Çay Muhabbet iksiri:
Evrende başlangıçta su vardı. İçine bir gün bir yaprak düştü, çay oldu. Çay sofralarımızın ve muhabbet ortamlarımızın vazgeçilmezi. Günümüzün hemen her saatinde var. Kültürümüzde çay ikram etmek çok önemli... Birçok şaire ilham olmuş. Yaklaşık 5 bin yıllık tarihiyle, yapraktan demliğe çayın öyküsü böyle başladı ve günlük hayatımızın vazgeçilmezi oldu...
Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin çay alışkanlığı haritasını ortaya koyan çarpıcı bir araştırmaya imza atıldı. Ofix.com’un yaptığı araştırmaya göre çayı en fazla ofiste içmeyi seviyoruz ve çay tercihlerimiz söz konusu olduğunda oldukça tutucuyuz. Çalışanların yarısı “Çayın tadı ofiste çıkar” derken, “Evde ve tatilde çıkar” diyenlerin oranıysa 29. “Klasik çay mı yoksa aromalı çaylar mı?” sorusuna katılımcıların yüzde 72’si “Klasikten şaşmam” diye yanıt verirken, sadece yüzde 10’u “Yeni tatlara açığım” diye yanıtladı. Yüzde 16’sıysa çayın içine 1-2 karanfil atmaktan yana. Araştırma, limonlu çaya karşı biraz daha toleranslı olduğumuzu ortaya koyuyor. “Çay limonsuz içilmez” diyenlerin oranı yüzde 25’i bulurken, yüzde 61 ise “Çayla arama limonu sokmayın” diyor. Sonuçta söz konusu çay olunca yeni tatlara çok da açık olmadığımız ortaya çıkıyor.
NE VARSA ÇAYDANLIKTA VAR
Araştırmaya göre modern çay demleme yöntemleri, tüketici tarafından hâlâ çok benimsenmiş değil. Sallama çay, demlik poşet gibi bugünün ‘çabuk’ çözümleri çay tiryakilerini memnun etmiyor. Katılımcıların yüzde 72’si “Çay çaydanlıktan içilir” derken, sadece yüzde 11’i “Salla gitsin” diyor. Çayın hayatları için ne kadar önemli olduğu sorulduğundaysa katılımcıların yüzde 72’si “Hayat, çay olmadan çekilmez” yanıtını veriyor. Şeker kullanma alışkanlıklarındaysa bir bölünme söz konusu. Yüzde 36 “Kesinlikle acı çay içmem, çayıma şeker atarım” derken, “Formumu şekersiz çaya borçluyum” diyenlerin oranı yüzde 35’e yaklaşıyor. Tatlandırıcı kullananlarınsa yüzde 29.
‘İNCE BELLİ’DEN ŞAŞMIYORUZ
Çay bardağı tercihlerinde ‘ince belli’ açık ara önde. Katılımcıların yüzde 67’si ince belliden taviz vermiyor. Yüzde 11 ise fincanla çay içiyor. Nostaljiye meraklı yüzde 22’lik bir grupsa ‘o eski küçük, kristal çay bardaklarının’ özlemi içinde olduğunu belirtiyor. “Çayın yanındaki atıştırmalık ne olsun?” sorusuna yüzde 24 “Kurabiye, bisküvi” derken, yüzde 65’in tercihi çayını ‘sek’ içmekten yana… “Bunlar beni kesmez! Yanında brownie, pasta, sütlü tatlı olsun” diyenlerin oranıysa yüzde 11.
İyi çay demleyebilmek için en önemli 5 unsur
1- ÇAYIN KALİTESİ: Kokusu çok hafif olmalı ve rahatsız etmemeli. Rengi koyu olmalı, yaprakları bükük, kıvrımlı ve parlak olmalı.
2-SUYUN KALİTESİ: Berrak, renksiz, kokusuz, pH değeri 7-8 arası olmalı.
3-KULLANILAN DEMLİK: Porselen ya da döküm demlik tercih edilmeli.
4-DOĞRU ZAMANLAMA: Demleme süresi önemli. 10-15 dakikayı geçmemeli.
5-SUYUN SICAKLIĞI: Asla fokurdamamalı. Çayın üzerine kaynar su dökmemeye özen gösterin. Bunu yaparsanız çay yanar.
İstanbul’da çay içebileceğiniz mekânlar
GALATA: Ceneviz Cafe
EYÜP: Pierre Loti
EMİNÖNÜ GÜLHANE PARKI: Set Üstü Çay Bahçesi
CİHANGİR: Firuzağa Çay Bahçesi BEŞİKTAŞ: Kır Kahvesi
BEBEK: Bebek Kahve
ÇENGELKÖY: Çınaraltı Çay Bahçesi
KADIKÖY: Kemal’in Yeri
BEYKOZ: Güzelcehisar Cafe
ÜSKÜDAR: Mavi Yeşil Nargile Cafe
KARAKÖY: Dem Karaköy