Seçim değil, başka bir şey...
Seçimden, referandumdan başımızın döndüğü son yıllarda, yeni bir seçime daha giderken, vergilerimizden oluşan milyonlar döküyoruz. Bunca para kim bilir kaç işsize iş, kaç evsizi ev, kaç açı doyururdu gibi laf etmeyeceğim... Ama bu kadar seçim hovardalığını, vergilerimizin sorumsuzca harcanması olarak değerlendirmekten de geri kalmazken, şu cümlemi bir kez daha kullanacağım; sistem, rejim ne olursa olsun, yeter ki arkasında adam gibi adam, adamlar olsun...
Yeter ki verilen her oyun arkasında “fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür” seçmenler olsun...
*
Hindistan’da çok ünlü bir ressam varmış. Herkes bu sanatçının yapıtlarını kusursuz kabul edecek kadar beğenirmiş. Çoğu kişi onu “Renklerin Ustası” anlamına gelen Ranga Geleri olarak tanısa da, kısaca Ranga Guru derlermiş. Onun yetiştirdiği bir ressam olan Racigi ise artık eğitimini tamamlamış ve son resmini bitirerek Ranga Guru’ya götürmüş ve ondan resmini değerlendirmesini rica etmiş.
Resme şöyle bir göz atan Ranga Guru;
“Sen artık ressam sayılırsın Racagi. Artık senin resmini halk değerlendirecek” diyerek resmi şehrin en kalabalık meydanına götürmesini, en görünen yere koymasını, yanına da kırmızı bir kalem bırakmasını istemiş. Resmin hemen üstüne de halktan resmin beğenmedikleri yerlerine çarpı işareti koymasını rica eden yazı asmasını istemiş...
Racigi birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde görmüş ki, tüm resim çarpılardan neredeyse görünmüyor. Çok üzülmüş tabii. Emeğini ve yüreğini koyarak yaptığı tablo kırmızıdan bir duvar sanki. Resmi alıp götürmüş Ranga Guru’ya ve çok üzgün olduğunu anlatmış. Usta, üzülmemesini ve yeni bir resim yapmasını, tekrar şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş. Ama bu defa yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde yağlı boya, birkaç fırça ile birlikte insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırakmasını istemiş. Racigi denileni yapmış...
Birkaç gün sonra gittiği meydanda görmüş ki, resmine hiç dokunulmamış, fırçalar da boyalar da bırakıldığı gibi duruyor. Çok sevinmiş ve koşarak Ranga Guru’ya gitmiş ve resme dokunulmadığını anlatmış.
Ranga Guru demiş ki;
“Sevgili Racigi, sen ilk resminde insanlara firsat verildiğinde ne kadar acımasız eleştirebileceklerini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı... Oysa ikinci resminde onlardan hatalarını düzeltmelerini istedin, yapıcı olmalarını istedin. Şunu hiç unutma sevgili Racigi, kötü yönde eleştirmek kolaydır, yapıcı eleştiride bulunmak ise eğitim gerektirir...”
*
Sağlık içinde mutlu pazarlar dilerim..
- Politik günahlar üzerine...6 yıl önce
- Keskinoğlu atlatır6 yıl önce
- Oyunuz kaliteli olsun...6 yıl önce
- 4. Mehmet'ten paşalarına...6 yıl önce
- Bir zamanlar Avrupa6 yıl önce
- Siyasetin sağ duyusu: CHP6 yıl önce
- Ekol Sanat'ta Atatürk günleri6 yıl önce
- Ekol Sanat'ta Atatürk günleri6 yıl önce
- Biz de Osmanlı torunuyuz...6 yıl önce
- Ah bir vekil olsam..6 yıl önce