Türkiye çocukları uluslararası toplumun korumasına alınsın!
Kaddafi, kendi halkına savaş açtı. Kendi ülkesini işgal etmeye çalışıyor. Savaş uçakları Libyalıları bombalıyor. Çok acayip değil mi? Bence de çok acayip. Ama aynı oranda acayip bir şey var:
Mardin'de 8 yıl önce şehrin ileri gelenlerinin de, hacı-hoca takımının da içinde olduğu 26 kişi tarafından tecavüz edilen 13 yaşındaki N.Ç.'nin yaşadıklarına "rıza" gösterdiğine karar verildi.
Hükmün gerekçesine baktım, faillere en alt sınırdan ceza vermek için mahkeme epey ter dökmüş. Bu gerekçeler arasında tecavüzcülerin "iffetli" olması bile var. Öyle ki biraz daha gayret etselermiş N.Ç'yi "26 erkeği baştan çıkararak fuhuş yapmak" suçundan hapse atabilirlermiş! Ki çok da farklı bir şey değil yapılan. N.Ç. 8 yıldan beri başka bir şehirde, başka bir isimle yaşıyor. Başka bir hayata hapsedildi. Bu yargı kararıyla da ruhen recm ediliyor şimdi. Tıpkı ayıpladığımız geri kalmış, berbat ülkelerdeki gibi!
GENÇLERE SALDIRI SİCİLİ
Peki bu ve benzeri olaylardan sonra, "Biz çocuklarımıza ne yapıyoruz?" gibi bir soru toplumsal platformda gündeme geliyor mu? Gelmiyor. Zaten şu "halkın vicdanı", "halkın adalet duygusu" falan gibi zırvalıkların gerçek olmadığını artık biliyoruz. Dolayısıyla Türkiye'de yetişkinlerin, gençlere ve çocuklara açtığı soğukkanlı ve topyekûn savaş hali tam gaz devam ediyor. Gençler Dolmabahçe'de dayak yiyor, halkımızın büyük bir kısmı o dayağın hak edildiğini düşünüyor. O dayak sırasında genç bir kadın bebeğini düşürüyor, eli kalem tutanlar dahil olmak üzere akıllara "Kız niye hamileymiş?" gibi müstehcen bir soru geliyor.
Sadece polisin "dur" ihtarına uymadığı için İzmir'de polis kurşunuyla ölen gencecik Baran Tursun'un katillerine 2 yıl 1 ay hapis cezası veriliyor. Kimsenin aman aman umurunda değil. "Polis nasıl çocukları öldürür?" diye 12 yaşındaki Uğur Kaymaz için nasıl sorulmadıysa Baran Tursun için de sorulmuyor. Ceylan Önkol için nasıl bütün memleket ayağa kalkmadıysa bugün de N.Ç. için ülke ayaklanmıyor.
ÇOCUKLARA KARŞI DAYANIŞMA
N.Ç.'nin 13 yaşında 26 erkekle yatmak için rızası olduğunu düşünebilen bir mahkeme, bu hayali rızayı neye dayandırıyor, biliyor musunuz? N.Ç. iki erkekle yatmamış. Yani mahkeme diyor ki, "İki erkekle yatmamış, demek ki 26 erkekle de yatmayabilirdi". Kızın iki kadın tarafından satılması, şehrin ileri gelenlerinin 13 yaşındaki kızı... Yaşını duyunca koştura koştura gitmişlerdir eminim, salyalar akıtarak...
Mısır'da Tahrir Meydanı'nda günlerce eylem yapan insanların kendileri bile hayret ederek bir kelimeyi tekrar ediyorlardı:
Dayanışma!
Meydanda bu kadar canlı, somut ve derin dayanışmanın yaşanmasına kendileri bile şaşırıyordu. Mübarek'in "tahttan" ineceğinin açıklanmasından sonra kazandıkları zafer, dayanışmanın zaferiydi ve bu yüzden bütün o mutlu insanlar şöyle diyordu:
"Mısırlı olmaktan gurur duyuyorum!"
Ben, çocuklarını düzen, sonra da tecavüzcüleri ödüllendiren bir ülkenin vatandaşı olmaktan gurur duymuyorum. Çocukları ve gençleri için herhangi bir dayanışma göstermeyen ülkenin, çocuklar ve gençler için güvenli olduğunu düşünmüyorum. Bizim çocuklarımız ve gençlerimizin uluslararası toplum tarafından korunmaya alınması gerektiğine inanıyorum ve son derece ciddiyim! Kendilerine karşı soğukkanlı ve taammüden bir savaş başlatılmış olan gençler de yapılan anketlere göre çok büyük oranlarda bu ülkede yaşamak istemiyor. Fırsatını bulsalar hemen başka bir ülke vatandaşlığına geçmek istiyorlar. Açık bir gerekçesi var bunun:
Can güvenlikleri yok!
SOĞUKKANLI KATİL OLARAK TOPLUM
Üstelik başlarına bir şey geldiğinde adalet sistemi onları korumuyor. Yani iyice örgütlenmiş, azılı, salyalı ve zalim yetişkinlere karşı yalnız ve silahsızlar. Onları döven, işkence eden polisler, devlet, yargı sistemi var bir yanda, öte yanda bu ortaya çıktığında "Hak edecek bir şey yapmışlardır" diyen yetişkinler. Can havliyle kaçmak istemeleri çok doğal.
Bana kimse 13 yaşındaki bir kızın, satılmak suretiyle ilişkiye girdiği 26 erkeğin bunu yapmasına rıza gösterdiğini düşünen bir mahkemeyi topyekûn protesto etmeyen bir ülkenin normal bir ülke olduğunu söyleyemez. Manisalı çocuklar, Uğur Kaymaz, Ceylan Önkol, N.Ç., Dolmabahçe'de dayak yiyen çocuklar, işkence edilen binlercesi, öldürülen binlercesi... Hakikaten bu ülkede çocukları yok etmek için ciddi bir örgütlenme olduğuna inanmıyor musunuz? Hakikaten mi?
- Velev ki...12 yıl önce
- Kahvaltı yılı12 yıl önce
- Emret komutan!12 yıl önce
- Dikkat kitap var!12 yıl önce
- Büşra Hoca'ya mektup var!12 yıl önce
- Twit'lemeli de mi saklamalı yoksa twit'lemeden mi?12 yıl önce
- Bizimkisi komple doğaçlama12 yıl önce
- En güzel ezan12 yıl önce
- Şu bahar meselesi...12 yıl önce
- 10 numara iç siyaset12 yıl önce