Sorunları çözen efsane olur
Bursaspor ile Beşiktaş arasındaki tarihi çok eskiye dayanan son derece anlamsız düşmanlığın sona ermesi için çok önemli bir adım atıldı hafta içinde.
Beşiktaş Başkanı Fikret Orman geldi Bursa'ya.
Son yıllarda kulüp başkanlarından veya spor adamlarından duymaya alışmadığımız farklı mesajlar verdi Fikret Orman.
"Polemik yaratmak benim için çok kolay" dedi.
Çok da haklıydı. "Ama bu düşmanlık bitmeli, Ben ortadaki kötü fotoğrafa karşıyım. Tarihi cesur insanlar yazar" demeyi de ihmal etmedi.
Bursaspor Başkanı İbrahim Yazıcı ise yaptığı açıklamada, ''husumetin giderilmesi için'' Fikret Orman'ın, iki kulüp başkan ve yöneticilerinin bir araya getirme girişimine olumlu bakmadıklarını, bu sorunun yönetici görüşmeleriyle çözülemeyeceği düşüncesini taşıdıklarını söyledi.
''Bu husumetin bitmesi ancak taraftar birliklerinin bir araya gelmesiyle olur'' diyen Yazıcı, "Fikret Bey böyle düşünebilir. Ben de diyorum ki; eğer bu barış olacaksa mutlaka tabanda olmalı. Tabanda olan barışa kimse hiçbir şey demez. Ayrıca Bursaspor taraftarı duyarlıdır, emirle iş yapmaz" görüşünü paylaştı.
Anlaşılan o ki, Fikret Orman'ın sözleri emir olarak algılanmış.
Yazıcı'nın söyledikleri kısmen doğru. Ama bu sorun artık çözülmeli.
Beşiktaş camiası ve özellikle futbol takımı Bursaspor'un düşmanlığını kazanmak için herşeyi yapmış olabilir. Ama Bursaspor Camiası, takımlarının geçmişte küme düşmesinin sorumlusunu Beşiktaş olarak görmeyi, kan düşmanı olarak görmeyi bırakmak zorunda.
Bu kin sonsuza kadar sürecek mi?
Bakın başlatılmış bir girişim, bana göre atılmış olumlu bir adım var.
Bunu kimsenin elinin tersiyle itmeye hakkı yok.
Yıllardır süren, taraftarların her platformda birbirine saldırdığı, yaraladığı, öldürmeye bile çalıştığı aktivitelere spor yada bu tabloyu yaratana spor taraftarı, körükleyenlere spor adamı demek ne kadar doğru?
Sorun çözülecekse sağduyulu olmak lazım.
Zamanında ve sorunu çözmek için atılan her adım, insanı yüceltir. Göklere çıkartır. Efsane yapar. Tarih sorun çözenleri altın harflerle yazar.
Sorunu çıkaranı, önünde duranı yada körükleyini değil.
Hayatın her alanında böyle değil mi?
Bakın yıllardır yaşanan terör sorununa.
Her iki alanda çözümler ne kadar da birbirine benziyor.
Her iki alanda da yapılacak ilk iş, ‘taraflara' itidal aşılayabilmek.
Aklıselim düşünmeyi, unutmak değil ama affetmenin sağlam bir geleceğin, yıkılmaz bir dostluğun temeli olduğunu anlatabilmek..
Atılacak ilk adımlar sporda da böyle, terörde de.
Kinle, nefretle, affetmeyi bilmeden, empati yapamadan hangi sorunu çözebilirsiniz ki?
Hassasiyetlere dikkat edip, karşılıklı adımları atmaya, sorunların çözümü için hazır olduğunu göstermeye başladın mı, bu işi olmuştur bunu bilmek lazım.
Yani başlamış iş, bitmiş iş demektir.
Yeterki ön yargısız,geçmişi unutmadan ama her daim de geçmişle önünüze duvar örmeden, yaşananlardan ders çıkartarak atılacak adımlar ne sporda sorun bırakır, ne de binlerin canına malolan terörde.