Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Geçtiğimiz günlerde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), kredi kartları için yeni bir uygulamayı hayata geçirme kararı aldı.

        Kart kullanan kişinin limiti, geliriyle orantılı olacak. Yani bin lira kazanan vatandaşın kart limiti, bin lira olacak. Bu tedbirle birlikte bin liranın altında geliri olan vatandaşımız, ipin ucunu kaçırıp perişan olmayacak.

        Ortak kanaate göre olumlu bir uygulama.

        Ancaak madalyonun bir de öteki yüzü var.

        Gariban kollanacak tamam da, kendi beyanları sonucu bu kriterlere uymayan birileri de bu uygulamadan çok feci şekilde mağdur olacak.

        Kimler mi?

        Kredi kartı kullanan bir çok esnaf, doktor, diş hekimi ve sayıları yüz binlerle ifade edilen çok çeşitli meslek erbabı....

        Onların da kart limitleri bin liranın altına indirilecek. Neden mi?

        Çünkü okuduğum bir araştırma göre, ülkemde lokantacılar 366, kasaplar 640, konfeksiyoncular 834, diş hekimleri ise 983 lira ortalama aylık gelir elde ediyor(!) ve vergisini ödemek için bu rakamları maliyeye bildiriyormuş!

        Bu bir genelleme. Aralarında çok daha fazla gelir beyan edenler mutlaka var. Onları tenzih edip, ayırıyoruz. Ama ortalamalara bakar mısınız?

        İşte onlar da kazançlarının azlığı (!) nedeniyle maliye kayıtlarıyla kart limitleri bin liranın altına indirileceği için mağdur olacaklar...

        Yani 983 liralık dilimde bulunan ama bir dişin tedavisini yüzlerce liraya yapan, bir muayenesi yüzlerce lira olan, kapısında kuyruklar oluşan diş hekimimiz, doktorumuz, son model otomobiliyle yada yatıyla geldiği Bodrum sahillerinde yudumladığı biraların parasını kredi kartıyla ödemeye kalkışırsa maazallah kart limiti yetmeyecek.

        Şortunun cebinde nakiti yoksa, bir ayranı 15, bir lahmacunu 35, bir tas çorbayı 70 liraya satan ama vergisini ödemek üzere 366 lira gelir bildiren Bodrumlu lokantacımız, doktoru, diş hekimini yaka paça dışarıya atmak zorunda kalacak!

        Konumuz vergi ya, biraz daha derine inelim.

        Geçtiğimiz aylarda futbol sektörünü mercek altına alan SGK, futbolcuların yüzde 80'inin asgari ücretten çalıştırıldığını (!) tespit etmiş.

        Kulüp yöneticileriyle yapılan üç toplantının ardından, pabucun pahalı olduğunu fark eden yöneticiler doğru yolu bulmuş da, futbolcuların gerçek ücretten gösterilme oranı çok kısa sürede yüzde 90'a çıkmış...

        Yine rakamlara göre ülkemizde özel sektörde çalışan yaklaşık 13 milyon kişinin yüzde 47'sinin vergisi asgari ücretten ödeniyor.

        Ama bu işçiler asgari ücret mi alıyor? Araştırmalara ve iddialara göre önemli bir bölümünün maaşı daha yüksek ve bu fark açıktan ödeniyor.

        Bu durumda SGK yani devletin yanı sıra, parasını açıktan alan işçi de kaybediyor. Çünkü emeklilik primleri patronunun SGK'ya bildirdiği rakamdan işleniyor.

        Görüyorsunuz, vergiler vatandaşa yol, su, elektrik olarak döneceğine oluk oluk birilerinin cebine akmaya devam ediyor.

        Özlü bir söz vardır hani, maliye binalarının, vergi dairelerinin duvarlarını süsler

        ‘'Vergilendirilmiş kazanç kutsaldır' diye..

        Nasıl tam da bizim için söylenmiş değil mi?...

        Vergimizi adam gibi ödesek, yada doğru dürüst toplayabilsek, bu ülkeyi tutabilene aşk olsun. Ama olmuyor, olamıyor, açıkçası içimizden gelmiyor, gönlümüz vermiyor...

        Ne diyelim, herkese bol kazançlar...

        Diğer Yazılar