Daha 20'lerinin başında iki gencin konuşmasına şahit oldum yakınlarda.
Çocuk, "Floransa'ya ya da Roma'ya gidelim" diyor.
Kız, "Roma şöyle, Floransa böyle. Boş ver oraları gel bak şuraya gidelim" diyor.
Çocuk sessizleşti bir ara "Tamam "diyor. Yani kız arkadaşı maşallah daha o yaşında gezmediği yer kalmamış. Bir anda, "Ahhh kızım ahhh. Daha gençsin, toysun ama sus kızım sus. Erkek tarafı bilmiş kız sevmez. Biz ettik sen etme. Bak şimdi ki, aklım olsaydı az konuşur, bildiğimi çok fark ettirmezdim" diyesim geliyor. Tabii karışmıyorum. Fakat böyle dediğime bakmayın bu yaşıma geldim hala cır cır böceği gibiyim ben de... Neyse...
Sonra çocuk, "Tamam" diyor ve devam ediyorlar konuşmaya.
Ve yine erkek tarafı, "Geceliği 3-4 bin TL. Bir şey değil. Zaten ikiye böleceğiz" demez mi!!!
Çocuk her şeyi ikiye bölmekten falan bahsediyor. Ama sürekli "İkiye böleriz" sözünü iliştiriyor. Aynı evde yaşadıklarını anladığım bu Z kuşağından ikilinin yanından hızla uzaklaşıyorum. Malum ben anlamıyorum bu kuşağı. Çok farklı bakış açıları var. Gerek ilişkiye, gerek ortak yaşam alanlarına, gerek paylaşım mevzularına falan.
Ve ne zaman denk gelsem el ele otururken bir anda hesap gelince, ellerini ceplerine atıp hesabı bölüp, çarpıp ödüyor Z kuşağı. Tamam hayat paylaştıkça güzelleşir ama sürekli böyle ikiye bölmelerden konuşulurken ve böyle yaşarken ilişki sürmez ki, arkadaşlar. Sürekli bunu dile getirmek falan ne bileyim. Ortak bir hesapta toplasanız mesela birisi ödese. Bunu da evinizde halletseniz falan. Daha şık, daha güzel sanki.
Daha önce de, denk geldim ben böyle konuşmalara ve hareketlere de o yüzden dile getiriyorum. Sürekli masada para bölüşmek şık değil. Tamam kendi bileceğiz bir şey tabii ama yine de her işin yolu yordamı vardır. Siz yine de büyüklerinizi izleyin bu konuda. Bir şey kaybetmezsiniz. Güvenin bana...