Şaşkınlıklar ve hayal kırıklıkları

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, hemen her hafta yerli marka otomobilimize ilişkin yeni bir bilgi açıklıyor. Geride bıraktığımız haftada da yerli markanın ilk modelinin bir SUV olacağını ve 2019 yılında üretime hazır hale geleceğini, bundan iki yıl sonra da fabrikadan çıkıp satışa hazır hale geleceğini açıkladı. Gerçi bu açıklamanın son bölümü zaten biliniyordu. Ancak bakan Özlü, dışardan bakıldığında sanki hiç yol alınmıyormuş gibi görünen projenin belirlenen takvime sadık olarak ilerlediğini belirtti.

Çok yakında şirketleşecek olan girişimi henüz kimin yöneteceği resmen açıklanmasa da, basına sızan Gürcan Karakaş ismi yalanlanmadı da. Uzun yıllardır dünyanın en büyük otomotiv şirketlerinden Bosch’ta üst düzeyde görev yapan Karakaş’ın projeye katkısı mutlaka çok büyük olacaktır.

Faruk Özlü devletin de projeye büyük katkı vereceğini, bu katkıların yerli otomobili müşterisi nezdinde cazip kılacak ve mutlaka fiyat avantajı sağlayacak katkılar olacağını, ancak devletin projeye kesinlikle ortak olmayacağını özellikle altını çizerek söyledi.

Her ne kadar seçimlerin öne çekilmesi ve seçimlerden sonra başlayacak olan yepyeni bir bakanlıklar dönemi bu iş başta olmak üzere başka pek çok işi de bir süre geciktirecek gibi görünüyorsa da 2019 yılında öyle ya da böyle en az üç prototipin karşımıza çıkacağı kesin.

Bunun dışında şimdilik pek bir şey bilmiyoruz. Ama araçlar gerek ilk gösterildiklerinde gerekse her şey tamamlanıp satışa sunulduklarında birkaç şaşkınlık ve hayal kırıklığını yaşayacağımızı bugünden söyleyebiliriz.

Şaşıracağız, çünkü araçların gerek tasarımları gerek donanımları gerekse yazılımları bugünün pahalı markaları seviyesinde olacak. Biz de çoğunlukla önyargılarımızdan ötürü böyle bir sonucu beklemediğimiz için şaşıracağız. Dünyanın önde gelen bütün markalarının tedarikçisi olan Türk otomotivi dünya markalarıyla rekabet etmeye namzet bir otomobili diğerlerinden daha kalitesiz üretmeyecektir, bundan emin olabiliriz.

Ama hayal kırıklıkları da olacaktır, buna da şimdiden hazır olmak gerekiyor. Her ne kadar bu otomobilin üretim aşamasında verilecek desteklerle pazara “daha hesaplı” çıkmasının sağlanacağı bugünden söylense de fiyatının herkesin ulaşabileceği seviyede olmayacağı fikrine de hazır olmak gerekir.

Sözün özü, ik-üç yıl içinde çok

insanın beğeneceği, kimilerinin de belli açılardan eleştireceği, bir ya da birkaç otomobilimiz olacak. Beğeniyi “siyasi destek verilen iktidara destek”, eleştiriyi de “ihanet” olarak yaftalamazsak bu işi becerebiliriz.

SON NOT: Türkiye’de çok insanın rüyalarına giren bazı Alman otomobillerini eleştiren Alman test yazılarını okusanız, yazanları “vatan haini” sanabilirsiniz. Orada bunları yazanlara bir şey olmuyor, endüstri bu eleştirileri ciddiye alıyor, işini daha iyi yapıyor.