Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        HERHALDE Caner‘i tanımayanımız kalmadı. Down sendromlu milli yüzücümüz. Hafta sonunda Kıtalararası Yüzme Yarışlarında İstanbul Boğazını, 1 saat 10 dakikada geçmeyi başardı. Bu aslında Caner için ilk başarı değil... İlkini geçen yıl başardı.

        Kamuoyu, daha doğrusu İstanbullu gazeteciler Caner’i, bir gün önce katıldığı televizyon programına Başbakan Erdoğan da telefonla bağlanınca keşfetti. Akşam televizyonlarda, ertesi gün gazetelerde Caner’in başarısını ve Başbakan’ın ilgisini anlatan haberler vardı. Gerçekten de Caner’in başarısı övgüye değer. Başarının arkasında ise inanılmaz öyküler. Antrenörü, okulu, öğretmenleri ve en çok da Ekin ailesi...

        Caner’in babası emekli bir devlet memuru... Emekli maaşıyla bir yandan üniversitede bir çocuk okutuyor, bir yandan da Caner’in başarısı için didiniyor. Hem de yıllardır.

        Savaş Ekin, bizim gibi Gazi Üniversitesi Basın Yayın Mezunu. Öğrencilik yıllarında girdiği DSİ’den birkaç yıl önce emekli olmak zorunda kaldı. Daha doğrusu zorunda bırakıldı. Önce Basın Müşavirliği görevinden alındı, başka bir yere gönderildi. Ardından lojmandan çıkması tebliğ edildi. Görev tanımı değişmiş, 5 yıllık süresi dolmuştu... Yönetmelik öyle diyordu. Görevden alınması neyse de; lojman... Bir kampus içindeki lojman Caner için adeta bir koruma evi gibiydi. Herkes onu tanıyor, kampus içinde istediği gibi dolaşıyor, top oynuyor, lokalde sıkı taraftarı olduğu Galatasaray maçlarını kaçırmıyordu. Lojmandan çıkmak demek Caner’i de apartman dairesine hapsetmek demekti. Yüzmede peş peşe aldığı başarılar nedeniyle Başbakan Erdoğan ile tanışmış ve aralarında sıcak bir gönül birliği oluşmuştu. Eşin dostun akıl vermesi ile Savaş, bir şekilde ulaşıp durumu anlattı. Başbakan Özel Kalem’e sorunun çözülmesi için talimat verdi. Ama bürokrasi bu. Olmadı, tıkanıp kaldı. Bu kez eski TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin devreye girdi, Savaş’a geçici bir müdür kadrosu verilerek lojmanda kalması sağlandı. Ne var ki DSİ içinde birileri rahatsızdı; Savaş’ı istemiyordu. Kısa süre sonra geçici kadro da iptal edildi, görev yeri yeniden değiştirildi. Sonunda baskılara dayanamadı, pes edip emekliliğini istemek zorunda kaldı. Lojmandan çıktı, Batıkent’e taşındı. Ama üniversiteye giden oğluyla yarıştan bu yarışa koşan Caner’in masraflarına yetişmek zordu. Emekli maaşı kıt kanaat geçinmesine bile zor yetiyordu. Önceleri eğitime ve kariyerine uygun iş aradı, olmadı. Ardından bir arkadaşının işyerinde düşük ücretle de olsa çalışmaya başladı.

        Caner, daha anne karnındayken önüne çıkan doğal engelleri yenerek madalyaları toplamakla alkışı fazlasıyla hak ediyor. Bir o kadar da Savaş...

        Diğer Yazılar