Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

BAŞIBOZUK bir Amerikan ailesi reality show’u olarak izlenen “Keeping up with the Kardashians”ın (Kardashian’lardan Haberler) hangi bölümünde ailenin Ermeni köklerinin gündeme geleceğini merak eder dururdum. Nihayet oldu. Ailenin daha ziyade poposuyla tanınan üyesi Kim Kardashian, Ermeni soykırımı üzerine Twitter’da bir tartışmaya girmiş. Olay, Türkiye’de haber oldu. Böylece Türkiye basını, Ermeni meselesini Kim Kardashian’ın poposu ve göğüsleri eşliğinde okura sunma imkânını buldu. Hrant yaşasaydı, Kardashian ailesi ve Türkiye medyasının olayı “kalça nahiyesinden” algılamasıyla ilgili bir yazı yazardı Agos’ta. Ne ki o yaşarken meseleler böyle rahat konuşulmuyordu. Oysa şimdi...

TAKSİM’DE 24 NİSAN

İtiraf edeyim, 24 Nisan’da Taksim Meydanı’nda bir anma yapılacağını söylediklerinde tedirgin oldum. Provokasyona fazlasıyla açık bir anma, diye düşündüm. Açılımın kapılarını kapatacak gerilimler yaşanabilir diye düşündüm. ABD’de olduğum için yerinde göremedim olayları ama öyle atla deve bir tepki de olmamış. Anma yapılabilmiş. Hrant yaşasaydı sanırım gözleri dolardı o sahneyi görünce. Ne ki o yaşarken insanlar meydanlarda anma düzenlemeyi düşünemezdi bile. Oysa şimdi...

HAKİKATSİZ AÇILMA

“Ne kadar ‘açıldık’ birçok bakımdan” diyeceğim ama tam o anda aklıma arkadaşımız Nedim Şener geliyor. Hrant Dink cinayetiyle ilgili yazdığı “Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları” kitabından dolayı yargılanıyor Nedim. Milliyet Gazetesi muhabiri Nedim’e dava açılması için suç duyurusu yapanlar, Hrant Dink davası sanıklarından Erhan Tuncel‘i muhbir yapan istihbarat polisi Muhittin Zenit, davada sık sık adı geçen İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ve İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer. Üstelik Hrant Dink davasının sanıkları bile Nedim’in yargılandığı 28 yılla yargılanmıyor. Nedim’in “suçu” istihbarat yalanları üzerine belgelere dayanan bir kitap yazmak. Üstelik suç duyurusunun yapılmasının nedeni “gizli belgeleri” açıklaması. Olay bu zaten! Gazetecinin işi bu yani: Gizli belgeleri bulup bir hakikati ortaya çıkarmak. Nedim, işini yaptığı için 28 hapis cezasıyla karşı karşıya. Yalnız bırakmamak gerek. 26 Haziran’da duruşması var. İstanbul 11. Ağır Ceza.

SESSİZ KATİLLİK

Ne istiyoruz biz? Gerçekten daha fazlasını. Hakikati istiyoruz. 1915’te kaç insan öldürüldü üzerine tartışmak değil, acının hakikatinin tanınmasını istiyoruz. Tartışma programlarında gerçekleri bölüşmek değil, bir hakikati paylaşabilir hale gelmek istiyoruz. Bayan Kardashian’ın poposuyla birlikte Ermeni haberleri yapılabilecek bir Türkiye, bu meseleyi bu kadar sıradanlaştırmış bir memleket istemiyoruz. Daha fazlasını istiyoruz. Hrant’ın katillerinin, ama hepsinin cezalandırılmasını, gerçeklerin ortaya çıkmasını istiyoruz, evet. Ama dahası var. Bu cinayetin altındaki daha derin hakikate varılmasını da istiyoruz. Ta derinimize kaçmış sessiz katillerin de çıkarılmasını, teşhir edilmesini, onların sonsuza kadar gömülmesini istiyoruz. Katillere sessiz kalan katilliğin katlini istiyoruz.

GERÇEĞİN GÖZÜ

Ama neresindeyiz işin? Konuşmanın, günahlarımızla yüzleşmenin neresindeyiz?

Çeşitli şirin il ve ilçelerimizde mebzul miktarda büyükbaş yetişkin, çocukları, basbayağı sıraya girip ziyan etmişler. Şimdi basından beklenen bunu yazmaması. Mahkeme öyle karar almış. Değil hakikat, olmakta olan gerçekliğin gözüne bakma cesareti bile olmayan bir memlekette... Ne bileyim?

okur@ecetemelkuran.com

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar