Ayrılık acısı nasıl geçer?
2009 yılında yayımlanan bir çalışmada, dişilerinden 4 gün boyunca ayrılan erkek tarla farelerinin depresyon tarzı davranışlar sergilediği ve insanlardaki stres hormonu olan kortizol hormonunun karşılığı olan kortikosteron seviyelerinde artış yaşadıkları gözlemlendi
Ayrılık kısa süreli de olsa kalıcı da olsa, sevenler için hoş bir durum değildir. Son araştırmalar, romantik bir ilişkide yaşanan ayrılıkların, çiftler üzerinde uyku düzensizlikleri, anksiyete ve depresyon belirtileri yarattığını gösteriyor. Üstelik buna neden olan da hormonlarımız. Sorunun tanımı yapıldığında aslında çözümü de beraberinde geliyor. Nasıl mı, işte yanıtı...
HORMONLAR ZIPLIYOR
Bilimfili.com'un derlediği habere göre, 2009 yılında yayımlanan bir çalışmada, dişilerinden 4 gün boyunca ayrılan erkek tarla farelerinin depresyon tarzı davranışlar sergilediği ve insanlardaki stres hormonu olan kortizol hormonunun karşılığı olan kortikosteron seviyelerinde artış yaşadıkları gözlemlendi. Erkek kardeşlerinden ayrılan erkek fareler bu semptomları göstermediler.
UYUŞTURUCUYU BIRAKMAK GİBİ...
Öte yandan, hayvanlara bu hormonun yayılımını engelleyici bir ilaç verildiğinde, bir sonraki ayrılıkta depresyon yaşamadıkları görüldü, bu da stres hormonunun tepkinin kaynağı olduğunu doğruluyor. Ayrılma, birçok yönden uyuştucuyu bırakmaya benzetilir. Yapılan araştırmalar, tek-eşli hayvanlarda, birlikte yaşamın, duygusal bağlılığı güçlendiren hormonlar olan oksitosin ve vazopresin seviyelerini artırdığını ortaya koymuştu.
GEÇMİŞE ÖZLEM
Sonuç olarak, tarla fareleri partnerlerinden kısa bir süreliğine olsa da- ayrıldığında uzaklaşım semptomları deneyimliyor. Çalışmanın yürütücülerinden davranışsal sinirbilimci Larry Young, kısa vadede bu mekanizmanın rahatsız edici bir hal oluşturduğunu bu yüzden hayvanların bağları tekrar kuracakları partnerlerini aramak istediklerini söylüyor.
4 GÜNLÜK AYRILIK YETER
İnsan çiftleri üzerinde yapılan daha yeni bir araştırmada ise ekip, 4 -7 günlük bir ayrılığın ardından deneklerin kortizol seviyelerindeki bir artışla birlikte kırgınlık ve uyku bozuklukları gibi uzaklaşım semptomları sergilediklerini gözlemledi. Bunun yanı sıra, ilişkilerine dair yüksek seviyede endişe duyduğunu söyleyen deneklerin kortizol seviyelerinde keskin yükselmeler görüldü.
İLAÇ TEDAVİSİ MÜMKÜN MÜ?
Tıpkı tarla farelerinde yürütülen çalışmada olduğu gibi, bu sonuçlar ayrılık ile kortizol arasında belirli bir bağlantı olduğunu ortaya koyuyor, dolayısıyla kortizol salınımını engelleyici ilaçlar insanların partnerlerinden ayrılma zorluğuyla mücadele edebilmelerine yardımcı olabilir.
Öte yandan, anne-çocuk bağından evrimleşen çift bağı, romantik bağları neden bu denli güçlü hissetiğimize dair bir açıklama getirebilir. Ebeveyn-çocuk ve yetişkin romantik ilişkilerinin temel düzeyde birbirinden farklı olduğunu biliyoruz, fakat görünen o ki uzaklaşma durumunda aynı fonksiyonel amaç devreye giriyor ve diğer kişinin yanında olma isteğini doğuran psikolojik bir dürtü meydana çıkıyor.
BEYİN HEP FAZLASINI İSTİYOR
Birisine fena halde vurulduğunuzda, bu durum beyninizdeki “ödül” nöronlarını aktif hale getirir ve bu da iyi hissetmenize sebep olan dopamin hormonunun salgılanmasını tetikler. Ancak dopamin ile ilgili bir şey var ki; o da; geriye sürekli daha fazla isteyen bir beyin bırakmasıdır. Bu da onsuz olamayacağınız hissinin yer aldığı yeni bir aşka dair obsesif olma durumunuzu açıklıyor.
SAKİNLEŞMENİN YOLU
Bir ilişki içerisinde olduğumuzda beynimiz sonunda daha stabil (istikrarlı) bir dokuya sahip oluyor, fakat yine de sevdiğimizin yanında olmak durumuna dair bir dopamin beklentisine giriyor. Ve bu kişi sizden aniden uzaklaştığında, geriye bir sonraki dopamin salgısı için bekleyen bir beyin kalıyor. Bu sonuç; yeni bir aşk fazına obsesiflik durumuna çok benziyor fakat çok kötü bir şekilde seyrediyor.