Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Geçen hafta ilginç bir telefon aldım. Arayan kişi kendisini (2 yıl doping cezası alan bir mili sporcunun eşi olarak) tanıttıktan sonra sordu: "vicdanınız rahat mı, geceleri rahat uyuyabiliyor musunuz?" diye, ve ekledi "bizi bitirdiniz, eşimin geliri, öğretmen olarak tayini, çocuğumuzla ilgili planlarımız, her şey mahvoldu!" Ne cevap mı verdim?

        Öncelikle, bu telefon üzerine müthiş bir flashback yaşadım. Meslek yaşantım ile Türk sporunda eş zamanlı meydana gelen değişimler sırasıyla gözümün önünden geçti.

        İLK KURS

        1994'te Ankara'da açılan ilk kursa katılarak Bağımsız Doping Numune Alım Görevlisi sertifikası almıştım. O tarihe kadar spor hekimliği uygulamaları içinde anti-doping çalışmalar teorik bilgiye dayanan tavsiyeler niteliğindeydi. Yabancı uzmanlardan aldığımız bu eğitimde numune alım yöntemleri yanında, pratikte karşılaşılabilecek sorunlar da uzun uzadıya anlatılmıştı. Konunun yenisi olan bizler, doping kontrolünü suistimal etmek isteyen sporcuların başvurduğu akıl almaz yöntemleri magazi-nel bir ilgiyle dinlemiştik.

        GENÇLERE FIRSAT

        Aradan 16 yıl geçti. Bu sürede bir yandan Türkiye Doping Kontrol Merkezi ve bağımsız Dünya Anti-Doping Ajansı (WADA) kurulurken diğer yandan sporun endüstriyelleşmesi yolunda radikal değişimler yaşandı. Bunlara paralel olarak sporcunun dünyasına ödül yönetmeliği, millilikle üniversiteye sınavsız giriş, ilköğretimden üniversiteye özel okullarda spor bursu, spor bursu ile yurt dışında eğitim, öğretmen atama/tayin olanağı, TMOK veya federasyonların olimpiyat destek programları gibi maddi manevi kolaylık sağlayan kavramlar girdi. Bu gelişmeler, birkaç yıl öncesine kadar adını bile bilmediğimiz spor branşlarında dahi başarılı olan gençlere bir "yırtma" fırsatı yarattı. Artan rekabet "ne pahasına olursa olsun kazanmak isteyen" bu kuşakta yasaklı madde ve yöntemler kullanma (do-Jping) eğilimini/sıklığını artırdı ve çok genç yaşlara indirdi.

        Bugün, uluslar arası konjonktürün de zorlamasıyla, Türk sporunda nitelik ve nicelik olarak oldukça üst düzeyde anti-doping çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmaların temel felsefesi "yakalamak" değil "caydırmak" tır.

        GÖREV TAMAM

        Diğer Yazılar