ABD Başkanı Donald Trump’ın Twitter hesabının kapatılmasıyla birlikte dijital platformlarla ilgili tartışmalar boyutlarının nereye varacağı kestirilemeyecek şekilde başlamış oldu. Türkiye açısından tablonun ilginçlik kazanması ise sadece WhatsApp ile başlayan dijital hareketlenme değil. Zira sosyal medya platformları başta olmak üzere diğer tüm dijital ticari platformlar için düzenleme/regülasyon döneminden geçiyoruz.
Küresel sorun estiren bu dijital şirketleri ülkemiz kurallarına tabi tutabilmek için Ulaştırma Bakanlığı ciddi gayret sarf ediyor. Cezalar kesiyor. Temsilci atamaları için baskılar yapıyor. Facebook ile entegrasyon için kullanıcılarla sözleşme yenileme yoluna giren WhatsApp’ın son adımının da bu kapsamda ele alınması gerekir.
WhatsApp’ın kullanıcılarına gönderdiği sözleşmesinin güncelleme talebi birçok tartışmayı tetiklemiş olsa dahi rakipleriyle kıyaslandığında bu platformun yine açık ara en fazla talep göreceğini söylemek mümkün. Çünkü yabancı veya yerli benzer platformların da ne kadar şeffaf olduğu, hizmet kalitesi bilinmiyor.
WhatsApp’a yönelik eylemler sonrası Telegram, BİP, Signal gibi platformlarını mobil cihazlarına indirenlerin sayısı çoğaldı. İlgili şirketlerden de benzer açıklamalar geliyor. Ancak son iki gündür bu platformların herhangi birisi üzerinden mesela bana tek bir tane mesaj gelmedi. Bunlar üzerinden iletişim kuran olmadı. Cep telefonumda kayıtlı olan kişilerden önemli bir kısmı son 2 günde Telegram’a katılmasına rağmen hiç kimseyle buradan iletişim kurmadım.
Telegram uzun süredir mobil cihazımda var. Ama yoğun kullanılmadığı için buradan herhangi bir şey paylaşanlar da önce WhatsApp’tan uyarı mesajı atmayı tercih ettiler. Hep bu şekilde kullandım. Yerli uygulamamız BİP üzerinden birkaç kez haberleşmeye çalıştığımda ise başarısız oldum. Çünkü bu platformu geliştirenler bile WhatsApp’ı tercih ediyorlardı. Dolayısıyla, “Yerli veya yabancı başka platformlar var” denerek Türkiye’nin verilerinin korunmasında geç kalınmamalı. Acilen düzenlemeye gidilmelidir.
WhatsApp’ın güncellenen gizlilik politikasını kabul etmekle veya alternatif mesajlaşma platformlarından birine geçmekle sorun kapanmıyor. 2014’te Facebook, 19 milyar dolar ödeyerek WahtsApp’ı satın aldı. Şimdi yapay zekâyı da kullanarak entegrasyona gidip, veriler üzerinden ticari olarak daha fazla verim almak için girişimde bulunuyor. Bir yönüyle tekelleşiyor. Bu şekilde tekelleşme elbette ABD’nin de gündemine gelecektir. Başkan Biden’ın koltuğa oturmasıyla birlikte ABD’de tekelleşen dijital platformlar için gelişme olacağı belirtiliyor. Ancak her halükarda Türkiye’nin de kendi yasal düzenlemelerini yapması kaçınılmaz.
Dijital dünyada reklam rekabeti şirketleri ilginç yöntemlere itiyor. Platformlar arasında yakınsamalar, birleşmeler, işbirlikleri gerçekleşiyor. Profiller üzerinden kişiselleştirilmiş hedef kitleler belirleniyor. Şu an ki tartışma WhatsApp’ın verilerini Facebook ile paylaşacak olması ve dolayısıyla buradaki iletişim faaliyetlerinin gizliliği tehlikeye girecek endişesiyle yapılıyor.
Öte yandan Signal, Telegram veya Turkcell’in yerli BİP gibi uygulamaları gizlilik anlamında ne kadar güvenli? Tartışmalı bir husus. Türk Telekom’un yerli uygulamasını ve diğerlerini saymıyorum bile… Yağmurdan kaçarken doluya tutulma tehlikesi var! Belki gizlilik tartışmaları sebebiyle bazı platformlar bu dönemde cazip sözleşmelerle piyasa payını artırabilir. Signal bu açıdan öne çıkacak gibi görünüyor. Fakat bu platformlar aynı zamanda en fazla kullanım rakamlarıyla popülerlik kazandığı için dijital göçler de o kadar kolay olmayacaktır. Düzenleyici kurumların neşter atması şart görünüyor.
Facebook yetkililerinin Türkiye’de bir ofis açacağını Ulaştırma Bakanlığı’na iletmiş olması, ülkemiz düzenlemelerine uyacağı anlamına da geldiğinden diğer yabancı platformlara göre yine avantajlı durumda olacaktır. Kişisel Verileri Koruma Kurumu en azından Facebook ve dolayısıyla WhatsApp için devrede olacaktır.
Önemli olan husus günlük hamasetlere karışmadan mevzuya ulusal güvenlik açısından bakarak, Türkiye’nin verilerini koruma ve küresel dijital şirketlerin hegemonyasından kurtulma yolunda ne kadar hızlı ve etkin olacağıdır.