlardı.