Dijital dünyada çocuk, genç ve yetişkin olmak
DİJİTAL dünya bizim gibi ‘dijital göçmen’ olan nesiller için bir gayya kuyusu. Her an değişen, gelişen, farklılaşan, evrilen kurallar doğrultusunda el yordamıyla yolumuzu bulmaya çalışırken bir yandan da bu dünyanın içine doğmuş olan çocuklarımıza rehberlik etmeye gayret ediyoruz. Kendi adıma bu konuda zorlandığımı belirtmeliyim. Uzay’a dijital dünya içinde nasıl doğru rehberlik yapacağımdan, ne kadarına izin verip ne kadarını yasaklamam gerektiğinden emin değilim. Elimden geldiğince farklı kaynaklardan fikir almaya, anlamaya, aktarmaya çalışıyorum.
Geçen hafta katıldığım 2 farklı konferans da Türkiye’de genç olmak, dijital değişimin hayatımıza etkileri gibi konularla ilgiliydi. Her ikisinde de çarpıcı sonuçlar, saptamalar dinledim.
Biri İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi son sınıf öğrencilerinin düzenlediği Yeni Gelenek Dijital Gelecek Konferansı’ydı. ‘Dijital Vatandaşlık’ ve ‘Dijital Dünyada Çocuk Olmak’ konularının incelendiği gün boyunca, dijital değişime hazırlıksız yakalandığımızdan, büyüklerin çocuklardan daha fazla rehberliğe ihtiyacı olduğundan, dijital dünyada çocuk haklarından ve eleştirel medya okuryazarlığının gereğinden bahsedildi.
Anlaşılan o ki Türkiye’de internet denince akla gelen ilk ve neredeyse tek şey sosyal ağlar. Dünya çapında aylık olarak 1.8 milyar aktif kullanıcısı olan Facebook, Türkiye’de de en çok kullanılan sosyal ağ.
DİJİTAL VAR HOBİ YOK
Konu sosyal ağlardan açılmışken başka bir araştırmanın sonuçlarından bahsetmek istiyorum. British Council tarafından yapılan Next Generation Türkiye araştırmasına göre (18-30 yaş aralığındaki, faklı şehirlerde yaşayan 2524 kişiyle yapıldı) bu yaş grubunun en çok kullandıkları sosyal ağ Instagram. Araştırmaya katılanların yüzde 51’i boş vakitlerini sosyal ağlarda sohbet ederek geçirdiklerini belirtmiş. Gençlerin yarısı, WhatsApp ve diğer sosyal medya iletişim araçlarına günde 2 saatten fazla vakit ayırıyor. Instagram, yüzde 29’la gençlerin en çok kullandığı 3 sosyal medya kanalının başında gelirken; bunu yüzde 27’yle WhatsApp, yüzde 26’yla Facebook takip ediyor.
İşin üzücü yanı gençlerin düzenli yaptığı tek şeyin sosyal medyada vakit geçirmek olması. Aynı araştırmaya göre gençlerin yüzde 70’i müzik aleti çalma, çizim ya da resim yapma gibi sanatsal aktivitelere zaman ayırmıyor; spor ya da herhangi bir egzersiz yapmıyor.
Bu araştırma sadece dijital yaşama odaklanmıyor. Araştırmada ortaya çıkan diğer konularla ilgili haftaya yazacağım.
************
ANAOKULU VE İLKOKUL ÇOCUKLARININ DİJİTAL YAŞAMI
YENİ Gelenek Dijital Gelecek konferansının en çok merak ettiğim konularından biri de çocukların dijital medya kullanımında onlara nasıl rehberlik etmemiz gerektiğiyle ilgiliydi. Yrd. Doç. Dr. Esra Ercan Bilgiç, İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Medya Bölümü’nün çocuk haklarını gözeterek hayata geçirdiği ‘Dijital Medya ve Çocuk’ web sitesinden bahsetti. Site çocukların dijital medya kullanımını yasaklamayıp doğru içeriğe yönlendirilmeleri için ebeveynlere ve eğitimcilere yönelik tavsiyelerde bulunuyor. Bilgiç, ebeveynlerin çocukların dijital medya kullanımıyla ilgili dikkat etmesi gereken kuralları şöyle sıraladı:
-İçeriğin kontrollü olması
-Zaman sınırlandırması
-Dijital medyanın ebeveyn, çocuk birlikte kullanımı
*******
BU ÖZELLİKLERE DİKKAT EDİLMELİ
ESRA Ercan Bilgiç, dijital medya kullanımının birlikte yapılan bir aktivite şeklinde olmasının, bunu çocuk için bir öğrenme deneyimine dönüştüreceğini ifade etti. Ayrıca çocuklar için indirilecek uygulamalarda şu özelliklere dikkat edilmesi gerektiğini belirtti:
-İlgi alanlarına seslenmesi
-Yaratıcı oyuna teşvik etmesi
-Yaşına uygun olması
*******
ÇOCUKLARIN DİJİTAL MEDYA KULLANIMINDA ALTIN KURALLAR
BİLGİÇ, İsviçre Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çocukların dijital medyayı güvenli kullanabilmesi için saptanmış altın kurallardan bahsetti:
-Eşlik et, yasaklama: Çocuğunuzla dijital medyadaki deneyimleri hakkında konuşun.
-Çocuklar medya konusunda yetkin örnek kişilere gereksinim duyar: Güven duydukları kişileri örnek alırlar. Alışkanlıklarınızı gözden geçirin.
-3-6-9-12 kuralı: 3 yaşından önce TV ya da diğer ekranlarla ilişki kurmasın. 6 yaşından önce kendine ait oyun konsolu olmasın. 9 yaşından sonra internete, 12 yaşından sonra sosyal ağlara erişebilsin.
-Yaş sınırlamalarını dikkate alın: Filmler ve bilgisayar oyunları için belirtilen yaş sınırlamalarına uyun.
-Ekran saatlerini birlikte belirleyin: Kesin sınırlar koyup uyun.
-Medyalı ve medyasız boş zaman dengesini kurun: Dijital araçların olmadığı boş zaman etkinliklerine önem verin.
-Odaya ekran yok: Yatak odalarında TV, PC, oyun konsolu, tablet ve akıllı telefon kullanımı söz konusu olmasın.
- Sol beyin sisteminde gölgede kalanlar: Dislektik çocuklar6 yıl önce
- 'Tıp felsefesi, hekimi teknisyen olmaktan kurtarır'6 yıl önce
- Sevilmemiş kız çocukları yanlış adamları bulurlar6 yıl önce
- Alerjik çocuk istemiyorsak 'doğaya dönmek tek çözüm'6 yıl önce
- Biz kötü ev hayvanlarıyız çünkü 'Doğamızın dışında davranıyoruz'6 yıl önce
- Sömestr sürerken çocuklar ne izlesin, ne izlemesin?6 yıl önce
- Pentagram ve 'çalışkan iki'ler6 yıl önce
- "Evlilik: Birbirinin en mahrem tanığı olmak"6 yıl önce
- "Biz çok çeşitliyiz"6 yıl önce
- Ebeveynlere ve çocuklara yeni kitaplar6 yıl önce