Boşa giden bağışlar!
Olağanüstü Hal (OHAL) durumu İzmir’de yüzünü daha çok FETÖ operasyonlarıyla gösteriyor.
Soruşturmalar sürerken, tanınmış işadamları gözaltında.
Gayrimenkul, otomotiv, akaryakıt yatırımlarıyla tanınan, kapatılan Gediz Üniversitesinin kurucularından Abdullah Kavuk’un ardından Orkide Yağları Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Küçükbay da sorguda.
İki isim de, İzmir’de başarılı yatırımlarıyla tanınıyor.
Tabii bir de geçmişten bu yana Gülen Cemaati’ne yakın olduklarına dair iddialarla...
Ancak her iki isim dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın cemaatin terör örgütü olduğu uyarısını ortaya attığından bu yana tarafsız görünmek için büyük gayret gösterdiler.
Abdullah Kavuk işlerini renkli hayat tarzlarıyla dikkat çeken oğullarına bıraktı. Yatırımlara özellikle gaz verildi.
Ahmet Küçükbay ise şirketlerine zarar gelmemesi için çabaladı.
Denizli Ticaret Odası Başkanı Necdet Özer de gözaltına alınanlar arasında.
Tam bu süreçte yalnızca söz ettiğimiz işadamları değil Ege’de cemaate yakın olduğu iddialarına muhatap olan ne kadar işadamı varsa, Devlete bağlılıklarını özellikle vurgulamaya çalıştılar.
Sadakat nişanesi olarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yakınlığı ile bilinen hayır kurumlarına milyon dolarlık bağışların gittiği bilgileri geldi kulağımıza.
Hatta öyle ki, ABD’de Rıza Sarraf’ın ardından bağış rekorunun İzmir’li işadamlarında olduğu iddiaları var.
Peki işe yaradı mı?
Göründüğü gibi hayır.
Türkiye devletinin bugüne kadar gördüğü en büyük Gladio’yu* Türk devleti yerle bir etmeye kararlı.
Ne milyon dolarlık bağışlar durdurabilir Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ne de renkli sosyete geceleri.
Bu yapılanmanın içine kim harç attıysa, Cumhuriyete, laik devlete değil, cemaat yapılanmasına destek verdiyse hesabını vermeli.
İzmir ve Ege’de bu isimlerin gözaltına alınması, daha birçok işadamını huzursuz etti.
‘Bağış’ yaparak kurtulacağını sananlar şimdi telaş içerisinde!
Hatta bazı işadamlarının yurtdışı tatillerini OHAL süresine kadar uzattıklarını duyuyoruz.
Umarız işadamlarımız destek vermemiş ya da geçmişte verseler dahi yürekten pişman olmuşlardır.
Paralel örgütlerin üzerine cesaretle giden Devlet ve bu irade; onları parayla değil, ancak samimi pişmanlıklarıyla affedecektir.
Türk Gladio’su
(*) Gladio, İtalya’da çökertilen derin devlet yapısı. Büyük mücadelelerle 1992 yılında Savcı Felice Casson ortaya çıkardı.
- FETÖ’ye benzettiğimiz, Gladio olayını Savcı Casson bakın nasıl anlatıyor;
“İtalyan Gizli Servisi, polis ve jandarma içinde yer alan eğitilmiş kişilerden oluşuyordu. Gizli merkezler kurarak, silah ve mühimmat stokladılar. Toplumsal olaylar, katliamlar düzenlediler. 1964 ve 1972’de ‘darbe teşebbüsleri’nde bulundular. Asıl amaçları olası bir ‘sol düzen’in kurulmasının önlenmesiydi.
Bu örgütün CIA’nın denetim ve kaynaklarıyla oluşturulduğu açıktı.
Casson bugün tehlikenin geçip geçmediğine dair ise şöyle söylüyor;
“Gladio İtalya’da 1992’de bitti. Ama benzeri yapılar daima olmuştur ve şu anda da ‘yok’ diyemem. Bu tür örgütler ‘kanser’ gibidir. Dikkatli olunmalı.”
Tecrübe her zaman önemli!
- Her yer İzmir olsa!6 yıl önce
- Lafı bırak sisteme bak6 yıl önce
- 10 yılda 10 seçim6 yıl önce
- Villa fiyatına 1 oda 1 salon6 yıl önce
- Hakiki demokrat6 yıl önce
- Turistten çok angus geldi6 yıl önce
- Üreticinin 'Aysel Ablası'6 yıl önce
- En sıcak nefes6 yıl önce
- Vildan anne6 yıl önce
- İnce sevgi!6 yıl önce